14. Sır Perdesi

9K 270 1
                                    

Sır senin esirindir, onu söylediğin zaman, sen onun esiri olursun demişler. Peki Bengi konağındaki sırlar nelerdi, kimler o sırların esiriydi.

Kapının tıklatılıp açılmasıyla kafamı kaldırdım. Yaren elinde bir paket ile içeri girdi. Masanın önündeki koltuklardan birine oturtarak elindeki paketi masaya bıraktı.

"Bu sana gelmiş."

Selinin gönderdiği dosyalar olmalıydı. Paketi elime alarak yavaşça açtım. İçinden çıkan kağıtların toplandığı dosyayı aldım.

Bengi Ailesi

Başlık buydu. Paketin içinde başka birşey var mı diye bakarken küçük bir not kağıdı buldum. Elime aldığımda üstünde yazan şeyleri okumaya başladım.

Bu aile kim bilmiyorum, neden araştırmamı istedin onu da bilmiyorum ama sen kolay kolay böyle birşey istemezsin. Birşey olursa bana haber ver.

Notu çekmeceye koyduğumda Yaren'in meraklı bakışları ile karşılaştım.

"Selin Yüzbaşıyı biliyorsun. Ondan birşey istemiştim. Onlar işte."

Anladığını belirtircesine kafa salladı ve önlüğünün cebinden çıkardığı telefonu ile ilgilenmeye başladı. O telefonu ile ilgilenirken bende Bengi ailesiyle ilgili gerçekleri öğrenmeye başladım.
..

Selinin gönderdiği dosyadaki bilgileri öğrendikçe şaşırıyordum. Adar'ın bir ablası ve bir abisi daha varmış. Ablası ölmüş ancak abisi hakkında bir bilgi yoktu. Adar ve abisi arasında bir yaş vardı, ablasıyla ise üç yaş.

Ablasının bir kızı varmış ancak onun da nerede olduğu muammaydı. Eğer yaşıyorsa şu anda altı yaşında olması gerekiyordu.

Kapının birden açılmasıyla kafam oraya döndü. Yasin gelmişti.

"Yenge hanım işiniz bittiyse çıkalım mı?"

Önümdeki dosyaları ona birşey fark ettirmeden toplayarak çekmeceye koydum. Gerekli birkaç dosyayı bilgisayar ile birlikte çantaya koydum. Üstümdeki önlüğü çıkartıp askıya astığımda çantamı ve bilgisayar çantasını alarak odadan çıktım.

Karşıdan gelen Yaren yanımda durduğunda cebimden odanın anahtarını çıkartıp ona uzattım.

"İşin bitince kilitle kapıyı."

Bana kafa sallayarak içeri girince bende çıkışa doğru ilerlemeye başladım. Arkamda ki Yasin bir saniye olsun yanımdan ayrılmıyordu.

Hastane bahçesine çıkınca gözlerim arabamı aradı ama sonra sabah işe Adar'ın bıraktığı gelince ümitsizce Yasin'e döndüm. O da anlamış gibi siyah bir arabaya doğru ilerledi ve cebinden çıkardığı anahtar ile arabayı açtı. Arkasından ilerleyerek arka koltuğa bindim ve o da öndeki sürücü koltuğuna binerek sürmeye başladı.

Yola o kadar odaklanmıştım ki çalan telefonun sesini Yasin'in söylemesiyle anca duymuştum. Çantamda ki telefonu çıkartarak ekrana baktığımda Banu yengemin aradığını gördüm. Çağrıyı yanıtlayarak kulağıma doğru götürdüm.

"Yengem, nasılsın kuzum."

Her zaman ki gibi sesinde ılıman bir tim vardı.

"İyiyim, sen nasılsın. Herkes iyi mi?"

"Akdoğan ailesi bomba gibi kuzucum."

"Hayırlı bir haber mi var yoksa?"

"Olmaz olur mu, Bihar hamile."

"Çok sevindim. En kısa zamanda yanınıza geleceğim. Özledim sizi."

"Bizde seni çok özledik. Gerçi yokluğunu aratmayan bir Rüzgar var. Sanki işi gücü yokmuş gibi hep senin yanındaymış."

ElfesyaWhere stories live. Discover now