Özel Bir İnsan

584 56 11
                                    

Eve döner dönmez hayal kırıklığı ve cildine yapışan terden kurtulmak için banyoya atmıştı kendini Minho. Ilık su vücudunun kiriyle birlikte endişelerinden de kurtulmasını sağlamış giderde kaybolmuştu. Islak saçlarıdan damlayan suları havluyla kurulayıp kamerasına yöneldi. O fotoğrafı çekip çekmediğini öğrenmeyi daha fazla ertelemek istemiyordu. Oradaydı, gerçekten çekebilmişti Minho onu ama fazla hızlı davrandığı için kaliteli bir fotoğraf olmamıştı. Ama çektiği kişinin o olması herşeyi güzelleştiriyordu o adam Minho'nun hayatındaki herşeyi güzelleştiriyordu. İçinde daha çok fotoğraf çekme isteği oluştu hayır içinde onun daha çok fotoğrafını çekme isteği oluştu. Gülümsüyordu Minho ve parmaklarının kamera ekranındaki adamın yüzüne defalarca dokunduğunu farkında değildi.

Telefonunun rehberinde Dongjoo sunbaenin ismini bulduktan sonra uzun bir süre ekrana baktı. Arayınca ne diyeceğini düşünüyordu. Direk sorsa mıydı yoksa uzun zamandır sunbaesinden haber alamamış bir küçük kardeş gibi davranıp bugün için teşekkür ettikten sonra bir görüşme mi ayarlasaydı bilemiyordu sonuçta Dongjoo sunbae onun için bir şans olabilirdi ve bunu mahfetmek istemiyordu telefon ekranına bakarak o kadar uzun bir süre düşündü ki karar verdiğinde saat artık birini aramak için uygun değildi. Sabırsızlık içinde uyumak için yatağına gitti. Sağa sola dönüyor sürekli iç çekiyordu hatta koyun bile saydı ama içindeki o umut uyumasını engelliyordu. Her şeyin güzel olmasını dileyerek gözlerini kapadı ve öyle kalmaları için uğraştı. Yarın onun için önemli bir gündü belkide her şey orataya çıkardı.

Nihayet ertesi gün olmuş Minho alarmıyla birlikte büyük güne uyanmıştı. Hiç vakit kaybetmeden gerekli tüm hazırlıklarını yapıp evden çıktı. Dongjoo sunbaeyi bulmadan önce ona ne diyeceğini nasıl konuşacağını iyice düşünmesi gerekiyordu. Not defterine defalarca bir konuşma hazırlayıp sonrada vazgeçti. Kim günlük hayatıda konuşmak için yazılı bir kağıdı okuyanı ciddiye alırdı ki? Doğal olmayıldı konuşma metnine ihtiyacı yoktu cesaret ve şansa ihtiyacı olabilirdi ama kendi başına konuşabilirdi bunu yapabilirdi. Kendine gerekli desteği verip cesaretini iyice topladıktan sonra öğle arasında Dongjoo sunbaeyi aramaya çıktı. Şans ona yardım ediyordu çünkü baktığı ilk yerde Dongjoo sunbaeyi bulmuştu. Rahat olmaya çalışarak sanki öylesine gelmiş gibi önceki gün olduğu gibi spor tesisine geldi Dongjoo sunbae merdivenlere oturmuş bir şeyler atıştırıyordu. Minho usulca yanına çöküp selam verdi. Dongjoo sunbae şaşırmış gibi görünsede sevindiği belliydi.

'Ah Minho seni yeniden görmek ne güzel!' diye neşeyle karşıladı Minho'yu Dongjoo sunbae bir yandan da ağzındakini yutmaya çalışıyordu. Sonrasında Minho'ya da yemesi için uzattı ve bir süre aralarındaki tek iletişim ısırık ve çiğneme seslerine dönüştü. Minho bir an önce konuya girmek istese de sabırlı davranmaya çalışıyordu. Derslerden, üniversiteden, spordan, futbol klüplerinden, Minho'nun fotoğraflarından, Dongjoo sunbaenin yeni evinden bir süre konuştular. Minho artık zamanın geldiğini hissediyordu ve konuşmaya başladı.

'Uzun zamandır seninle birlikte bir şeyler yapamıyorduk bu konuda sana biraz mahçubum seni daha sık görmeye gelmeliydim ama dünkü oyun gerçekten iyiydi hyung' dedi Minho gülümseyerek dışı gülümsüyordu ama içi derin bir nefes vermiş rahatlamıştı en azından lafa girmeyi başardım diye.

'Ah evet ne oynarsak oynayalım hakkını veriyorsun. O yüzden hep seninle aynı takımda olmak istiyorum. Bu arada dün seni yüz üstü bıraktığım için kusura bakma kazanmayı ne kadar çok sevdiğini biliyorum. Ben gittikten sonra ne oldu peki o ikisinin hakkından geldin öyle değil mi? ' diye konuşmayı Minho'nun istediği yöne getirmişti Dongjoo sunbae şans gerçekten Minho'ya yardım ediyordu.

'Sorun değil hyung bir daha ki sefere kazanırız ama sen gittikten sonra devam etmedik yani bende istemedim ve maçı bitirdik.'

'Öyle mi? Kazamalarına izin verdin yani beni şaşırttın doğrusu Minho.' dedi Dongjoo sunbae Minho'nun omuzuna yavaşça vurarak. Minho gülümseyip hayatını sorusunu sormak için kendini hazırladı.

Kamera LensiWhere stories live. Discover now