thirty two

464 69 182
                                    

Merhaba önceki bölümü pek anlayamayan veya oturtamayan olmuş onlar için kısa bir özet geçip açıklamak istiyorum:

Chuck'ı kaçırmak için plan yaptıkları gece evlerine girdikleri Harry adındaki adamın kızı kaçırılmış. Kızın üç yaşlarında olduğunu zaten planı yaparken Billy söylemişti. Daha sonra üç yıldır arayıp sormayan Laura kucağında bir bebekle çıkıp geliyor ve Eddie'ye babası sensin diyor. Eddie de doğal olarak DNA testi istiyor ve bu test (1 haftada çıkar ama hikaye sonuçta) uzun sürdüğü için asıl amaç Eddie'yi oyalamak. Yani DNA testi çıkana kadar Eddie hastaneden ayrılamayacaktı. Laura Jasonlarla birlik olmuş, Harry denen adamın kızını kaçırmışlar ve Eddie'ye bu senin kızın diyorlar. Eddie tesadüf eseri Jason'ın eski sevgili Chrissy'i görünce anlıyor. Harry denen adam sabahtan beri kızımı gören var mı diye elindeki fotoğrafı gösteriyormuş ve Chrissy o kızın fotoğraftaki kız olduğunu onaylıyor. Aynı zamanda Madison'ın ölümüne Jason'ın aslında hiç üzülmediğini hatta Madison'a yaşarken hayatı zehir ettiğinden bahsediyor.

Ophelia ise ağa düştü, Eddie ile tartışıp oradan ayrılması gerekiyordu ve tuzağa düştü. Eve gidince Jason ve Chuck'ın birlik olduğunu öğreniyor. Ama Billy onlardan değil, çünkü Jason Chuck'ın patron diye verdiği numarayla telefonda konuşurken Billy'e "Vur onu" diye emir vermişti. Chuck da sırf bu yüzden Jason'a kızıyor "Ya gerçekten beni vursaydı?" diye. Zaten Chuck da patron diye numara verdiğini öylesine sallamış. Jason'ın Chuck'ı kaçırma planını yapması Madison'ın ölmesi hepsinden haberi vardı ve bilinçli şekilde yapıyordu. Madison'ı öldüren adam Harry demişti Billy'e, ama Harry değildi. Amaç Billy'nin Madison'a karşı olan hislerini kullanıp Billy'nin Harry denen adamı öldürmesi. Yani bu ikili hem Billy'i hem de bizi tuzağa düşürdü. Başından beri bizim içimizden birinin onlara yardım ettiğini biliyorduk çünkü içimizdeki her şeyi duyuyorlardı ya da evin içinde ipucu falan bırakıyorlardı. Bu kadar rahat bir şekilde eve girip çıkması için çok yakın biri olması gerekiyordu, casus da Nancy.

Şimdi diğer bölüme geçebiliriz...

1 Saat Önce
Ophelia

Taksi ile Steve'lerin evine giderken yolda polis araması vardı. Geçen bütün arabaları durdurup içini arayıp sorguya çekiyorlardı. Taksici durduğunda benim ve taksicinin kimliğini istediler. Başka bir memur ise arabanın bagajına bakıyordu. Kimlik kontrolü yapan memura merakla sordum. "Bu arama ne için?"

Memur: Üç yaşında bir kız çocuğu kaybolmuş. Evinden kaçırılmış. Giriş ve çıkışları kontrol ediyoruz.

Ophelia: Aman Tanrım bu çok korkunç bir şey.

Memur: Bu kasabada böylesine korkunç bir şeyi yapacak kişilerin olması beni korkutuyor. Kaç yıldır buradayım böyle bir şeye daha şahit olmadım.

Ophelia: Tabi... Ne demezsin...

İçimden geçirdiğim sen daha neleri bilmiyorsun düşüncelerini başımdan savdım. Taksici eğilip memur beye sordu. Belki o sormasaydı, asla haberim olmayacaktı.

Taksici: Kızın fotoğrafı veya bilgisi var mı? Bana verebilirseniz bugün içinde aldığım müşterilere görüp görmediklerini sorabilirim.

Memur: Oh bu çok iyi bir fikir Clane. İşte al bakalım.

Kasaba küçük olduğu için herkes birbirini tanıyordu. Taksici elindeki fotoğrafa baktıktan sonra onu dikiz aynasına sıkıştırdı. Sonra başıyla memura selam verip yola devam etti. Fotoğraftaki kız... Evinden kaçırılan kayıp kız. Tanrım bu Cindy!

Partner in Crime (Eddie Munson)Where stories live. Discover now