twenty one

524 77 510
                                    

"Büyükannem. O ölmüş."

Hemşirelerin gözümün önünden tüm vücudunu başından ayaklarına kadar kapatan beyaz bir örtü serdikleri büyükannemin cesedini morga götürmelerini izliyordum. Örtünün içinden eli dışarıya doğru düşmüştü. Öylece sallanıyordu.

Bir hemşire elini alıp geri örtünün içine koydu. Sonra da koridordan uzaklaşarak gittiler.

Söylenen şeyler kulağıma uğultu gibi geliyordu. Murray dayımı gözündeki yaşı silerken bir adamın cenaze işlemleri ve vasiyetname için uzattığı rutin soruları cevaplarken ve bir şeyleri imzalarken görüyordum.

Jackson hastanenin duvarında asılı olan ankesörlü telefon ile birilerini arıyordu. Ben ise hiçliğin ortasında sadece bekliyordum. Öylece.

Büyükannemi son gördüğüm zaman aklıma gelmişti. Kapının önünde bizim gidişimizi izliyordu. Onunla son konuşmam büyük bir kavgaya dönüşmüştü. Eddie ile konuşmamı yasaklamak istediği için bir seçim yapmak zorunda bırakmıştı beni.

Murray dayımın omzuma elini koyması ile irkildim. "Gidelim buradan." diyordu.

Hastane kapısından çıktığım sırada bir araba hızla hastanenin önünde durdu. İçinden Eddie ve Steve çıkmıştı. Eddie koşarak bana sarıldı. "Bebeğim üzgünüm... Çok üzgünüm."

Onun kokusunu ciğerlerime çektiğimde gözümden yaşlar boşalmaya başlamıştı. Şoku atlatıp ağlama evresine yeni geçebilmiştim. Ben yere doğru eğilirken o da bana sarılarak eğildi.

Steve arabanın önünde durmuş üzgün bir şekilde bizi izliyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Steve arabanın önünde durmuş üzgün bir şekilde bizi izliyordu. Benim arkamdan gelmekte olan Jackson'a sarıldı.

 Benim arkamdan gelmekte olan Jackson'a sarıldı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

****

Cenaze çok sessizdi. Herkes oradaydı. Büyükannemi seven herkes. Kafamı tabutun başında bekleyen papazın yanındaki Jackson'a çevirdim. Büyükbabamın elini tutuyordu. Sonra diğer tarafa döndüm. Orada da çocuklar vardı. Bir sürü komşu ve tanıdık kişiler. Herkes simsiyah giyinmişti. Büyükannemi son yolculuğuna gönderirken yağmur atıştırmaya başlamıştı. Eddie koluma girmiş ayakta durmama yardımcı oluyordu.

Partner in Crime (Eddie Munson)Where stories live. Discover now