1. Bölüm

199 7 3
                                    

Onu ilk gördüğümde henüz yedi yaşındaydım. Sonrasında çok uzun yıllar boyunca bütün doğum günü dileklerimde yerini almıştı.

Büyük annemle paylaştığım odamda karşılıklı iki yatağımız vardı. Benim yatağımın olduğu duvar tamamen posterle kaplıyken büyük annem Sarah'ın duvarında hiçbir fotoğraf bulunmuyordu. Geçen yaz büyük ısrarlarım sonucunda babam Arthur duvarların rengini açık pembe rengine boyamayı kabul etmişti. O günden itibaren odamın neredeyse bana ait olduğuna ikna olmuş gibiydim. Yatağımın üzerine uzanmış küçük boy defterime sabah televizyonda izlediğim çizgi film karakterlerini çizmeye çalışıyordum. Yatağın çarşafını boyayacağımdan endişe eden büyük annem bu sahneyi daha fazla izlememek için sırtını bana doğru dönerek öğle uykusuna yatmıştı. Böylesi sanatıma odaklanmam için çok daha iyiydi. Büyük annem ne zaman bize taşınmıştı hatırlamıyordum. Büyük babam öldüğünde çok küçük olduğumu söylemişti annem. Sanıyorum ki ondan sonra bizimle yaşamaya başlamıştı. Abim Brice onunla odasını paylaşmak istemediğini kesin bir dille ifade etmişti. Benden on yaş büyüktü ve buna hakkı vardı. Henüz yedi yaşında biriyseniz odanızı kiminle paylaşacağınıza karar veremiyordunuz.

Büyük bir ciddiyetle resmimin çizimini bitirmiştim. Gözleri kocaman ve saçları uzun bebekleri boyamak için boyalarımı ayırmaya başlarken alt kattan gelen sesleri duydum. Kapının çalma sesini sadece benim duyabildiğim bir süper güce sahip değildim. Sadece bu evde herkesin yapması gereken bazı kurallar ve işler bulunuyordu. Diğerlerinin henüz ne iş yaptığını bilmiyordum ama annem Karmen'e Brice'ın ne işe yaradığını sorduğumda " Elbette yaptığı çok fazla iş var. Ayrıca abin hakkında böyle konuşmamalısın." Cevabını aldığımdan beri bu konuda çok fazla düşünmüyordum. Elbette yaptığı çok fazla iş vardı.

Çizdiğim resmin en önemli kısmına geldiğim için yataktan kalkarken söylenmeye başlamıştım. Büyük annem yatağında huzursuzca döndüğünde bunun gerçekten bir süper güç olmadığının farkındaydım. Adımlarımı hızlandırarak odadan çıktım. Koridorda annemlerin kapısının açık olduğunu görsem de daha fazla vakit kaybetmemek için merdivenlerdeki basamakları atlayarak indim. Brice dışarıdaydı ve muhtemelen kapıyı her zaman benim açtığımı bildiği için anahtarını yanına almaya gerek duymamıştı.

Kapıyı açtığımda olduğum yerde kalmıştım. Bir adım geri atarak kapıyı yarımın görüneceği aralıkta bıraktım. Beni görünce yüzünde bir gülümseme belirmişti. Gözlerini benden ayırıp arkama baktığında kimsenin olmadığını fark etti. Benimle konuşmaya mecbur kalmıştı ama bu mecburiyeti o anda bana belli edemeyecek kadar kibar biri olduğunu düşünmüştüm. Benimle konuşmadan önce dizlerinin üzerine çökmüştü. Bu sahneleri gizlice annemin izlediği filmlere bakarken çok fazla görmüştüm. Bu, bir erkeğin âşık olduğu kadına evlenme teklifi ettiği andı.

Aynı boya geldiğimizde açık yeşil gözleri tam karşımda duruyordu. Yüzündeki gülümseme bozulmadan elini bana doğru uzattı. Önce eline ardından ona baktım. Belki de onu daha önce hiç görmediğim için elimi istemeden arkamda saklamıştım. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki belki de altıncı yaş günümde aldığım oyuncak evinden sonra ilk defa bu kadar heyecanlanıyordum. Elimi ürkekçe uzatıp elini sıktım. Bu benim biriyle el sıkıştığım ilk anımdı. Ayrıca ilk âşık olduğumda andı ama bunun aşk olduğunu anlamam biraz uzun sürmüştü.

- Sen Emily olmasın. Ben Merlin, abinin okuldan arkadaşıyım. Ona seslenebilir misin?

Hiçbir şey söylemeden ona bakmaya devam ettim. Gülümseyerek konuştuğu ses tonunu çok sevmiştim. Yüzüm gülümseyerek ona bakmaya devam ederken ağzımı açtığımda kekelemeye başladığımı fark ettim. Bu çok nadir olurdu.

- Bu... Burada değil. Ev... Ev... Evde değil.

Üzgün bir ifade takınıp ağırlığını diğer ayağına verdi. Bu kadar süre dizlerinin üzerinde duracağını tahmin etmiyor olmalıydı. Birden ayağa kalktığında ne olduğunu anlayamamıştım. Arkama doğru baktığında başımı çevirdim. Annem merdivenlerden inmiş bize doğru geliyordu. Sesini hiç duymamıştım. Kalbimin sesi kulaklarımda yankılanırken Merlin'in sesini bile güçlükle duyabiliyordum. Annem ellerini omuzlarıma koyarak, yüzündeki gülümsemeyle Merlin'e baktı.

Sevgili EmilyWhere stories live. Discover now