twenty six

493 80 479
                                    

Ophelia

Hızla ayağı kalktığımda yeniden başım döndü. Ama umrumda bile değildi. Ayağıma bir şey bile geçirmeden kapının kilidini açmaya çalışıyordum. Ellerimin titremesi yüzünden anahtarı bir türlü deliğine sokamıyordum. Ben kapının kilidini açmaya çalışırken kapının diğer tarafından birisi zile basıyordu.

"Çekil kenara." Steve koluyla beni itip anahtarı elimden alıp kapıyı açtı. Karşımızda duran kişi, Billy'di.

Jonathan: Senin burada ne işin var?

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Jonathan: Senin burada ne işin var?

Billy elindeki sigarayı dudaklarının arasına koydu. Derin bir nefes aldı. Sigara hâlâ dudaklarının arasındayken konuştu. Başıyla arabasını işaret etti. Sonra da dönüp benim gözlerimin içine baktı. "Sana bir teslimat var."

Ayağımdaki kalın patik çoraplarla yerdeki dizime kadar uzanan karın içine basarak birkaç adım evden uzaklaştım. Arabanın kapısını açıldığı sırada kalbim ağzımda atıyordu. Bu... Eddie'ydi. Arabadan Eddie indi. Benim Eddie'm.

Yere hızlıca düşüşen kar taneleri arasından ona baktım. Hareket edemiyordum. Konuşamıyordum. Sadece ona bakıyordum. Belki bayılmıştım. Belki de hayal görüyordum. Ama tek inanmak istediğim gerçek olmasıydı. Karşımda duruyordu. Bana doğru hızlı adımlarla koşmaya başladığında refleks olarak kollarımı iki yana açtım. İşte oydu. Gerçekten onu hissediyordum. Bana sarılıyordu.

Başımı omzunun biraz aşağısına, boynunun yanına gömdüm

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Başımı omzunun biraz aşağısına, boynunun yanına gömdüm. "Ben sandım ki... Sen... Sen gittin sandım... Seni kaybettim sandım."

"Şşşh. Buradayım. Seni bırakıp bir yere gitmek gibi bir niyetim yok. Buradayım. Şşh ağlama hadi. Hadi bebeğim. Donacaksın. Gel içeriye geçelim."

Bir anda evin içindeki herkes koşarak Eddie'nin etrafını sarıp sarılmaya başlamıştı. Herkesin benim gibi ağladığını duyabiliyordum.

Partner in Crime (Eddie Munson)Where stories live. Discover now