"Ağam haber geldi. Kızınız Akdoğanlara kaçmış."
Bervan Bengi çılgına dönmüştü resmen.
"Sen ne dersin. Ne kaçması? Tez buraya getirin ikisininde."
Avlunun ortasında bir o tarafa bir bu tarafa geziniyor, kimsenin duymadığı bir şekilde ağzında birşey...
Telefonu kapatarak masanın üzerine geri bıraktım. Bilgisayar'a dönerek toplantı saati yaklaşana kadar odamda dosyaları incelemeye devam ettim. Hastanede olmuş olan denetlemeden sonra bazı şeyleri değiştirme kararı almıştı abim. Bunun başında çalışanlar geliyordu. Bu yüzden teker teker hastanede çalışan herkesin dosyasını inceliyordum. Şimdiye kadar bir pürüz yoktu.
Hastanede ki çoğu işi hallettiğimde geri kalanını bilgisayara kayıt ederek eşyalarımı topladığım gibi odadan çıktım. Koridorda ilerlerken karşıdan gelen asistanım Meleği gördüğüm gibi yanımda durdurdum.
''Bir süre işlerimi evden yürüteceğim. Önemli bir şey olursa telefonum açık ancak bana her şeyi lütfen bildir.'' dediğimde kafasını salladı 'Peki.' diyerek yanımdan uzaklaştı.
Hastaneden çıkarak arabaya bindiğimde direk arabayı konağa doğru sürmeye başladım. Konağa vardığımda hızlıca durdurduğum arabadan inerek içeri ilerledim ve yukarı odama çıktım. Elimdeki bilgisayarı koltuğun hemen önündeki sehpaya bırakarak banyoya ilerledim. Kısa bir duş aldıktan sonra saçlarımı kurutup giyinme odasına geçtim.
Hızlıca dolapları açarak üstüme giyeceklerimi çıkardığıma bornozu çıkartarak onları giydim. Ceket elbise giymiş ve onun altına da siyah topuklu ayakkabılarımı giymiştim. Makyaj masasının karşısına geçerek hafif bir makyaj yapmış takı kutumdan bir çift siyah küpe çıkarmıştım. Bir saat ve bilekliği de koluma taktığımda hızlıca buraya gelirken yanımda olan çantamla birazdan çıkarken alacağım çantayı değişip çıktım odadan.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Merdivenleri inip aşağı, avluya varmıştım ki Gülperi ile Helin'i gördüm. Kollarına taktıkları çantaları kapıya doğru ilerliyordular ki beni görünce durdular.
''Daha yeni gelmedin mi sen canım.'' diyen Helin'e 'evet' manasında başımı salladım. ''E o zaman biraz dinlensene. Oradan oraya koşturup duruyorsun.'' dediğinde güldüm.
''Ben yorulmuyorum abla sıkıntı yok.'' dediğimde şaşırsa da bir şey demedi. ''E siz nereye?'' dedim merakla. Çünkü bayağı şık giyinmişlerdi.
''Şirkete gidiyoruz. Adar ağam tüm hisselerini akşam birine satmış. Kimmiş onu görelim dedik, hem de tanışırız.'' diyen Gülperi ile başımı salladım ve konuştum.
''Bak öğrendiğim iyi oldu. Hadi gelin beraber gidelim, zaten bende Adar'ı görmeye gidecektim.'' dediğimde onayladıklarında hızlıca konaktan ayrıldık.
Yol boyunca konağa geldiğimden beri bir türlü sohbet etme şansımız olmadığından bolca konuştuk. En sonunda şirkete vardığımızda arabayı kapının önünde durdurdum ve hep birlikte indik. Üçümüzde aynı anda şirkete giriş yaptığımızda bazı gözlerin üstümüze toplanmasına şahit olmuştuk ancak hiçbirimiz bunu önemsemeden asansöre ilerledik ve eşlerimizin odalarının oldukları kata çıkmaya başladık. Kaldı ki hepsi aynı kattaydı. Asansör durduğunda üçümüzde indiğimizde arkamızdaki bazı çalışanlarda inip işlerine doğru dağılmışlardı.
