Hafıza Kartı

2.3K 78 10
                                    

Evren hergün insanlara beklemediği şeyleri vermekle meşgul. Hayat sürpirzlerle dolu lafı klişe ama doğru. Minho'nun sürprizi fotoğraf makinasının hafıza kartını kontrol ederken ortaya çıktı. Bu onun için şaşırtıcıydı çünkü ekranda gördüğü kişinin fotoğrafını kendisinin çekmediğine emindi hem zaten Minho insan değil doğa fotoğrafları çekmeyi tercih ediyordu. Biraz karışık göründüğünü farkındayım o yüzden bu gizemi çözmek için hikayeni başına dönelim.

Minho Yonsei üniversitesi sinema televizyon bölümü ikinci sınıf öğrencisi. Incheon'dan ayrılıp Seoul'e eğitimi için gelen Minho okula çok uzak olmayan bir evde tek başına yaşıyor. Yalnız, çünkü yaşıtlarıyla kolay iletişim kuramıyor ağabeyi olduğundan sanırım kendinden büyüklerle arkadaşlık etmeyi daha çok seven bir insan. Dünyaya kamera lensinden bakmaya lisede karar verdi. O zamandan beri nereye gitse yanından ayırmadığı şey fotoğraf makinesi. Kim derdi ki yanından ayırmadığı şey gelecekte asla yanından ayrılmak istemediği biriyle tanışmasını sağlayacak...

Ilık bir Eylül sabahı kahvaltı yapmadan evden çıkmış okula doğru yürüyordu Minho. Nedense bugün biraz keyifsiz hissediyordu. Yol üstündeki marketten atıştırmalık birşeyler aldı aç karna dersten hiçbir şey anlamadığını biliyordu. Kampüse yaklaşmıştı ki birinin omuzundan tuttuğunu hissetti yavaşça arkasına döndü.

'Minho sunbea,değil mi?' diye sordu kısa boylu temiz görünümlü çocuk. Minho başını onaylarcasına salladı.

'Ben birinci sınıflardan Im Daeyeol' başıyla selam verdikten sonra konuşmaya devam etti Daeyeol.

'Üniversitemizin dergisindeki fotoğrafların bazılarının size ait olduğunu duydum. Bende fotoğraf çekmekle ilgileniyorum ve kendime makine almaya karar verdim. Rica etsem sizinkini bir kere deneyebilir miyim?' çekinerek kendini açıkladı Daeyeol beklenti dolu gözlerle Minho'nun vereceği cevabı bekliyordu.

'Tabi' dedi Minho küçücük bir sesle ardından çantasından kamerayı çıkarıp mutluluktan yüzü aydınlanmış çocuğa uzattı. Daeyeol kamerayı ayarlayıp deklanşöre bastı sonrasında onlarca teşekkür eşliğinde kamerayı Minho'ya geri uzatıp mutlu bir şekilde yoluna devam etti.

Daeyeol'ü keyifle uzaklaşırken görünce Minho en son ne zaman birşeyler için heyecanlandığını merak etti. Aklına gelen hiçbir anısıda kalbi Daeyeol gibi davranacak kadar çarpmamıştı. Sıkıcı bir hayatım var sanırım öyle ki kendimden bile sıkıldım diye düşündü Minho keyfi daha da kaçmıştı.

Rutin bir günün ardından eve döndü. Evine geldiğinde kimsenin onu beklemiyor oluşu hatta saçma ama anahtarını kullanmak bile onu rahatsız etmişti zile bastığında onun için kapıyı açacak birine ihtiyacı vardı. Yavaşça kafasını sallayıp düşüncelerden kurtulmaya çalıştı ergenliğe yeni girmiş gibi davranıyordu. Dünden kalan rameni ısıtıp yerken bir yandan da bilgisayarını açmıştı. Üniversite dergisinin gelecek sayısı için elinde ne olduğunu görmek istiyordu. Hafıza kartının okunmasını beklerken üfleyerek ramenini yemeğe başladı.

Çektiği resimler fena değildi eylül ayının hüzünden olacak tüm fotoğraflar birden fazla anlam taşıyordu. Fotoğrafları tek tek inceleyip uygun olanları seçiyordu sıradaki fotoğraf için tuşa basarken ramenin son lokmasını çiğnemekle meşguldü. Ekrana gelen fotoğrafla çiğnemeyi durdurdu hatta nefes almayıda...Sonra kendine gelince hızlıca lokmasını yutup ekrana yaklaştı bir şeylerden emin olmaya çalışıyormuş gibi bir ifadesi vardı.

Kamera LensiWhere stories live. Discover now