thirty four

432 70 420
                                    

7K okuma için her birinize ayrı ayrı teşekkür ederim... Bu hikayeyi yazarken bu kadar sevileceğini ve böyle mükemmel bir kitlem olacağını tahmin etmemiştim. Beni yazarken en çok mutlu eden şey okuduğum yorumlar. Sanki hepiniz olay örgüsünün içindeki karakterlersiniz ve ben sizin tartışmalarınızı okuyorum. Birkaçınız birbirini tanıyor ama çoğunuz birbirinizi tanımıyor olmanıza rağmen yapılan sohbetler, espriler, beyin yakan bölümlerdeki tahminler, şok oluşlarınızda verdiğiniz tepkiler, ters köşelerde yazdığınız her bir şey benim için çok değerli. Sizi seviyorum ❤️ Teşekkür ederim. Bu bölümü şimdiye kadar beni destekleyen ve bu bölüme kadar beni yalnız bırakmayan herkese ithaf ediyorum.

Ophelia

Eddie şarkısını söylerken gözlerimden akan yaşlara hâkim olamıyordum. Benim sevgilim, kahramanım. Bütün hayatımın anlamı karşımdaydı. Gözlerimin içine o bal gibi kahverengi gözleriyle bakıyordu. Şarkısını söylerken nefes aldığı arada kuruyan dudaklarını kısa bir süre diliyle ıslatıyordu. Melek gibi sesi tüylerimi diken diken etmeye yetmişti. Hayatımda hiç cennete gittiğim ya da neye benzediğini tahmin ettiğim söylenemezdi, ama eğer cennet dünyada bir yerde var olsaydı burası olacaktı. Eddie de kesinlikle melek olmalıydı.

Gitarını yavaşça ve dikkatlice kalktığı sandalyenin üzerine koydu. Yanıma doğru gelirken ellerimle gözlerimden akan yaşları siliyordum. İki elinin arasına yüzümü aldı ve kızarmış burnuma bir öpücük kondurdu. Yüzükleri yüzümü gıdıklandırıyordu.

"Beğendin mi?" dedi heyecanlı bir şekilde. Sanki beğenmemek mümkünmüş gibi.

"Beğenmedim." dedim. Kurnazca gülümsüyordu. "Bayıldım."

Sonra bir anda kendine doğru beni çekip sımsıkı sarıldı.

Kolları belimi ve sırtımı sarıyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Kolları belimi ve sırtımı sarıyordu. Ben de ona sarılınca zorla tutmaya çalıştığım gözyaşlarım akıp gitti. Bu çocuk beni en derinde, en çıkmaza girdiğim zamanlarda bile mutlu ediyordu.

Kendimi geri çekip etrafa daha dikkatli baktım. Az önce Eddie'yi izlemekten ayrıntılı şekilde inceleyememiştim.

"Bunların hepsini sen mi yaptın?" dedim. Şaşkınlığımı gizlemeye çalışmıyordum. O kadar şok olmuştum ki suratımdaki o aptal ifadeden zevk alıyordu.

"Eh, biraz yardım aldım tabi." dedi ve omuz silkerek gülümsedi. Bana bakışı, gülüşü bambaşkaydı. Onun gülüşündeki anlamları bile ezberlemiştim. Bazen öyle bir gülüyordu ki gözlerinin içindeki ışık beni kör ediyordu. Işık demişken...

 Işık demişken

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Partner in Crime (Eddie Munson)Where stories live. Discover now