27.Bölüm

1K 355 72
                                    

      Bismillahirrahmanhirrahim.

Hüma

"Anne öncelikle sakin ol. Ben iyiyim. Ayrıca Hüma'nın üzerine gitme. Hüma sen de başını kaldır."

"Oğlum tamam üzerine gitmiyorum ama neden söylemedi? Ben bu olayı tesadüfen Ayşe'den öğrendim. Nasıl diye sormak için aradım senin kaza yaptığını söyledi. Birde yoğun bakımda kalmışsın. Ben buraya gelene kadar neler yaşadım senin haberin var mı? Söyleseydi de bu zor zamanı birlikte atlatsaydık," deyince başımı kaldırıp Hatice anneme baktım. Hem üzgün hem kırgındı. Harun kaşlarını çatınca o sinirle bir şey dememesi için elini tuttum. Bana bakınca "lütfen" diye fısıldadım ve utandığım için elimi çektim. Annesi buradayken elini tutmam yanlıştı ama ben de ne yapacağımı bilmiyordum. Hatice anneme bakıp cümleleri kafamda toparladım.

"Anne haklısın çok özür dilerim ama ben de haberi alınca ne yapacağımı bilmiyordum ve çok stresliydim. Bu yüzden aramak aklıma gelmedi tekrar özür dilerim," deyip yaptığım hatadan dolayı başımı eğdim. Gözlerim dolmuştu. Bir anda biri bana sarıldı ve başımı kaldırdığımda sarılan kişinin Hatice annem olduğunu gördüm. O ağlayınca ben de gözyaşlarımı tutamadım ve ağlamaya başladım. Bir süre sonra Harun gergin ortamı dağıtmak için konuştu.

"Vay arkadaş ne çok sevenim varmış. İki sevdiğim kadın benim için ağlıyor," deyince Hatice annem gülerek benden ayrıldı ve yavaşça Harun'un omzuna vurdu.

"Tabii seviyoruz eşek sıpası. Ayrıca insan sevdiği için ağlar. Bu arada ben Hüma kızımı üzdüm ağlattım ama sen ona çok iyi bakacaksın," deyince Hatice annem tekrar bana döndü. Başını eğince tam konuşacakken ellerini tuttum.

"Seni anlıyorum anne. Belki Ümeyr benim kanımdan değil ama ben de onu çok seviyorum. Ona bir şey olsa ben de senin verdiğin tepkiyi verirdim," dediğimde Hatice annem tekrar bana sarıldı ama bu sefer ağlamıyordu. Tebessüm ediyordu ve bu beni mutlu etmişti. Harun'a baktığımda o da tebessüm ediyordu. Mutluyduk Allah'ın izniyle. Allah'ım sana sonsuz şükürler olsun bana böyle bir aile verdiğin için. Hatice annem benden ayrılıp yanağımı öptü ve daha sonra Harun'a dikkat ederek yatağın kenarına oturdu. Saçlarını okşadı.

"Oğlum aç mısın? Hemen eve gidip yemek getirebilirim."

"Yok anne sağol. Gelinin yedirdi."

"Gelinin nedir oğlum ya. O senin karın karın. Düzgün hitap et," deyince utanıp başımı eğdim. Harun kahkaha atınca başımı kaldırdım. O nasıl bir gülüştü?Resmen utanmam hoşuna gitmişti ama her ne olursa olsun onu tekrar gülerken görmek beni mutlu etmişti. Hatice anne Harun'un üzerine titriyordu. Her şeye dikkat ediyor ve resmen yarım saatte bir nasılsın, ağrın var mı diye soruyordu. Harun artık cevap vermekten yorulmuştu. Yatağa biraz daha yaklaşıp Hatice annemin elini tutunca yüzüme baktı. Tebessüm ettim.

"Anne sakin ol. Harun Allah'ın izniyle iyi. Zaten doktor kontrol etti ve yemeğini de yedi. Sen içini ferah tut."

"Haklısın kızım. Fazla soru sordum. Çocuğum iyiyse de yordum onu ama haberi aldığımdan beri ne yaptığımı bilmiyorum. Kızım sen nasıl olsa burdasın. Ben bir kantine ineyim olur mu? Hem sana da bir şeyler alırım. Aç karnına olmaz."

"Tamam anne sen nasıl istersen. Ben burdayım merak etme," deyince tebessüm edip yanaklarımdan öptü. Ben de tebessüm edince odadan çıktı. Abim Hatice anne gelince zaten odadan çıkmıştı. Şu an odada tektik. Harun'a baktığımda beni izlediğini gördüm. Neden beni izliyordu? Telefonum çalınca çantamdan çıkardım. Annem görüntülü arıyordu. Aramayı yanıtladığımda ekranda Ümeyr'i gördüm ve tebessüm ettim. Oğlum babasını merak ediyordu ve dayanamayıp aramıştı.

"Anne nasılsın? Babam nasıl? Canı çok acıyor mu? Beni özledi mi? Çorbayı içti mi?" diyerek sorularını sıralayınca tebessüm ettim. Cevap vereceğim anda Harun sessizce telefonu ona vermemi söyledi.Telefonu Harun'a verince tebessüm edip ekrana baktı.

"Oğlum," deyince Harun Ümeyr'in çığlığını ben bile duymuştum.

"Baba! İyi misin?"

"Canım oğlum benim. Sen beni çok mu merak ettin. İyiyim aslanım iyiyim. Sizi bırakıp gitmem ben. Daha Allah nasip ederse çok güleceğiz."

"Evet baba. Sen iyi ol biz hep güleriz. Baba annem çok üzüldü biliyor musun?"

"Hmm, öyle mi oğlum? Aslanım emin misin çok çok çok üzüldüğüne? Bana sadece çorba yedirdi ve kenara çekildi. Oğlum annen bana bakamıyor galiba."

"Annem niye öyle yaptı acaba baba? Neyse ben anneanneme söyleyeyim de ben yanına geleyim. Ben sana güzel bakarım."

"Oğlum senin o güzel kalbini yerim. O küçük yumruğun kadar kalbin var ama içindeki duygular çok büyük. Şaka yaptım ben. Annen bana çok iyi bakıyor. Sen sadece anneanneni üzme yeter bize."

"Tamam baba. Hem ben üzmem çünkü büyüdüm. Neyse baba hadi görüşürüz sen dinlen."

"Tamam paşam görüşürüz," deyip telefonu kapattı ve bana uzattı. Telefonu alıp yüzüne baktım. Tebessüm etti ama sanki kahkaha atmamak için kendini sıkıyordu. Sonunda dayanamayıp sesli bir şekilde gülmeye başladı.

"Seni oğluma şikayet ettim güzelim."

"Ben ne yaptım ki?"

"Bir tek çorba yedirdin. Bence ne yapmadım diye sormalıydın. Gerçi bu sefer de liste uzardı. Sen de haklısın."Harun'un dediğine şaşkınlıkla baktım. Ben ne yapabilirdim ki?

"İyide Harun elimden bir tek bu geldi. Sonuçta ben doktor değilim ki yaranı kontrol edip pansuman yapayım, değil mi?"

"O konuda haklısın. Zaten senden böyle bir şey beklemiyorum. Sadece hani sevgini biraz daha iyi ve biraz daha çok belli etsen. Oğlum, annem senin için üzüldü deyince inanamayacaktım neredeyse," dediğinde başımı eğdim. Aslında haklıydı. Sonuçta o benim kocamdı ve doğal olarak benden ilgi bekliyordu. Sandalyemi tamamen yatağa yaklaştırdım. Elimi uzatınca o da bana yardımcı olmak için yatakta bana doğru biraz kaydı. Elimi saçlarının üzerinde gezdirdim. Ben yaptıkça tebessüm etti. Hoşuna gitmişti ve bu beni mutlu etmişti. Bir süre sonra düzenli nefeslerinden uyuduğunu anladım. Elimi çekip yüzünü inceledim. Benim de gözlerim kapanıyordu. Ellerimi yatağın kenarına koyup başımı ellerimin üzerine koydum.Ne kadar uyudum bilmiyorum ama kapı sesiyle gözlerimi araladım. Başımı kaldırıp etrafa bakınca abimi gördüm. Tek kaşını kaldırmış bana bakıyordu.

"Abi dayanamadım uyudum ya," deyince abim yanıma gelip alnımı öptü.

"Güzelim ben bir şey demedim. Yorgunsun tabi uyursun. Ben çorba getirdim Harun için. Yemesi gerekiyormuş."

"Tamam abi ben yediririm," deyip abimin elinden çorbayı aldım ve Harun'a seslendim. Gözlerini aralayıp bana baktı. Çorbayı gösterince yatakta oturdu.Harun oturunca abim beni kucağına alıp yatağın kenarına oturttu. Kaşığı çorbaya daldırıp Harun'a uzattım. Tebessüm edip çorbayı içti. Çorba bitince elime peçete alıp ona uzattım ama o almak yerine bekliyordu. Gözlerimi devirip tebessüm ettim. Peçete ile ağzını silip abime baktım. Abim gelip beni tekrar kucağına aldı ve sandalyeme oturttu. Abime tebessüm edip yanağını öptüm. Abim de bana bakıp tebessüm etti ve odadan çıktı. Birkaç dakika geçmişti ki odanın kapısı açıldı. Gelen kişiye baktığımda iki polis olduğunu gördüm. Polisler içeri girip kapıyı kapattı.

"Öncelikle geçmiş olsun Harun bey."

"Allah razı olsun. Bunu bana yapanı buldunuz mu?"

"Evet bulduk Harun bey. Bunu size yapan kişi...."

Selamun aleyküm sevgili okurlarım yeni bölümle karşınızdayım umarım beğendiğiniz bir bölüm olur şimdiden herkese hayırlı bayram bu bölümü

Smyyekaratas3458 kız kardeşimle yazdık iyiki varsın her zaman destekcim boncuğum iyikim

Sen Benim TamamlayanımsınWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu