"Valla ben evime çıkacağım çünkü bu ev hâlâ yemek kokuyor." dedim ve kaçar adımlar ile vestiyere ilerleyip çantamı alarak kapıyı açtım ve ayakkabılarımı giyerek merdivenleri tırmanmaya başladım. Tabii o sırada Yaren arkamdan bağırıyordu.
"Kurban ol be sen benim evime." diyerek kapıyı çarparak kapadı.
Onun bu haline gülerek kapıyı açtığım sırada arkamdan bir çift kol sarılarak beni kendine çekti.
"Benim güzel bebeklerim beni mi özlemiş." diyerek Adar boynumu öptü.
Kendisiyle birlikte beni de ilerleterek evden içeri soktu. Kapıyı ayağı ile ittirerek kapadığı sırada önüme geçmişti. Ellerimi kaldırdım ve boynuna doladım.
"Hmm biraz özlemiş olabiliriz babası." dedim
'Öyle mi?' dercesine ellerini belime yerleştirdi. Ve birden ellerini dizlerimin altına attığı gibi kucağına aldı. Tabii bu ani hareket ile ağzımdan küçük bir çığlık kaçmıştı. 'Ne yapıyorsun.' demeye kalmadan bizi yatak odama götürdü ve kapıyı kapatarak kendisiyle birlikte beni de yatağa oturttu.
.. (Arkadaşlar şimdi hiç hoş şeyler olmayacak atlayalım biz en iyisi) ..
Sabahın ışıkları perdeden içeri sızıyor, burnuma değişik kokular geliyordu. Bu kokular çoğu zaman beni rahatsız etse de şu anda çok güzel gelmişti.
Elimi yüzüme götürerek sabah güneşinden gözlerime siper oluşturdum.
O sırada içeri biri girdi bu kişinin Adar olduğunu anlamak zor değildi.
Yanıma gelerek yatakta yanıma çöktü ve elini saçlarıma atarak okşamaya başladı. Tabii hal böyle olunca bende gözlerimi araladım."Günaydın yavrum." dedi.
"Günaydın." dedim çatallaşmış sesimle.
"Hadi gel de kahvaltı edelim. Sonra da sana sürprizim var." dedi ve alnıma bir öpücük bırakarak odadan çıktı.
Onun arkasından bir süre daha yattıktan sonra kalktım ve banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkayıp işimi bitirdikten sonra odaya geri döndüm ve dolaptan belimle karnımı saran bir elbise çıkardım.
Çıkardıklarımı giydikten sonra yeşil topuklu ayakkabılarımı giydim ve makyaj masama ilerledim. Pufa oturarak saçlarımı sıkı at kuyruğu yaptım ve yandan tokalar ile tutturarak başıma güneş gözlüğümü taktım. Altın bir zincir takımını da kuşandıktan sonra oturduğum yerden kalkarak odadan çıktım ve mutfağa ilerledim.
Mutfağa adımımı attığım gibi mükemmel bir sofra ile karşılaşmıştım. Masaya ilerleyerek bir sandalye çekerek oturduğumda Adar da kulağındaki telefonu ile içeri girdi. Ocağa ilerledi ve çaydanlığı alarak bardakları doldurmaya başladı.
Koskoca Adar Bengi çay dolduruyor hanımlar beyler.
Bir yandan telefondaki her kimse ona konuşuyor bir yandan da yerine oturmuş tabağını doldrurken benim tabağımı da atlamamak ile uğraşıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elfesya
ChickLit"Ağam haber geldi. Kızınız Akdoğanlara kaçmış." Bervan Bengi çılgına dönmüştü resmen. "Sen ne dersin. Ne kaçması? Tez buraya getirin ikisininde." Avlunun ortasında bir o tarafa bir bu tarafa geziniyor, kimsenin duymadığı bir şekilde ağzında birşey...