Bölüm 5

5.3K 544 62
                                    

Filistin | el-Halil - Kasım 2015

Kara Eylül.
Filistinlilerin, kendilerini istemeyenin sadece Yahudiler olmadığını anladığı gün.

FKÖ'nün (Filistin Kurtuluş Örgütü) Ürdün'de sistemli bir şekilde örgütlenip dünya gündeminde çok büyük tepki alan -İsrail hava yolları El Al uçaklarının kaçırılması gibi- eylemlerinden dolayı 15 Eylül 1970'de Ürdün Ordusu, Kral Hüseyin'in emriyle Filistin mülteci kamplarını bombaladığında, Abdullah'ın babası Mahmud Khalid saldırılardan bir kaç gün önce yasa dışı yollardan Filistin'e giriş yapabildiği için Allah'a şükrediyordu.

Kudüs yakınlarında, İsa aleyhisselam'ın doğduğu yer olduğu rivayet edilen Beyt al-Lahm'deki evlerinden zorla çıkartılıp Ürdün'e gönderilirken ailesinin bir kısmını kaybetmiş, bir kısmını geride bırakmak zorunda kalsa da en azından eşini, çocuklarını, anne babasını ve birkaç akrabasını daha kurtarmayı başarmıştı.

10 gün süren bombalamalar sonucunda 3000'den fazla Filistinli canından olmuştu. Hemde bunu yapan bir Yahudi değil, kendi dininden, kendi ırkından olan, bir zamanlar onları Arap Lejyonu'yla kurtaracaklarına inandıkları Ürdün yapmıştı.

Bu zorunlu göçler arasında, fevkalade bir karmaşanın ortasında doğmuştu Abdullah, yollarda, sefalet içerisinde. Lübnan'a sürülmekten kurtuldukları için şanslıydılar, hala Filistin topraklarındaydılar. Bundan sonrasında ise en büyük problem nereye gidecekleriydi.

Ürdün sınırına en yakın şehirlerden el-Halil'i (İbranice Hebron) seçmişti Mahmud Khalid. Ölü Deniz'den tehlikeli bir yolculukla ulaşmışlardı Halilullah İbrahim'in şehrine.

El-Halil şehri, Filistin'in Batı Şeria bölgesinde üzümü, cam üflemeleri, dar sokakları, eski şehir meydanı ve eski binalarıyla meşhur, güzel bir şehirdi. Bir kısmı İsrail işgali altında inlerken, bir kısmı resmi olarak Filistin'e bağlıydı. Kudüs'ün güneyinde, İbrahim aleyhisselam'ın mübarek naaşına ev sahipliği yapan şehir.

Mahmud ailesini el-Halil'e güç bela getirdiğinde Abdullah henüz kundakta bir bebekti. Neler olduğundan habersiz, sadece uyuyordu.
Fakat bu uyku fazla sürmemiş, yıllar geçtikçe Abdullah'ın tek derdi davası olmuştu. Çocukluğu babasının bakkalında ona yardım ederek, aynı zamanda savaşlarla, kanla, kurşunla geçmişti. Ailesi olaylara karışmasından endişe duysa da Abdullah kanını bu yolda, Allah için akıtmaya kararlıydı.

O daha 16 yaşındayken başlayan 1. İntifada'ya tüm benliğiyle katılmıştı. Gençliğin verdiği heyecan ve kalbindeki iman onun düşmana olan öfkesini alevlendiriyordu. Şeria gençlerinin neredeyse büyük bir çoğunluğu gibi o da günlerini sokaklarda silahlı askerlere karşı taş atarak geçiriyordu.

1.İntifafa'yla birlikte kurulan Hamas (Hareket'ul Mukawamat'ul İslamiyya; İslami Direniş Hareketi) ve 1981'de kurulan Filistin İslami Cihad (Cihad'ul İslami) örgütlerinin faaliyetlerine katılıyordu. Bu iki örgüt, İsrail'i asla tanımamaya ve çıkarıldıkları topraklarına geri dönmeye yemin etmişti. Filistin'de İslami bir devlet kurmayı hedefliyorlardı.

Abdullah teyzesinin kızı Zehra ile evlenmiş, daha 20 yaşındayken ilk çocuğu Seyfullah dünyaya gelmişti. Seyfullah'ın bebeklik yılları nispeten sakindi, 25 Şubat 1994'e kadar.

El-Halil'in en önemli mekanı, Yusuf aleyhisselam'ın annesi ve dolayısıyla İsrailoğlullarının annesi sayılan Rahil'in (İbranice Rachel) mezarının bulunduğuna inanılan İbrahim Camii'nde, Ramazan ayında bir Cuma günü sabah namazını kılmaya gitmişti Abdullah. Namazlarını cemaatle kılmaya özen gösterirdi hep. Siyonist işgalcilerin burayı onlara vermeyeceklerini anlamaları için özellikle de İbrahim Camii'ne giderlerdi.

Cennet Rüzgarı ريح الجنةWhere stories live. Discover now