Kafam Karışık

769 66 15
                                    

Söylediğinin farkına varınca şaşırdı Minho 'neden o adamın adını öğrenmeye çalışayım ki?' diye düşündü 'neden peşinden gittim? farz edelim ki onu yakaladım ne diyecektim?' Günlerdir seni bulmaya çalışıyorum, çok şükür ki bir melek değilmişsin ben de bir fotoğrafın var ve o fotoğraf beni çok etkiledi o yüzden kim olduğunu bulmaya çalışıyordum' mu diyecekti. Çok saçmaydı biri kendisine gelip böyle şeyler söylese deli olduğunu düşünürdü. Ama acaba o ne yapardı? Belki kızardı ve kaşlarını çatardı ya da şaşırırdı gözlerini kırpıştırırdı ya da belki gülümserdi hafifçe acaba gamzesi var mıydı? Bunları zihninde hayal ederken yine aynı şey olmuştu. Kalbi kızgın bir boksör gibi göğsünü yumrukluyor midesi uyuşuyordu. Neden böyle hissettiğine anlam veremiyordu. Her zaman düzenli beslenen ve spor yapan biri olmuştu ama bu his hastaymış gibi hissettirmiyordu sadece ne olduğunu ve nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu. 

Öğleden sonraki derslerden birinde sınıfından iki kızı konuşmasında bir şeyler dikkatini çekmişti bu yüzden yaptığının yanlış olduğunu bile bile onları dinliyordu. Hiçbir zaman insanların işine karışan ya da hayatlarına müdahale eden biri olmamıştı ama kızlardan uzun saçlı olanın bahsettiği şeyler ona da oluyordu. Bir kızla aynı sorunları yaşamak biraz garipti ama gülümseyrek dinleyen diğer kız çözüm biliyormuş gibi görünüyordu.

'Her gece yatmadan önce ya da sabah kalktığımda ilk aklıma gelen acaba bugün yüzünü görür müyüm oluyor.' diye küçücük bir sesle konuştu uzun saçlı olan, utanıyormuş gibi görünüyordu. Benimde, bana da aynı şey oluyor diye düşündü Minho.

'Bütün gün onu görmek için etrafa bakınıyorum, gördüğümde donup kalıyorum, ne diyeceğimi nasıl düşüneceğimi bilmiyorum, sanki o an efes almayı unutuyorum' diye devam etti kız diğeri anlayışla başını sallıyordu ve Minho yine bana da aynı şey oluyor diye geçirdi içinden.

'Bana bakmadığını biliyorum ama olduğum yöne bile baksa kalbim tuhaf oluyor, maraton koşmuşum gibi davranıyor ya da ne zaman güzel bir şey hayal etsem midem kıpır kıpır oluyor karıncalanıyor gibi hissediyorum. Ne yapıcam ben bu halde?' diye tüm sıkıntısını anlattı kız. Minho cevabı duymayı çok istiyordu. Çünkü onun kalbide maraton koşmuş gibi davranıyordu onun mideside tuhaf hissettiriyordu. Sabırsızlanıyordu ki diğer kız konuşmaya başladı.

'Aşık olmuşsun sen işte. Tüm belirtileri taşıyorsun kalp çarpıntısı, midede uçuşan kelebekler, sebebini bilmediğin halde hep aynı kişiyi düşünmek tek bir sonuç var işte aşık olmuşsun. Nasıl geçireceğini bilmiyorum zaten geçeceğinide sanmıyorum.' diye konuşmaya devam ediyordu kız ama Minho artık dinlemiyordu. Yeterince şey duymuştu çünkü. Kız kesinlikle yanılıyordu aşk böyle burnun akıyorsa nezle olmuşsundur gibi bir tespidi kabul edebilir miydi. Hem kime aşık olacaktı ki yaşıtı erkeklerle bile arası iyi değilken bir kız arkadaşı olması komik olurdu. Ama Minho bu belirtileri bir kızı görünce ya da düşününce yaşamıyordu ki adını bile bilmediği bir adam onu bu hale sokuyordu. Yok, yok gay olamazdı. Homofobisi olan bir insan değildi ama hiçbir adama o gözle bakmamıştı. Hayatım sıradanlaştığı için böyle gizemli bir şeyle karşılaşmak kafamı karıştırdı ben kimseye aşık değilim diye tekrarladı içinden. 

Gün bitip üniversite boşalmaya başladığında Minho kendisini farkında olmadan fotoğraftaki banka giden yolda buldu. Birkaç haftadır aynı şeyi yaptığı için alışkanlık olmuştu buraya gelmek ve acaba burada mı diye kontrol etmek ama bu kez rahatsız hissediyordu Minho. Öğlen dinlediği konuşma yüzünden huzursuzdu. Kafam karışık ama bu hissettiğim aşk değil diye yine geçirdi içinden.  Yine de bu huzursuzluk ona engel olamamıştı çünkü orada olup olmadığını bilmek istiyordu. Boşuna yolunu uzatıyorsun bu zamana kadar hiç görmedin bugün de orada değildir diye konuşuyordu bir yanı. Ama yanılıyordu oradaydı. Ellerini göğsünde birleştirmiş yerde sabit bir noktaya bakışlarını odaklamıştı. Yüzündeki ifade fotoğraftakiyle neredeyse aynıydı ama görüntüsü yine de büyüleyici,nefes kesici,çok etkileyici... Minho istemsizce birkaç adım daha yaklaştı daha yakından görmek istiyordu onu ama tam o anda bankta oturan adam hareketlendi ve yanından eşyalarını alarak uzaklaşmaya başladı. Neden öyle yaptığını bilmiyordu ama Minho gizlenerek izlemişti uzaklaşmasını, gittiğinden emin olduktan sonra banka yöneldi Minho biraz önceki adamın oturduğu yere bakıp sanki hala oradaymış gibi davranarak bankın öbür ucuna oturdu. Yine onu durdurmak için hiçbir şey yapmamış gidişini seyretmişti. Kalbi yine göğsünü yumrukluyordu ama bu kez canı yanıyordu. 'Ne zaman hislerinle yüzleşmek konusunda korkak bir adam oldun sen Choi Minho!' diye kendini azarladı ve aniden ayağa kalktı ama bakışları ayaklarının ucundaki şeye takılmıştı. Eğilip yerden usulca aldığı şey tuhaf bir şekilde tanıdık geliyordu. Parmaklarıyla tanımaya çalışırken elindeki fuları daha önce nerede gördüğü aklına geldi çünkü hergün o fularada bakıyordu. 

Buruk bir gülümsemeyle gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Elindeki fular meyve gibi kokuyordu çilek,belki? Şeftali, mango? Minho gerçekten bunlar arasındaki farkı söyleyemezdi. Kendi içiyle olan çatışma devam ederken elindeki fular kokusuyla onunla alay ediyor gibiydi. Çok tanıdık kokuyordu. Sanki Minho'nun bütün hayatı boyunca etrafındaymış gibi. Rahatsız hissetmesinin nedeni ne olduğunu anlayamayışıydı.

Fuları paltosunun cebine koyup eve doğru yürümeye başladı artık kendisini kafasının karışık olduğuna inandırmaya çalışmıyordu. 

Kamera LensiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin