eighteen

477 74 349
                                    

Ophelia

Jason: Yani evi satmış olmak senin için zor olmalı... Değil mi Eddie?

Büyükanne: Senin evin mi vardı? Ve sattın mı? Neden böyle bir şey yaptın ki?

Jason'ın susması için resmen Tanrıya yalvarıyordum. Gözümün içine baktı ve biraz kekeleyerek devam etti.

Jason: Oh haberiniz yok mu? Ophelia Eddie'nin ameliyat parası için bazı kötü adamlarla anlaşmış. Sonrasında adamlar parasının peşine düşmüş. Eddie de Ophelia'yı kurtarmak için evini satmış. Oh Tanrım... Bilmiyordunuz. Değil mi?

Pot kırmış gibi elini ağzına götürdü. Büyükannem elindeki çatalı sıkıyordu.

Jackson sinirli bir şekilde ayağa kalktığında Eddie masaya gözünü dikmiş ayırmıyordu. "Sen bunları nereden biliyorsun Jason!? Nereden öğrendin!?"

Jason iki elini yana açarak gözüyle Madison'ı işaret etti. "Steve Madison'a anlatmış. Ben de ondan duydum. Tanrım... Gerçekten haberiniz var sanıyordum. Üzgünüm."

Eliyle başını sıvazladı ve üzgün olduğunu belirtmek için elini kalbine koydu. Sonra da büyükannemin elini tuttu.

Jason: Lütfen sinirlenmeyin. Eddie çok iyi bir çocuk. Torununuzu sevmese o evi satmazdı. Yani sonuçta satmasa belki de torununuz o Chuck denen kötü adamlar tarafından öldürülecekti. Zaten geçen ay yangını da onlar çıkarmış olabilir...

Steve ve Robin: Jason! Sus artık!

Büyükannem sinirle ayağı kalkıp elindeki çatalı masaya fırlattı. "Jason, Madison tatlım. Sanırım eve gitseniz iyi olur." Dişlerinin arasından konuşuyordu. Masada bir ölüm sessizliği hakimdi.

Jason kapıdan çıkarken dudaklarının arasından "Üzgünüm. Haberi var sandım." deyip geveledi. Arkamı dönünce iki büyük gözün bana meraklı ama pişmanlık hissiyle baktığını gördüm. Steve.

Hiçbir şey demeden içeri geçtim

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

Hiçbir şey demeden içeri geçtim. Robin masayı toplarken Jackson ve Eddie koltukta oturuyordu. Büyükannem başlarında durup bir şeyler demeye hazırlanıyordu. Steve arkamdan gelip duvara yaslandı.

Büyükannem bana doğru yürüdü ve elini bana uzattıktan sonra Eddie'ye döndü.

"Ophelia. Sana bir şans tanımak istedim. Gerçekten. Ama bu kadarı fazla. Bu çocuk yüzünden neredeyse ölüyormuşsun! Nelere bulaşmışsın sen böyle! Artık yeter! Bu çocuğu bir daha görmeyeceksin! Yeter!"

Jackson ortamı yumuşatmak ister gibi ayağa kalkıp büyükannemi geriye doğru çekti. Robin toplamakta olduğu tabakları bırakıp benim yanıma gelmişti.

Partner in Crime (Eddie Munson)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt