29. Bağış Gecesi

6.3K 200 9
                                    

"Dediğim gibi bir davet hazırlamak istiyoruz. Hastanemize önemli bir hasta gelecek ve bunu masraflarını bir bağış gecesinde toplamak istiyoruz. Son karar senden çıkacak ama buraya gelip halletmen daha doğru." dedim telefonun diğer ucundaki abime.

"Bugün gelemem ama yarın kesin uğrayacağım. Ve sende bu zamana kadar başına bir iş açmayacaksın. Söz ver bakalım güzellik."

"Söz vermek tabii ki zor. Bu yüzden söz veremem." dedim ve abim olmasını umursamadan telefonu kapadım.

Telefonu bir kenara atıp bu bağış gecesine kimleri toplayabilirim diye düşünüyordum. Kendi odam dar gelmeye başlayınca kendimi abimin odasına atmıştım.

Abimin ise başına bela alma demesi bir iki gün önceki olaydı. Evet olayın üstünden iki gün geçmişti. Adar ben olduğumu bilse de birşey dememiş hatta bir polis arkadaşına bu olayın uzamamamı gerektiğini söylemişti.

Telefonumu çıkartıp abimin sekreterini kendi odama çağırmak üzere aramaya koyuldum. Bu sırada da abimin odasından çıkış yapıyordum.

"Gülay, odama lütfen." dedim ve telefonu kapadım.

Odama geldiğimde kucağımda taşıdığım dosyaları bırakıp kendimi sandalyeme attım. Bir iki saniye geçmeden kapının çalınıp açılmasıyla Gülay karşımdaydı. Abim olmadığı için pek aktif olmazdı insanların gözünde ama hastanede ne var ne yok en iyi o bilirdi.

"Geç otur, çünkü çok işimiz var."
..

(Bağış gecesine hazırlık)
Yaren bir saat boyunca hangi elbiseyi giymem gerekiyor diyerek beni lafa tutmuştu ve kendim hazırlanamamıştım. Adar benden çok önce hazırlanmış otel odamızdaki koltukta oturuyor ve beni izliyordu ben ise hangi elbiseyi giysem diye düşünüyordum.

"Mor olanı giy. Sana çok yakışacak." demesiyle önce ona daha sonra da elbiseye baktım.

Ona kafa salladım ve banyoya giderek elbiseyi üstüme geçirdim. Saçlarımı ve makyajımı tamamlayıp aynadan son kez kendime baktım.

Odaya geri dönüp kutusunda duran topuklularımı çıkardım ve dikkatle giydim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Odaya geri dönüp kutusunda duran topuklularımı çıkardım ve dikkatle giydim. Bu sırada adar büyülenmiş gibi gözlerini bana dikmiş bakıyordu.

Bir anda ayağa kalktı ve yanıma geldi. Elimi nazikçe tutarak beni de oturduğum yatağın kenarından kaldırdı. Cebinden bir kutu çıkardı ve kutuyu açarak bana doğru çevirdi. Bu bir yüzük kutusu ve içinde çok zarif bir yüzük vardı.

 Bu bir yüzük kutusu ve içinde çok zarif bir yüzük vardı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Seninle zoraki bir şekilde evlendik. Kavgalar ettik, birbirimizi kırdık, üzdük. Ama en sonunda birbirimize laf söz geçiremedik ve sevdik. Sevdim güzel bebeğim. Seni çok sevdim. Sana bu yüzüğü ilk kez seni seviyorum dediğimde vermek istiyordum ancak bugünün nedense daha doğru bir gün olduğunu düşünüyorum. Bu yüzük bizim birbirimize aşık olduğumuzun simgesi. Eğer bir gün olurda ayrılık gelirse başa çıkarma bu yüzüğü."

Çok güzel konuşuyordu. Ve benim onun her kelimesinden sonra biraz daha ağlayasım geliyordu.

Yüzüğü kutudan çıkardı ve parmağıma taktı. Yüzüğün güzelliği beni benden alırken Adar'ın sözleri bir bir aklıma geliyordu. Elini kaldırdı ve gözümden akan yaşlarımı silip gözümün hemen altına bir öpücük kondurdu.

"Seni seviyorum Adar. Hem de bu kelimelere dökülemeyecek kadar çok büyük bir sevgi."

Kollarımı kaldırıp boynuna doladım. O da hiç gecikmeden kollarını belime doladı ve bir anda ayaklarımın yerden kesilmesine neden olarak beni havaya kaldırdı.

"Geç kalıyoruz güzelim, hadi." dedi ve kapıya doğru ilerledi. Kapının önünde beni yere bırakarak üstümü düzeltmeme zaman tanıdı. Arkamda kalan aynaya dönerek hemen kendime çeki düzen verdim ve geri önüme dönerek Adar'ın elini tuttum. Bu eli bırakmamak üzere.

..

Girdiğimiz salonda yüzlerce insan vardı. En güzeli ve önemlisi de ailemin de burada olmasıydı. Adar'ın elini bırakmadan yüzlerce insanın arasından ilerleyerek bize rezerve edilmiş masaya geldim. Masa da Adar'ın ailesinden abileri, yengeleri ve onların çocukları vardı. Benim yani Akdoğan ailesinden ise abilerim, yengelerim, çocukları, kardeşim ve Yarenle Uraz vardı. Zaten ikisi de bizim için Akdoğan ailesinden gibi bir şeydi. Gözlerim teker teker kadınlarda gezinirken Yaren'e takıldı. O fıstık yeşili elbisesinin içinde mükemmel görünüyordu. Ancak bir şey eksikti. Bu kalabalığın içerisinde tek başına oturuyordu.

 Bu kalabalığın içerisinde tek başına oturuyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(Yaren'in elbisesi)

Adar'a Yarenin yanına gideceğimi söyleyerek yanından ayrıldım. Adımlarım Adar'ın yanından ayrılıp Yarenin yanında durduğunda Yaren şöyle bir yanına kimin geldiğine bakmak için kafasını kaldırdı. Büyük ihtimalle karşısında beni görmeyi beklemiyordu bu yüzden şaşırmışa benziyordu. Ayağa kalktı ve büyülenmiş ama bir o kadar da şaşkın gözler ile bana bakarak ellerimi tuttu.

''Elf, mükemmel görünüyorsun. Elbisene bayıldım.'' demesiyle yüzüme sıcak bir gülümseme yayıldı.

''Beğendiğine sevindim. Çok kararsız kalmıştım siyah olan ile ama işte Adar bunu giymem gerektiğini söyledi.''

''Enişteme katılıyorum. Siyah senin gibi birine asillik katardı ama çok sadeydi. Bunun sana kattığı havayı kelimelere sığdıramam.''

''Teşekkür ederim ama burada neden yalnız olduğunu sorabilir miyim?''

''Rüzgar bir arkadaşını gördüğünü söyledi ve onunla konuşmak için yanımdan ayrıldı. Uraz ise yeni kız arkadaşı ile yalnız olabilecekleri bir yere geçti. Ve bende bu sayede yalnız kaldım.''

''Yaren lütfen yapma. Bu masada ki herkes seni tanıyor ve hepsi ile bir muhabbet tutturabilirsin. Lütfen sen onların yanına geç çünkü ben konuşma yapmak üzere mikrofonun başına geçeceğim.'' dedim ve onu masadakilere doğru çevirip sahneye doğru ilerledim.  Sahneye çıktım ve o mikrofonu elime aldım.

''Sayın konuklar bugün burada olduğunuz için hepinize çok teşekkür ederim.'' Kısa bir es verip konuşmaya devam ettim. ''Hepinizin de bildiğiniz üzere burada bir bağış için toplanmış durumdayız. Bağış yapmanız konusunda yardım istediğim hastamızın beyninde kötü huylu bir tümör var. Ancak bu tümörün bir tedavisi hastanemizde var. Şimdi içlerinizden neden yardım edelim dediğinizi duyar gibiyim. Şöyle açıklamak isterim ki hastamız daha bugün beş yaşına basmış bir çocuk. Geleceği için bir basamak daha çıkmış biri. Uzatmak istemiyorum çünkü hepinizin beni anladığını düşünüyorum. Daha fazla bilgi almak isteyen ya da bağışta bulumak isteyenler ağabeyimle iletişime geçebilirler. Herkese iyi eğlenceler dilerim.''

Mikrofonu yerine bırakarak sahneden indim ve o anda melodisi tanıdık gelen bir şarkı çalmaya başlandı salonda. Adar bir anda önümde bitti ve elimi tutarak beni salonun ortasına doğru çekiştirdi ve dans etmeye başladık. Bizim dans etmemizden sonra bir kaç çiftin daha dansa kalktığını görmüştüm ve aralarında bir çok tanıdık yüz vardı.

''Mükemmeldin.'' dedi Adar kulağıma doğru eğilip. Gülümsedim, çünkü kurduğu her bir kelimesi beni mutlu ediyordu. Yüzümü güldürmeyi biliyordu. Ve ben bunu çok seviyordum.



ElfesyaWhere stories live. Discover now