nineteen

464 70 321
                                    

Eve girip suratıma bile bakmayan Nick'e döndüm. Eve bir kız atmış salonun ortasında kızla öpüşüyordu.

Birkaç dakika geldiğimi fark edecek mi diye bekledim ama umrunda değildi. Daha fazla sahneye şahit olmamak için odama girdim ve elime geçen her şeyi valize doldurup çıktım. Anahtarı da ayakkabılığın üzerine bıraktım.

Geri geldiğimde kapıyı Will açmıştı. "Neden bu eve her geldiğimde kişi nüfusu artıyor?" dedim kafasındaki saçları karıştırarak. Aileleri ile şükran günü yemeklerini yemiş, hediyelerini almış ve aile evinden kaçmak için soluğu Ophelia'nın evinde almışlardı. Bekleyin, artık benim de evim burasıydı.

Soluğu bizim evde almışlardı.

Televizyonun önüne geçtiğimde hepsi bir ağızdan Hey diye bağırdı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Televizyonun önüne geçtiğimde hepsi bir ağızdan Hey diye bağırdı. Lucas kafama patlamış mısır fırlattı.

"Steve!" diye bağırdığımda Steve oturduğu yerden havaya fırlamıştı.

Yanıma gelip o da TV'nin önünde durunca çocuklar ikimize de patlamış mısır fırlatmaya başladı.

"Bu üzerindeki ceket... Madison aldı değil mi?" dedim.

Evet anlamında başını salladı. Ophelia meraklı gözlerle bana bakıyordu.

"Çıkar üstünü. Hemen." dedim.

Mike elindeki mısırı fırlatırken bağırdı: Hey sevişecekseniz çıkın bir oda bulun! TV'nin önünden çekilin!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Mike elindeki mısırı fırlatırken bağırdı: Hey sevişecekseniz çıkın bir oda bulun! TV'nin önünden çekilin!

Steve: Neden çıkaracakmışım ki?

Eddie: Steve! Çıkar şunu!

Steve teslim olmuş gibi ellerini kaldırdı ve çıkarmaya başladı: Soyunmamı istiyorsan söylemen yeterliydi dostum.

Eleven ağzına birkaç tane patlamış mısır attı. "Bence bu sahne TV'de olan filmden daha heyecanlı."

Max ile birbirlerine bir beşlik çaktılar.

Masanın yanında duran çekmeceden bir makas çıkardım ve Steve'in ceketini kesmeye başladım. "Eddie delirdin mi!? Napıyorsun!?"

Steve elimden makası almaya çalışırken ayağımla onu ittirdim. Ceketin yakasının içinden bir şey çıktı. Bu tam benim tahmin ettiğim şeydi. Bir dinleme cihazı. Herkes masada başıma toplanmıştı. Steve dehşete düşmüş görünüyordu.

Partner in Crime (Eddie Munson)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin