YİRMİNCİ BÖLÜM 🖤

214 80 108
                                    



AHSEN



Hangarın dışarısında Pars'ın adamları nöbet tutuyordu. Toprak yolda arabama doğru ilerledim ve bagajı açıp tuval ile fırçaları içine koydum. Bu sırada hemen arkamdan hangarın içinden Pars çıktı ve yanıma geldi.



"Onun yapmadığını nasıl anladın ?" Bagajı kapatıp, kalçamı siyah arabaya yasladım ve kollarımı karnımın üstünde birleştirdim. Bilmiş bir tavırla "Tecrübe" derken omuzumda var olmayan tozları elimle süpürdüm.



Aslında gerçek düşmanı yakalayamadığı için hayal kırıklığına uğramıştım ve birazda sinirliydim çünkü buraya gelirken aklımda harika işkence planları vardı ama şuanda hiç birini yapamıyordum. Yine de Pars'ın fark edemediği bir şeyi fark etmekte hoşuma gidiyordu.



''Adamların konusunda biraz daha seçici olmalısın. Fazla beceriksizler'' Sözlerimle kastettiğim kişi Ateşti çünkü düşmanı o bulmuştu. Pars'ın çenesinde bir kas seğirdi -benden önce tahmin edemediği için öfkeden delirdiğini biliyordum ve tabi birde sağ kolu yanlış adamı bulmuştu- cebinden paketini çıkartıp bir sigara yaktı. Sinirli olmasını seviyordum, hoşuma gidiyordu.



Sigara paketini hiç bir şey söylemeden bana doğru uzattı. Yan yana olduğumuz her an ne zaman sigara içmeye başlasa bana da veriyordu. Onu geri çevirmedim ve içinden bir sigara alıp yaktım. Sonra da bakışlarımı gökyüzüne cevirdim.



İlk bahar olmasına rağmen hava kasvetliydi ve ben bu tarz havaları seviyordum. Ruhuma bakıyor gibiydim. Aslında ruhum pek güzel değildi ama bu hava huzur vericiydi.



Pars "Gerçek haini bulacağım." dedi kararlı bir şekilde yüzüme bakarken. Eğer işi başkasına bırakmaz ve kendisi yaparsa bulacağından hiç şüphem yoktu. Onu tanıdıkça ne kadar güçlü olduğunu görebiliyordum. Ve aslında şuana kadar bulamaması beni şaşırtmıştı. Pars'ı bir kaç gündür gözlemliyordum ve o güçlü bir zihne ve dikkatli gözlere sahipti. Ayrıca Parstan bir şey saklamak, beyninden gizli bir şey yapmakla eş değer bir durumdu.



''Çok uzakta arama.'' diyerek Ateş ve Murat'a gönderme yaptığımda, bana cevap vermedi ve bir süre ikimizde sessiz kaldık. Geçmişimi anlatırken fazla ayrıntıya girmesem bile, bu konu hakkında konuşmam benim için kolay değildi. Aslında benim için bu hayata zor olan hiç bir şey yoktu. Ama bunlar.. Sessizlik iyi geliyordu ve Pars Alphan'ın hemen yanımda olması beni rahatsız etmiyordu, fakat bu uzun sürmedi ve Pars Alphan konuşmaya başladı.



"Küçükken.." Sustu.



Doğru kelimeyi bulamıyormuş gibiydi. Pars'ın konuşurken tereddüt ettiğini ilk defa görüyordum. Normalde oda benim gibi ne söylemek isterse onu rahatça söylerdi.

ANLAŞMA 🖤Where stories live. Discover now