Po-po Popolin

188 16 14
                                    

Markette aldıklarına ödeme yapmak için sırada bekliyordu Kibum ile Minho ve Kibum aldıklarını son kez gözden geçiriyordu birden aklına gelen şeyle hemen döneceğini söyleyip acele ile reyonlara doğru yöneldi yeniden. Sekiz aylık birlikteliklerinde değişmeyen şeylerden biri de küçük süt şişeleriydi. Bir araya getirilmiş dörtlü paketlerden sevdiği aromalı olanlarından alıp geri dönmeye başladı. Kasaya yaklaşırken Minho'nun bıraktığı gibi yalnız olmadığını gördü. Yanındaki kız kimse gerçekten iyi anlaştığı biri olmalıydı çünkü Kibum o gülüşü tanıyordu Minho sadece iyi anlaştığı insanların yanında gülerken başını geriye doğru eyerdi. Adımlarını yavaşlatıp biraz daha oyalandı ancak ne konuştuklarını duyabilecek bir mesafedeydi. Tam Minho'nun yanına gelmişti ki kız "sonra görüşürüz" diyerek marketten ayrıldı.

" Kimdi o?" diye sordu hala gülümseyen Minho'ya.

" Önemli değil sınıftan arkadaşım hani geçen gün proje için eşleştiğim. "

Sadece tamam der gibi başını salladı Kibum zaten kasanın sırası onlara gelmişti.

" Minho? " diye seslenen kişiyi görünce şaşkınlığını gizleyemedi Minho.

" Areum! Senin burda ne işin var?" diye sordu Minho şaşkınlıkla ve Areum gülerek elindeki poşetleri gösterip omuz silkti. Sorusunun saçmalığına birlikte güldüler ardından.

" Buralarda mı oturuyorsun yoksa?" diye o garip sessizliğin oluşmasına izin vermeden konu bütünlüğünü sağladı Areum.

" Evet, buzdolabında yiyecek pek birşey kalmayıncaya eve geçmeden markete uğrayayım dedim" diye açıkladı Minho ve ekledi.
"Sen bu civarda oturmuyorsun ama öyle değil mi? "

" Yok hayır bir arkadaşımı ziyaret için gelmiştim. Elim boş gitmek istemedim. " dedi içtenlikle gülerek Areum.

" Ahh, Anladım iyi düşünmüşsün" dedi Minho gülümsemeye karşılık verirken.

Gitmeden önce Minho'nun önündeki market arabasına bakıp yeniden konuştu Areum.

" Eğer, hazır yemeklerden başka birşey yemek istersen çok iyi bir yer biliyorum. " dedi Areum ve Minho'nun hemen önündeki adam aldıklarını poşetlemeye başlamıştı.

" Tamam sana mutlaka haber veririm. " dedi Minho ve sonra görüşürüz vedaları eşliğinde konuşmaları sona erdi.

Her ne kadar canını bununla sıkmak istemesede Minho'nun o kızla sanki tekil biriymiş gibi konuşması rahatsız etmişti işte. " Markete uğrayayım dedimmiş, uğrayalım dedik, uğrayalım!!!" diye içinden konuşuyordu Kibum yemeği hazırlarken. Yani ilişkilerinin dışarıda özellikle de üniversitede bilinmemesi ortak aldıkları bir karardı ama bu biriyle birlikte değilmiş gibi davranacakları anlamına gelmemeliydi.Daha bir hırsla doğradı kesme tahtası üstündeki sebzeleri.
" Ben yemek yapıyorum işte" diye kendi kendini öfkelendiriyordu.

" Ne oldu Kibum? Niye kemik kırıyormuşsun gibi sesler geliyor? " diyerek mutfağa girdi Minho. Aniden irkilip normale dönmeye çalıştı Kibum.

" Kabak! Kabaklar çok sertmiş ondan" dedi aklına gelen ilk şeyi söyleyerek ama Minho çoktan ikna olmuş görünüyordu. İkiside başka bir şey söyleyemeden içeriden telefon sesi yankılanmaya başladı. Melodinin Minho'nun telefonuna ait olduğunu duyunca
"Git,git! Areum sana yemek ısmarlayacaktır" diye Minho'nun arkasından söylendi Kibum yüzünü buruşturarak.

" Neden birden böyle bir emri vaki yapıyorsun ki? " dediğini duyunca Minho'nun iyice kulak kesildi Kibum.

" Oha lan?! Cidden yemeğe mi çağırıyor yoksa?! " diye sesli dile getirdi düşüncelerini Kibum sonrasında Minho'nun kendisine doğru hala telefonda konuşarak geldiğini görünce sebzelerle ilgilenmeye devam ediyor gibi yaptı hemen.

Kamera LensiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin