En Kısa Zamanda

539 59 12
                                    

Gözlerini açtığında etrafın loş bir hale dönmeye başladığını görünce şaşırdı Kibum bir yandan da kasılan boynunu gevşetmeye çalışıyordu. Şaşırmıştı ilk defa dışarıda uyuya kalıyordu bu onun için yeniydi çünkü Kibum etrafında kendisi gibi kokan bir şey olmadan ve en çok kendi gibi kokan yastığı olmadan uyuyamazdı. Uyku halinden kurtulunca karşısında bir sincabın kendisine baktığını gördü. Aynı sincap olmalı diye düşündü içinden ne zaman bu banka gelse bu sincapta hep etrafında oluyor öyle hareketsizce durup Kibum'u izliyordu. Banktan ayrılıp eve gidebilmek için eşyalarını toplayacaktı ki yanında duran küçük süt şişesini fark etti. Şişeyi eline alıp etrafına bakındı buraya geldiğinde bu şişenin burada olmadığına emindi. Ne yani biri onun için birşey mi yapmıştı? Toparlanıp yürümeye başladı süt şişesinide almıştı içinde bir şeyler o şişeyi kendisine ait hissettiriyordu. Ne kadar zamandır insanlara görünmezim diye düşündü, 6 ay olmuştu 6 ay birde 8 gün bu kadar zamandır yoktu sesi, kimsesi, gölgesi....

Hayat bazıları için hiç adil değil diye düşündü çocuğunu okuldan almış elini sıkı sıkı tutan bir anneyi görünce. Anne benim dilime yasaklı kelime... Adımlarını hızlandırıp düşüncelerinden uzaklaşmaya çalıştı sokak ortasında ağlayan bir adamı görme eziyetini diğer insanlara  vermek istemiyordu.

Anahtarını delikte birkaç kez döndürdükten sonra içeri girdi. Ne yanan bir lamba vardı ne de mutfaktan gelen yemek kokusu sadece soğuk  karşılıyordu Kibum'u, yalnızlığın soğuğu... Herşey bıraktığı gibiydi odada aslında herşey ağabeyinin bıraktığı gibiydi. Koltuğa kendini atıp rahat bir pozisyon almaya çalıştı o sırada gözü az önce diğer eşyaları ile birlikte orta sehpaya bıraktığı süt şişesine takıldı. Belki ağabeyimdir diye geçirdi içinden, küçükken ağabeyi bazen onu mutlu edecek şeyler yapar sonrada anne-babamız yaptı derdi Kibum'u avutmak için, Kibum'da avunurdu gelmeyeceklerini bile bile. Ama Kibum son zamanlarda bu avuntu gerçekmiş gibi hissediyordu özellikle de üniversite yolundaki şu bankta otururken, orada olduğu zamanlarda sanki insanlar onu görebiliyordu,acısını hissediyordu ve onu önemsiyordu. Kocaman gözlerini dikip ona bakan sincap hep içini ısıtıyordu ve bir de şu süt şişesini bulunca aynını hissetmişti. Olduğu yerde gözlerini kapadı artık gözlerinden yanaklarına dökülen ıslaklığı silmekle uğraşmıyordu en kısa zamanda ölmeyi dileyerek uykuya daldı.  

Pencereden gözüne yansıyan ışıkla yüzünü buruşturarak uyandı Minho. Tam açılmamış gözleriyle yanı başındaki saati kontrol edip yavaşça vucüdunu esneterek yataktan kalkmaya hazırlandı. Mutfakta kendi için kahvaltı hazırlarken aklına dün gece gördüğü rüya gelince istemsizce dudaklarının kenarları yukarı doğru kıvrıldı. Rüyasında Kibum'un kendisine geldiğini görmüştü ve ne olursa olsun bu rüyayı gerçeğe dönüştürmek için her şeyi yapacaktı. Önce dikkatini çekmeyi başarmalıyım diye düşündü, bir kerecik gözlerime baksa yeter diye umut içinde çırpındı kalbi. Hızlıca kahvaltı edip ortalığı toparladı ardından hazırlanıp evden çıktı. Bir an önce üniversiteye varmak istiyordu çünkü Kibum'u görmek istiyordu daha çok görmek... Giriş kapısının orada bir yerde bir banka oturup içeri girenlere bakıyordu. İnsanlar girişte durmuş araya gözlerle etrafa bakan Minho'ya bu tuhaf yaratık ne yapıyor böyle bakışı atsada burada beklemekten başka çaresi yoktu çünkü Kibum'un hangi fakültede okuduğunu bilmiyordu gidip Dongjoo sunbae'ye soramazdı o zaman Dongjoo sunbae şüphelenip Minho'yu köşeye sıkıştırabilirdi ve Minho bunun olmasını istemiyordu. Saatini kontrol edip kapıya doğru son bir kez baktı çünkü artık derse yetişmesi gerekiyordu. Her zaman olduğu gibi Kibum yine tam vaz geçtiği sırada ortaya çıkmıştı zaten hazır bulundurduğu makinasını ayarlayıp başını olabildiğince yere eğmiş toprağın canını yakmaya korkarmış gibi yürüyen çocuğun birkaç fotoğrafını çekti sonrasında büyük bir neşeyle derse yetişebilmek için koşmaya başladı.

Birkaç metre ilerisinden koşarak geçen çocuğa, istemsizce baktı Kibum. Koşarken yerden çıkan sesin giderek uzaklaşmasıı dinlerken bir yandan da koştuğu için bir havalanıp bir aşağı inen saçlarına bakıyordu. Çocuk başını geri çevirip Kibum'a  bakınca panikleyip deve kuşu gibi aniden kafasını aşağı indirip adımlarını hızladırdı Kibum. Sanki ayıp bir şey yaparken yakalanmış gibi çocuğun arkasına dönüp kendisine bakmasını yeniden aklından geçirirken yanakları kızarmıştı. Bana bakmamıştır diye içinden geçirip hafifçe kafasını salladı bu sırada üzerinde Güzel Sanatlar Fakültesi yazan binanın kapısından içeri giriyordu.

AN : Merhaba hikayemi okuma zahmeti gösteren can insanlar! ^^ Aslında bu bölüm sonrası yazar notlarını pek yapmam ama hayal etmenizi sağlıyacağını düşündüğüm şeyler var o yüzden söylesem iyi olur sanırım. Uzatmıyorum öncelikle Kibum'un ağabeyi Choi Seunghyun bilinen adıyla T.O.P. O çünkü kpop endüstrisinde elmacık kemikleri ve gözünün şekli Kibum'a benzeyen yaşı büyük bir idol bulamadım bende en uygun T.O.P olur diye düşündüm. Son olarakta sonraki bölümler için eğer Minho'nun çektiği fotoğrafları görmek ister misiniz diye soruyorum çünkü cevap evet ise ona göre hazırlık yapacağım. Uzatmayalım dedik bir pragraf oldu, sizi seviyorum <3 <3 

Kamera LensiWhere stories live. Discover now