Bölüm 22

3.2K 420 50
                                    

Filistin | Nablus - Nisan 2016

Hava kararmaya başlamıştı. Natalie hızlıca okul bahçesinden çıkarak evine doğru giden yola döndü. Her gün eve yürüyerek dönmeyi adet edinmişti. Böylesi daha sağlıklıydı. Ama bugün özel bir gündü ve o, yemeğe yetişmeliydi.

Yol üzerindeki otobüs durağına yaklaştı ve grileşmiş saçlarını komik, çiçekli bir tokayla tutturmuş yaşlı bir kadının yanında durarak beklemeye başladı. Durakta başlarına bağladıkları beyaz örtülerle iki Filistinli kadın ve İsrailli bir kaç kişi daha vardı. Saçlarının kenarından uzatılmış ve düzgünce kıvrılmış bir çift perçemden ortodoks oldukları anlaşılan yaşlı iki adam ve küçük çocuklar. Aceleci tavırlarından onların da yemeğe yetişmeye çalıştıkları anlaşılıyordu.
Otobüs durağa ulaştığında bileğindeki saatin varlığını hatırlayan Natalie daha yarım saati olduğunu farkederek rahat bir nefes aldı. On beş dakikalık bir yolculuktan sonra eve vardığında geç kalmamış olma umuduyla kapıyı çaldı. Aceleci bir tıkırtıyla açılan kapının ardından Riff'in sert yüzü göründü. 

"Nerede kaldın? Babam seni bekliyor." Sesi cümlelerine tezat oluşturacak derecede her zamankinden daha yumuşaktı. 

"Otobüs bekledim." Eğilip yeşil spor ayakkabılarının bağcıklarını gelişigüzel bir şekilde çözdü ve çantasını girişteki askıya asarak ellerini yıkamak için lavaboya koştu. Duasını hızlıca okuyup ellerini yıkadıktan sonra salona yöneldi. Seder sofrası (Pesah bayramına özel akşam yemeği) hazırdı. Daniel masanın başında yüzünde bir tebessümle oturuyordu. Natalie hızlıca kendisi için ayrılan sandalyede yerini aldı.

Bugün Pesah Bayramıydı. Özgürlüğün bayramı olarak bilinirdi. Yüzyıllar önce İsrailoğlulları'nın Mısır'daki esaretten kurtuluşunun anılması için, İsrail'de bir hafta boyunca kutlanırdı.
Pesah'tan önceki gün Riff ve Natalie evdeki tüm Hamets'leri (mayalı yiyecekler) ortadan kaldırmıştı. Bu bayramın en büyük özelliği mayalı tüm şeylerin yasak olmasıydı. Bunun sebebi, İsrailoğlulları'nın Mısır'dan aceleyle kaçmaları ve çıkarken de ekmek hamurunun mayalanmasını bekleyememeleriydi. Halk arasında Hamursuz Bayramı olarak da bilinen bu bayramdan önce Yahudiler, evlerindeki un, maya gibi tüm Hametsleri yok etmeliydiler. Riff ve Natalie "Al biyur Chametz" duasını okuyarak evdeki Hametsleri aramış, temizlikte kullanılan eşyaları da saklamışlardı. Bayram boyunca bu eşyaların kullanılması yasaktı.

Natalie'nin gözleri Seder sofrasında gezindi. Annesi Ester ve abisi Danny hariç her şey eksiksizdi. Riff bu sefer epey özenli çalışmıştı. Seder sabahında evin ilk doğan erkek çocuğu Ta'anit b'kharat (ilk doğan orucu) ismi verilen orucu tutardı. Danny evin tek erkek çocuğu olmasına rağmen Daniel onu hiç bir zaman oruç tutmaya zorlamamıştı.

Sofradaki büyük tepsise üç matsa bulunuyordu. Matsa sadece su ve unla yapılan, pişirilirken kabarmaması için devamlı karıştırılan Pesah'a özel bir ekmek çeşidiydi. Hazır, paketli olarak da satılıyordu ama Daniel her zaman matsanın evde yapılmasının daha faziletli olduğunu söylerdi.
Sofrada üç matsa bulunmasının sebebi bu matsaların her birinin İsrailoğlulları'nın sosyal sınıfları olan Kohenler (din adamları) , Leviler (Kohenlerin yardımcıları) ve İsrail'i (halk) temsil etmesiydi.
Natalie'nin gözleri sofranın üzerinde dans ediyordu. Beyaz masa örtüsüne uyumlu bir şekilde yerleştirilmiş porselen tabaklardan birindeki kuzu kolu ağzının sulanmasına sebep oldu. Bu yemek, Kudüs Tapınağı yok olmadan önceki zamanlarda Pesah günü kesilen kurbanı anımsatırdı. Kuzu etinin hemen yanındaki haşlanmış yumurta ise yaşam döngüsünü simgeliyordu. Ester, "Yumurta İsrail'e benzer," demişti. "Yumurtanın piştikçe sertleşmesi gibi İsrailoğlulları da sıkıntı çektikçe güçlenir."

Cennet Rüzgarı ريح الجنةHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin