31. Bölüm

29 2 0
                                    

Mila'nın odasına girdiğimde yatağın üzerine oturmuş ve başucundaki komodinin üzerine kahve fincanlarını bırakmış olduğunu gördüm. Beni görünce başını telefonundan kaldırmıştı. Yüzüme ne olduğunu anlamak ister gibi bakıyordu ve birkaç saniye sonrasında bana olanlar hakkında hiçbir şey sormadığı için minnettar olacaktım.

- Sana anlatmak istediğim çok fazla şey oldu.

Parlayan gözlerine baktığımda Mila'nın kesinlikle son görüşmemizden çok daha iyi bir durumda olduğunu görebiliyordum. İstekli ve bir o kadar da heyecanlı bir şekilde anlattıklarına odaklanmaya çalışıyordum ama aklımda hala Merlin'le olan konuşmamız dönüp duruyordu. Ellerimin titrediğini gizlemeye çalışıyordum ve kahve fincanımı dökmemek için iki elimle birden tutmak zorunda kalmıştım.

- Caddenin karşısında büyük bir lunapark açıldı. Belki bir ara gidebiliriz, diye düşündüm. Daha önce bir kez gittim ve sanırım uzun zaman sonra ilk defa kendimi mutlu hissettim.

Erkekler henüz birbirlerine doğru düzgün sarılmazken özlediklerini söylemiyorlardı, değil mi? Konuştuğu bir kadın olmalıydı. Muhtemelen arkadaştan çok daha fazlasıydı. Ne zaman başlamışlardı, yeni miydi yoksa hep var mıydı? Nasıl biri olduğunu merak ediyordum. Yıllar önce onu bir mağazanın önünde gördüğümde de nasıl bir kadını beklediğini görmemiştim. Belki de beğendiği kadınlardan çok daha uzak bir görüntüm vardı. Neden geceleri beni aramıştı? Belki de ihtimal verdiğim kadar eski bir başlangıç değildi. İçimden bir ses belki de o dönemde aralarının iyi olmama ihtimalini fısıldıyordu. Belki de on aradıktan hemen sonra beni arıyordu. Söz konusu kötü ihtimaller olduğunda zihnim ne kadar da yaratıcıydı.

- Son zamanlarda hafta da iki defa psikolojik destek alıyorum ve sanırım ihtiyacım olan buydu.

Bakışlarımı tekrardan Mila'ya çevirdim. Odaklanmam gerekiyordu, en azından onu dinliyormuş gibi görünmeliydim. Şuan kötü bir arkadaşım, diye düşündüm. Onu gerçekten dinlemem gerekiyordu. Düşüncelerimi hayali bir toz bulutuymuş gibi başımı sallayarak dağıtmaya çalıştım. Merlin'in " düşündüğün gibi değil" dediği an gözlerimin önündeydi. Ne düşündüğümü nereden biliyordu?

- Biriyle görüşmeye başladım.

Mila'nın hızlı bir şekilde atladığı konuları dinlemeye çalışıyordum. Beden olarak odanın içinde, o yatağın kenarında oturuyordum ama bütün düşüncelerim hala Merlin'in önünde dikilmeye devam ediyordu. Ne yaparsam hep daha fazla daha farklı yapabileceğim seçeneklerim olduğunu görüyordum. Avazım çıktığı kadar bağırabilirdim, ona vurabilirdim, Mila'ya ve herkese olanları anlatıp sonrasında Merlin'e atılan sorgulayan bakışları izleyebilirdim. Hiçbirini yapmıyordum, sadece duruyordum. Bütün hayatım boyunca yaptığım gibi olaylar oluyordu ve ben tam ortasında sessizce bekliyordum. Fırtına etrafımda neyim varsa yıkıp giderken, ben hala yıkılmıyordum. Hâlbuki yıkılmayı en çok ben hak ediyordum, ben güçsüzdüm.

- Emily?

Gözlerimi ne kadar süredir boşluğa kilitlediğimin farkında değildim. Hızlıca Mila'ya baktığımda benden bir cevap beklediğini gördüm. En son söylediği cümleyi hatırlamaya çalıştım ama dinlemeyi hangi noktada bıraktım ya da gerçekten onu dinliyor muyum, bilmiyordum.

- Sanki buradasın ama değilsin gibi.

Gülümsemeye çalışarak ona doğru baktım. Elimi onun dizine koyduğumda onunda yüzünde belli belirsiz bir tebessüm oluştu.

- Seni dinliyorum, sadece söylediğin hiçbir detayı kaçırmamaya çalıştığım için sessiz kalıyorum.

Berbat bir yalancı olduğumu düşünüyordum ama Mila'nın yüzündeki gülümseme genişlediğinde bana inandığını düşünmüştüm. Belki de ihtiyaç duyduğu şey dinlenmek değildi sadece anlatmak istiyordu. İnsan, kendine iyi gelen bir şeyler başardığında bunu paylaşmak isterdi. Mila'nın da aslında en az benim kadar yalnız olduğunu düşünmeye başlamıştım. Tanıdığım ya da adının geçtiği bir arkadaşı olduğunu bile duymamıştım. Merlin'le olan ilişkileri kesinlikle ve ben Brice'tan çok daha yakındı ama bu gerçek bir arkadaşa sahip olmakla aynı anlama gelmiyordu. En azından görüştüğü biri olduğunu söylemişti ve bu da iyi bir şeydi. Benden daha çok yalnız değildi. Sanırım insanlardan çok daha iyi olduğum tek konu buydu.

Sevgili EmilyWhere stories live. Discover now