Mış Gibi Yapmak

167 20 21
                                    

Yaşananlardan sonra iyileşmeleri zaman almış, o kendini bilmezler ikisinin vücudunda da uzun süre kalıcı izler bırakmışlardı. Belki iz bıraktıkları yer sadece vücutları değildi ama bunu zaman gösterecekti.

Haftasonunu birlikte geçirmek üzere Minho'ya gidecekti Kibum. Bu yüzden dersten çıktıktan sonra hazırlanmak için doğruca eve gitti çünkü galeriye uğraması gerekmiyordu.

Sonbahardan kalma havayı fırsat bilip olabildiğince aheste yürüyordu sokakta. Yüzüne çarpan rüzgar ruhundan geçip başka diyarlara ulaşıyormuş gibi hissediyordu. Tuhaf karşılanmayacağını bilse uzun süre boyunca gözlerini kapatıp öylece durup rüzgarın ruhunu gezdirmesine izin verirdi. Tabi birde telefonu çalmasaydı. Ekranda Minho'nun adını görünce istemsizce gülümseyip vakit kaybetmeden cevap verdi.

"Efendim Froggy?"

" Kibum nerdesin canım? Eve dönmedin mi hala? " diye sordu Minho.

" Hayır,yoldayım geliyorum " diye cevapladı Kibum ama adımları hızlanmıştı.

" Tamam o zaman kapıda bekliyorum ben "

" Öyle mi? Tamam hemen geliyorum. Gelince görüşürüz" dedi ve telefonu kapadı Kibum neden Minho'nun geldiğini anlayamamıştı üstelik mahallede yalnız olduğu için endişelenmişti ama belli ki Minho da Kibum için endişelendiği için taa oraya kadar gelmişti. Acaba Minho'ya bir anahtar versem mi diye düşündü sonra acele etmesi gerektiği için bu konu hakkında düşünmeyi erteledi.

" Eve giderken alışveriş yaparız hafta sonu için diye düşünmüştüm. " diye kendini açıkladı Minho oturma odasına geçerken.

" İyi olur tabi, güzel şeyler yemek istiyorsak hazır ramenden daha fazlasına ihtiyacımız var" dedi Kibum gülerek ve Minho da ona katıldı koltuğa yerleşirken ardından güçlü bir karın guruldaması duyuldu odada. Kibum daha da gülerek:

" Alış verişe gideceksek eğer enerjiye ihtiyacımız olacak o kaslı kollar bana lazım. " dedi Minho'nun kucağına otururken.

" Woo, belki ihtiyacın olan tek şey kollarım değildir ha? " dedi kaşlarını yaramaz bir şekilde oynatıp Kibum'u ahtapot gibi sararken.

" Ama senin birşeyler yemeğe ihtiyacın var " dedi Kibum ve Minho'yu burnundan küçücük öpüp kucağından kalktı.

" Dolapta dünden kalan yemekler olacak şimdi hazırlayıp onları yeriz. Hem yemekler ziyan olmamış olur hemde akşam yemeğine kadar idare edebiliriz. Ayrıca markete gideceksek gerçekten enerjiye ihtiyacımız var. " dedi Kibum buzdolabının içinden küçük paketleri çıkartırken.

" Ben burayı hallederim sen git eşyalarını ayarla" dedi Minho Kibum'un boynunun omzu ile buluştuğu yerden öpüp.

" Öyle mi yapalım diyorsun?" dedi Kibum arkasına dönüp hafifçe Minho'ya sarıldı ve çenesini göğsüne dayayıp güzel güzel Minho'ya baktı. Minho ise yalnızca onaylar şekilde ses çıkarmıştı ardından Kibum'da onun adem elmasına küçük bir öpücük kondurup odasına doğru yol aldı.

Yemeği henüz bitirmişlerdi ki odada ikisinin de yabancı olduğu bir ses yankılanıyordu.

" Aman Tanrım Kibum! Ev telefonun çalışıyor muydu? Öylesine bir dekor olduğunu düşünüyordum." dedi Minho gülerek.

" Ee bir zamanlar cep telefonu alacak paramız yoktu ama bende varlığını unutmuşum " dedi Kibum gülümserken aynı zamanda telefona cevap verdi.

" Alo?"

Az önce gülümseyen yüzü saniyeler içinde solmuştu Kibum'un kırgın bir hal almıştı bu yüzü tanıyordu Minho o yüzden gülmeyi kesip ne olduğunu anlamaya çalıştı. Ancak Kibum'un dehşete dönmüş ifadesini görünce vakit kaybetmeden yanına gitti.

Kamera LensiWhere stories live. Discover now