2. Bölüm

136 6 0
                                    

Koltuğun köşesinde uzanıp elimde tuttuğum televizyon kumandasına dişlerimi geçirirken gözlerim televizyondaki reklamdaydı. Benden çok daha büyük kızları izleyerek büyüyünce hangisine benzeyeceğimi düşünürken annemin telefonu çaldı. İlk birkaç dakika ne söylediğini anlamasam da Brice'ın Okulu ile ilgili olduğunu fark ettiğimde belli etmeden konuşmayı dinlemeye başlamıştım. Henüz okula yeni başladığım için yarı zamanlı olarak gidiyordum ama Brice'ın Okulu tam zamanlıydı ve gerçek bir okul olduğunu düşünüyordum. Eminim benim aksime bütün bir gününü birkaç harf yazarak geçirmiyordu. Annem telefonda bir futbol müsabakası olduğundan bahsettiğinde konu oldukça ilgimi çekmişti. Brice'ın futbol oynadığını biliyordum. Merlin, Brice'ın arkadaşı olduğuna ve erkek olduğuna göre oda futbol oynuyor olmalıydı. Üniversiteler, başvurularda öğrencilerin okul dışındaki faaliyetleriyle de ilgileniyorlardı ve erkeklerin genelini düşünecek olursak yapabilecekleri en iyi şey bir topu ileri geri sürükleyip durmaktı. Telefondaki kişinin kim olduğunu anlamamıştım ama futbol müsabakasının yarın öğlen olacağını ve gideceğimizi öğrenmiştim. Bu, ağzımda durmaktan bir kısmı ıslanmış kumandayı bırakarak odama hızlıca çıkmam için yeterliydi. Merlin beni ikinci kez görecekti ve bu kez işleri batırmama konusunda oldukça kararlıydım. Henüz ilk görüşte bana âşık olmamış olabilirdi ama ikinci kez gördüğünde âşık olmayacağını kim bilebilirdi?

Büyük annem merdivenlerden inerken ben neredeyse koşar adımlarla yanından geçtiğimde, arkamdan biraz yavaş olmamı yoksa düşeceğime dair birkaç cümle söylediğini duymuştum. Cümlesini bitirdiğinde çoktan odamın kapısını kapatıyordum. Kapının arkasında kalan küçük kıyafet dolabımı açtım. Çok fazla elbisem yoktu ama çok güzel olacağıma dair içimde bir his vardı. Annem sürekli büyüdüğüm için çok fazla kıyafet almama izin vermiyordu. Nihayet büyüdüğümde istediğim kadar kıyafete sahip olabileceğimi söylerdi. Böylece onları uzun zamanlar boyunca giyebilirdim ama şuanda sürekli büyüyordum ve geçen yaz giydiğim tişörtün artık neredeyse beni sıktığını düşünecek olursak, annem söylediklerinde haklı olabilirdi.

Beyaz, üzerinde kırmızı küçük çiçekleri olan eteğime baktım. Boyu diğer kızların giydiklerine göre biraz uzundu ve hafif bol geliyordu ama biraz daha büyüdüğümde çok daha güzel görüneceğinden emindim. Şimdilik büyümemi bekleyemezdi çünkü daha güzel bir eteğim yoktu. Erkekler gibi pantolon giymek istemiyordum. Üstelik Merlin beni ilk gördüğünde üzerimde yeşil bir eşofman takımı olduğunu düşünürsek pantolon hiç iyi bir tercih olmazdı.

Dolabın içerisinde, katlanmış kıyafetleri bozmadan üzerine giyebilmek için beyaz tişörtümü ararken merdivenlerden gelen ayak seslerini duydum. Elimdeki eteği apar topar katlayarak dolabın içerisine koydum. Dolabın kapağını kapattığım anda annem odaya gelmişti. Brice'ın kapısını her zaman çalarak girerdi ancak henüz benim kapım için aynısını yapmıyordu. Bununda yaşla ilgili olduğunu düşünüyordum. Bunu anladığım zamandan bu yana çok üzerinde durmamıştım ancak artık ihtiyacım olmaya başlamıştı. Merlin için kıyafet seçerken ya da onunla olan resimlerimizi çizerken beni kimsenin görmesini istemiyordum.

- Bir şey mi arıyordun?

- Hayır, anne. Sadece dağılan kıyafetlerimi katlıyordum.

Annem yatağın üzerine gülümseyerek oturdu. Eliyle saçlarımı düzeltip işimin bitip bitmediğini sordu. Yanına otururken başımı salladım. Merakla yarın olacak futbol müsabakasını söylemesini bekliyordum. Beni de götüreceğinden emindim. İçten içe duyduğumda çokta önemsemiyormuş gibi davranma konusunda kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum.

- Brice'ın okulundan aradılar. Yarın önemli bir futbol müsabakası varmış. Babanla da konuştum. Hep beraber abinin yanında olmamız iyi olacaktır. Öğleden sonra olduğu için sen okuldan geldiğinde hep birlikte gideriz olur mu?

Sevgili EmilyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin