Hem Soy İsmimi Hem Kahvemi Çalmış

466 54 17
                                    

Kibum'un kendisine kahve ısmarladığını öğrenince öyle şaşırmıştı ki bunu ne zaman nerede ya da nasıl yaptığını sormak aklına gelmemişti hatta belki de o an adını sorsalar cevap veremeyecek durumdaydı Minho. Şaşkınlıktan açılmış ağzını kapatma zahmetinde bulunmadan ayaklarına güvenerek ama yinede bulutların üstünde yürüyormuş gibi hissederek yalpalayarak da olsa evin yolunu bulmuştu. Olan biteni anlayıp Kibum'la yaşadıklarını yeniden aklından geçirince durumun güzelliğini farkına varıp keyfini çıkarmaya başladı. Sanki biri onu sürekli gıdıklıyormuş gibi gülüyordu elini ağzına götürmüştü ama buna rağmen kahkahalarının sesi odada yankılanıyordu. Neyin bu kadar komik olduğunu bilmeden gülüyordu daha önce hiç gülmemiş gibi sanki bu dünyadaki kimse daha önce gülmemiş gibi gülüyordu. Karnı kasılıp nefessiz kalmaya başlayınca gülmeside yavaş yavaş sönmeye başladı. Eve gelir gelmez girdiği stüdyo odasında duvara asılmış büyüklü küçüklü bir sürü Kibum fotoğrafına bakıp Dünya Kupası finalinde sonucu belirleyen golü atmış futbolcu gibi yumruk yaptığı eliyle birlikte zıplayıp zafer dansına başladı. Robottan teknoya, cluptan freestyle kadar her dansın görüpte aklında kalan bölümlerinden ortaya karışık bir şey çıkarmıştı ortaya ama daha çok büyüyünce çok ünlü bir şarkıcı olup tüm dünyada konser vermeyi hayal eden çocuğun en sevdiği şarkıda dans etmesi gibi dans ediyordu. Öyle paldur küldür, gürültülü ama orijinal ve her bir anı Kibum dolu... Biraz sakinleşip daha doğrusu yorulunca olduğu yere oturup duvarla konuşmaya başladı.

'Evet,evet başardım. Sana kendimi fark ettirmeyi başardım. Çok zor oldu çok savaştım ama değdi. Ohh Tanrım yazdığın şeyleri okuduğumda böyle oluyorsam kim blilir benimle konuşuyor olsan nasıl olurdu? Hayatımın hiçbir gününü böyle duygu karmaşasıyla geçirdiğimi hatırlamıyorum. Sabah umut doluydum okula gelmeni umuyordum. Sonra hayal kırıklığı içine düştüm çünkü hiçbir yerde görünmüyordun, sonra şevkat doluydum senin için vitamin aldım ve sonra mutluluğun daha önce kimsenin ulaşamadığı bir evresindeydim çünkü benimle iletişime geçtin sonra utanç doluydum daha önceki aptallığıma bana hatırlattığın için sonra cesaret doluydum sana ödeme yapmayacak mısın diye sordum ama bu sırf seninle daha fazla öyle kalabilmek o anı uzatabilmek içindi ama sen öyle bir şey söyledin yani yazdın ki inan ben üniversite giriş sonuçlarımı bile bu kadar merak etmemiştim. Soy ismimi biliyorsun ve bana kahve ısmarlamışsın ben bunun anlamını yeni fark ediyorum ve evde zafer dansı yapıyorum. Dur bir dakika bana kahve ısmarladığını yazdın ama kahveyi ben içmediysem kim içti?....

Minho duvarla konuşmayı bırakıp hayal etmeye başlamıştı. Sessiz sakin bir kafeterya ve Kibum içeri giriyor köşede küçük bir masaya geçiyor çünkü o utangaç biri sonra aniden spor dergilerinden fırlamışçasına vücuda sahip kabarık koyu saçlı giyimi kuşamı havalı bir çocuk yüzünde rahatsız edici bir sırıtma ile Kibum'un oturduğu masaya yaklaşıp tıpkı romantik filmlerdeki esas oğlan gibi bir elini masaya dayayıp Kibum'un yüzüne doğru yaklaşıyor. Kibum şaşkın ürkek ve yanakları kızarmış görünüyor sonra çocuk elini Kibum'un alnına koyup ateşini ölçüyor sonrasında o kocaman elini alnından çekip Kibum'un yanağını okşayıp yine rahatsız edici bir çekici tonla konuşmaya başlıyor.

'Beni çok endişelendirdin ufaklık, ama görüyorum ki üniversiteye gelecek kadar iyisin' deyip yeniden sırıtıyor. Kibum'un bu cümleden sora yüzü aydınlanıyor gözleri genişliyor ve çocuğa gülümseyip teşekkür ediyor sonrada masadan kalkıp iki kahve söylüyor bu sırada çocuk çoktan masaya Kibum'un yanına yerleşmiş. Kahveler geliyor ve birlikte sohbet edip gülerek kahvelerini içmeye başlıyorlar. Sonra kahveler bitince Kibum eşyalarını toplayıp masadan kalkıyor ama çocukta onunla beraber kalkıyor yan yana yürümeye başlıyorlar sonra kas yığını çocuk kolunu Kibum'un beline doluyor ve Kibum yine gülümsüyor ve kafeteryanın kapısından çıkıp kayboluyorlar.

Kamera LensiWhere stories live. Discover now