14. Bölüm

85 6 1
                                    

Puslu otobüs camına baktığımda bütün içimi kaplayan sadece merak duygusuydu. Cama yansıyan görüntüme baktım. Koyu kahverengi saçlarım son kestirdiğimden beri biraz uzamış, omuzlarıma değiyordu. Biraz kilo almıştım ama bunun suçlusu tamamen Joseph'in yaptığı birbirinden güzel yemeklerdi. Kendime bakıp, döndüğümde yediklerime daha çok dikkat edeceğim konusunda söz verdim. Bugün diyete başlayamazdım çünkü bugün Noel günüydü.

Her yıl Noel'de bütün aile bir araya geliyordu. Ben evde olduğum için Noel günlerine katılmama gibi bir durumum hiç olmamıştı. Brice, üniversite için farklı bir şehre gittiğinde Noel zamanları bir bahane bulup gelmeyeceğini düşünsem de her zaman gelip beni şaşırtmıştı. İlk defa bir Noel günü için ben eve dönüyordum.

Üniversitenin bir yılı bitmişti. Dönüp baktığımda tam olarak hayal ettiğim gibi olmasa da hayatımda birçok şey değişmişti. Yeni ve çok fazla arkadaş edinmiştim. Artık bir sevgilim vardı ve on sekiz yaşımı geri de bırakmak üzereydim. Ailem olmadan da yaşayabildiğimi fark etmiştim ve artık her şey daha az imkânsız gibi görünüyordu. Belki, bambaşka biri olarak geri dönmüyordum ama kendimi daha olgun ve yetişkin biri gibi hissediyordum. Bu benim için çok fazla anlam ifade ediyordu.

Yavaş yavaş şehrin ışıklarını görmeye başladığımda montumu üzerime geçirdim. İşte gelmiştim. İçimde anlam veremediğim bir boşluk vardı. Bir nevi zorunluluktan dolayı geliyordum. Elbette beni arayıp Noel'de evde olmamı kimse istememişti ama aile olmanın verdiği bir zorunluluktu bu. Tam anlamıyla bir aile olmadığımızı biliyordum. Hiçbirimizin arasında öyle bir bağ yoktu ama görüşmeyi bıraktığımızda sahip olduklarımı da kaybedecektim. Her şeyin bitmesinden, onları tamamen kaybetmekten korkuyor olmalıydım.

Otobüs durduğunda sırt çantamı alıp neredeyse kararmak üzere olan gökyüzünün altında durağa yürümeye başladım. Etrafta sadece değişen bir şeyler var mı, diye bakıyor gibi yapıyordum ama kendime bile itiraf etmesem de gözlerim hala Merlin'i arıyordu. Şuan neredeydi, ne yapıyordu bilmiyordum. Yirmi dokuz yaşındaydı, hayatını kurmuştu ve muhtemelen ciddi bir ilişkisi vardı. Onun hakkında bir bilgim yoktu ama yaşından dolayı, hayatını tahmin edebiliyordum. Evlenmiş olma ihtimalini düşünmek istemiyordum çünkü bu oldukça kalbimi kırardı. Bir yerlerde nedense hala ihtimalimiz olduğuna inanmak istiyordum.

Otobüs geldiğinde, yıllar önce okula giderken dinlediğim şarkıları açtım. Hafıza çok büyülü bir şeydi. Yıllar önce bu şarkılarda kurduğum hayalleri hala hatırlıyordum. Yüzümde küçük bir gülümsemeyle aynı hayaller gözümün önüne geldi. Merlin'i düşünmenin artık beni eskisi kadar rahatsız etmediğini fark etmiştim. Hayal kurmanın kimseye bir zararı olmazdı, öyle değil mi?

Kısa bir yolculuğun ardından eski bir geleneğimde olduğu gibi birkaç durak öncesinde indim. Aralık ayındaydık ve hava çok soğuktu. Bu yıl yine kar yağmamıştı ve karın yağmadığı Noel'ler her zaman biraz eksik olmaya mahkûmdu.

Sokaklar alışkın olmadığım kadar kalabalıktı bu kez. Her zaman insanların son dakikalarda hazırlanmaya, hediye almaya çalışmalarına alışmıştım ancak bu kez çok sayıda insan vardı ve bir senede neler değişmiş olabileceğini düşündüm. Bay Stew'in muhtemelen bu konuda yorumları vardı. Onunla konuşmak için sabırsızlanıyordum. Sadece iki gün kalmak için gelmiştim ve planlarımda yarın onu ziyaret etmek vardı. Konuşmayalı birkaç ay oluyordu ve en son aradığımda sesi çok iyi gelmese de her şeyin yolunda olduğu konusunda beni temin etmişti. Ardından beni hiç aramamıştı ve ben onu aradığımda cevap vermemişti. İtiraf etmeliyim ki başlarda sahip olduğum tek yetişkin olduğu için onu da kaybettiğimi düşünüp epey öfkelenmiştim. Birkaç defa kendi içimde ona küsüp ardından hiç belli etmeden onu affetmiştim ve ardından merak edip aramaya başlamıştım. Yüz yüze görüştüğümüzde bir sorun olsa da bunu saklayamayacağını biliyordum. Yüzüne baktığınızda her şeyin güzel olacağına dair inancınızın arttığı bir mizacı vardı. Her şeyi yapabilir ve her şeye gücü yetebilir gibi hissettiriyordu. Onunla vedalaşırken sarıldığımda üzerinde yayılan o güven kokusunu hissetmiştim. Bilirsiniz, bazı insanlar evdeymiş gibi hissettirirlerdi. Bazı insanların kokusu ev gibi olurdu ve yanında güvende hissederdiniz. Bazı duyguların kokusu olduğuna inanıyordum ve güvende bunlardan bir tanesiydi.

Sevgili EmilyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin