3. Teşekkürler

15.2K 506 28
                                    

İyi okumalar
...

Bütün gün abimin düğün hazırlıkları ile uğraşmıştık. Avluyu tertemiz etmiş, yemekler için bol bol alışveriş yapmıştık. İki güne abimin, diğer günde benim düğünümün olacağını tüm Antep ve Urfa'yı alıp götürmüştü. Duyduğumuza göre Bengi konağında da büyük bir koşuşturmaca vardı. Yarın öğleden sonra Antep'e gidip onlarla da tanışmam gerektiğini söylemişti annem ve beni odama yollamıştı.

Şimdi odamda koltuğa oturmuş elimdeki kahveyi içip dışarısını izliyordum. Odamın kapısının önce çalınıp sonra açılmasıyla başımı oraya döndürdüm. Gelen kişi Asmin di. Gözleri odayı tarayıp en sonunda bende durunca bana bakıp çekingen bir şekilde gülümsedi.

"Girebilir miyim?"

"Gir gir."

Kapıyı ardından kapatarak içeri girdi. Karşımdaki koltuğa doğru yürüyüp oturdu.

"Ben sana teşekkür etmek için gelmiştim."

Elimdeki kahve kupasını cam pervazına bıraktım. Ve ona tamamen döndüm.

"Asmin di değil mi?" Sorumla birlikte baş salladı. "Asmin ben teşekkür edilecek birşey yapmadım. Sadece canımdan sevdiğim ağabeyimin ve sevdiği kadının hayatını kurtardım. Yirmi dört yaşındaydın değil mi?" Sorumla birlikte tekrar baş salladı. "Buraya beraber geldiğim arkadaşım Yaren de seninle aynı yaşta. İkinizde bir nevi aynısınız. Ben onu nasıl kardeşim, arkadaşım gibi görüyor isem seni de aynı şekilde göreceğim. Bende ikimizde aynısınız. Ben seni abim ben bu kızı seviyorum, asla da bırakmam dediği anda benimsedim. Benden ya da bizden çekinmene gerek yok. Onlar seni gelini olarak değil kızı olarak göreceklerine eminim. Zaten seni istemeselerdi. Baştan bunu dile getirdiler. Yani uzun lafın kısası bana teşekkür etmene gerek yok."

Dediklerimden sonra yüzüne daha dikkatli bakınca gözlerinin dolduğunu gördüğüm zaman yerimden kalktım. Onun oturduğu koltuğun kenarına oturup onun başını göğsüme bastırdım. O da kollarını belime dolayıp bana sarıldı. Sarılmamızı bölen şey kapının pat diye açılması ve Yaren'in 'Bensiz mı sarılıyorsunuz' diye cırlayıp koşarak bize sarılması olmuştu. Biz gülüşüp birbirimize sarılırken gözlerim kapıya kaydı. Kapıda bize gülümseyerek bakan Azad ağabeyimi ve Rüzgarı gördüm. Hadi Azad ağabeyimi anlıyordum. Sevdiği kız ve kardeşini böyle görüyordu da Rüzgara ne oluyordu. Benim bakışlarımın oraya döndüğünü gören kızlar da oraya baktı ve birbirimizden ayrıldık.

"Hayrola beyler. Yolunuzu mu kaybettiniz."

Rüzgar dediğim şey ile sanki bir rüyaya dalmış gibi irkilip yerinden sıçradı ve koşarak yanımızdan ayrıldı. Yarene gözlerim kaydığında yerinde hafif kımıldandığını gördüm. Azad ağabeyim Rüzgara gülüp içeri girdi. Sevdiğinin yanına gidip onu kolunun altına aldı.

"Benim her yolum Asmin'e çıkıyor. Yani yolumu kaybetmiş olmuyorum."

Onun dediklerine gülerken yine kapıda biri göründü ve bu sefer ki kişi Banu yengemdi. Ve asıl şimdi Ağabeyim yanmıştı. Yengemin süs işareti ile asıl oyun başlamıştı.

"Peki sen yengemden nasıl kaçmayı düşünüyorsun Azad Ağa."

Bu dediğim sanki komik bir şeymiş güldü. Asmin'in başına öpücük kondurup tekrar bana baktı.

"Banu beni nerede görecek Elfesya. O çoktan Mirancığının yanına gitmiştir."

İşte oyun burada hızla patlak vermişti. Yengem ayağındaki terliği çıkardığı gibi tam da abimin kafasına atmıştı. Abim hızla başını tutarak arkasına döndüğünde yengemi görünce ağzından kısık sesli bir küfür çıkmıştı.

ElfesyaWhere stories live. Discover now