Yirminci Bölüm

14.2K 823 66
                                    

Arkadaşlar yeni gizem-gerilim hikayem 'Ölümün Ayak Sesleri'ne bakabilirsiniz ^^ Umarım beğenirsiniz, diğer bölümü daha kısa sürede atmaya çalışacağım. Ne yazık ki stajımla çok zaman kaybediyorum. 

Orkun gibi bir insanüstü varlığa sahip olmak her kızın harcı değildi. Mütevazılık konusunda sınırları zorladığımın farkındaydım ama patronumdan bahsediyorduk! İlk zamanlarda bana çemkirmekten zevk alan, sevgili olma ihtimalimizin bile çıldırttığı adamı kapıma getirtmiştim. Mükemmellik abidesi halimle hem iç hem dış güzelliğimle hatta kusursuz kişiliğimle onu kendime bağlayabilmiştim.

Tabii keşke birçok rezillik anıma tanıklık etmeseydi, o zaman işim daha kolay olurdu!

Silkelenip aklımı bulandıran düşüncelerden uzak durdum. Şu an ki durumumuzu hiçbir şeye değişmezdim. Sonuçta canım sevgilim, nazar değmesin ki ilgisini bir an bile üzerimden eksik etmiyordu. Odundu fakat umursamaz değildi çok şükür!

Eylem ile karşılıklı oturmuş, ben sevgilimi o kocasını çekiştirirken vicdan azabı duymam da Orkun'un muhteşemliğine dayanıyordu. Konu dönüp dolaşıp sevgilimin ne kadar görkemli bir insan olduğuna geliyordu.

''Utanmasan alnına Orkun'la sevgiliyiz yazıp gezeceksin Ilgın.'' diye homurdanan arkadaşım dayanamamıştı besbelli. ''Yıldım vallahi. Yarım saattir kaç aydır tanıdığım adamı anlatıyorsun bana.''

''Aşk olsun, Eylem. Sen hiç sahip çıkma arkadaşına. İki gramlık hevesimi kursağımda bıraktın.''

''Gram değildir o, yoksa duramazdın. Kilodur, kilo!''

Benimle alay edişini bile umursamayacak kadar mutluydum. Minik Uraz'ın tiz sesi salonu doldurunca Eylem oflayıp puflayarak ayaklandı. ''Ağlayacağım şimdi. Yarım saat önce uyudu. Ben kedi beslemek gibidir sanıyordum çocuk işini.''

Kahkahamı bastıramadım. İçimde yükselen intikam isteğiyle döküldü kelimeler dudaklarımdan.

''Eylem Hanım, bizimkilerin ahtı tuttu. Çocuğun senin gibi olsun inşallah derlerdi.''

''Düşene bir de sen vur!''

İçerideki odadan seslenen arkadaşımın görmediğini bilsem de dil çıkardım. Zamanlaması dâhil her şeyiyle mükemmel olan sevgilim, beni arıyordu. Lafı gediğine oturtan arkadaş modelinden sevgi pıtıcığı haline dönüşmem saliseler sürdü. ''Sevgilim?'' diyerek yanıtladım telefonu. ''Ilgın, ne yapıyorsun?''

Eylem'e geleceğimi çoktan haber verdiğim için içim rahattı.

''Eylem Uraz'la uğraşırken, sevgilimle sohbet ediyorum. Sen?''

''Evde yalnızlıktan geberirken seni annemle tanıştıracağımı söylesem nasıl tepki verirsin diye düşünüyordum tam da.''

Dikkatimi çeken ilk şey; Orkun'un iyice bana benzediği oldu. O kadar uzun ve anlamsız kelimeler ardı ardına sıralanıyordu ki insan özneyi de yüklemi de karıştırıyordu! Tam da bu sebeple cümleyi algılamam dakikalarımı alacak gibiydi. Beynim duyduklarını biçimlendirmeye çalışsa da başarısızdı. Az sonra Orkun'un kim olduğunu unutursam kimse bir şey diyemezdi!

''Nereden çıktı bu?'' derken dilim damağım kurumuştu, ben sus pus kalakalmıştım.

Ben yani, ben! Durumun vahimliğini anlamışsınızdır umarım.

''Sürpriz yumurtadan.'' diyen Orkun, esprisi iki bin on beş yılının en komik cümlesi seçilmiş gibi gülmeye başladı. Yüzüm donakalmış, aklım bulanmış haldeyken onun saçma sapan şakalarını kaldırmayacaktım. Tamam, yaşım geçiyordu fakat annesiyle tanışmam ciddiyete atılan ilk adımdı.

Başına Buyruk!Where stories live. Discover now