YALAKA

12.5K 723 48
                                    


Hasan'la son konuşmamızdan sonra aramızdaki rahatsız edici elektrik azalmış ve eskisi gibi olmasa da rahat sohbet edebilir duruma geri dönmüştük. Çok sık karşılaşacak zamanımız olmasa da arada küçük sürprizler yaparak şubeme geliyor ve kısa bir mola verecek kadar beni işimden alıkoyuyordu. Onun sayesinde daha rahat alışmıştım ortama. Belki geçmişimizi bilmeyenler tarafından oldukça yadırganıyor olabilirdik. Sonuçta buraya gelişim bir hafta olmuştu ve ben bu bir hafta içinde Asayiş komiseri Hasan Erez'le oldukça samimi olmayı başarmıştım.

Buraya geldiğimden beri onun ne kadar popüler bir komiser olduğunu da öğrenmiştim. Akademiden sonra kişiliğinde olumlu değişme olmuş olabilirdi ama popülaritesinde değişen bir şey yoktu. Hala yakışıklılığından ve başarılarından dolayı ön plandaydı. Buna şaşırmıyordum. Onun öncesini de biliyordum. Önceden bu durumu lehine çevirir ve sürekli dillendirirdi ama şimdi farkında değilmiş gibi davranıyordu. Sanırım onun yanıma yaklaşmasına bu yüzden sorun çıkarmamıştım. O eski Hasan değildi.

Dünkü operasyonun raporlarını hazırlamış ve amire sunmak için son kontrolleri yapıyorduk. Hasan'la olan yakınlığım ekip içinde pek de hoş karşılanmamıştı. Gelir gelmez bu kadar kolay iletişim kurmam kızların hiç hoşuna gitmemişti. Onların neyden hoşlanıp hoşlanmadığını umursayan Gül değildim artık. Akademide bu durumdan rahatsız olur ve tereddüt eder, Hasan'la gizli kapaklı görüşmeye çalışırdım. Şimdi takmıyordum bile.

Kimseden saklayacak bir şey yapmıyordum. Çocuk değildim ve kötü bir şey yapmıyordum. İstediğim kişiyle istediğim sürede arkadaşlık kurabilirdim. Kimsenin düşüncelerini umursayacak kadar duygusal değildim artık. Sanırım benim de bu değişimim iyi yöndeydi. Eskiden ne derece üzüldüğümü hatırlıyordum da, değmezmiş. Kimse için kendimi üzmeye değmemişti. Olan bana olmuştu. O zamanlardan yanımda ne o üzülmesin diye çabaladığım arkadaşım ne de Hasan kalmıştı. Sadece ben ve acılarım baş başa kalmıştık.

Bu yüzden başkaları istiyor diye kendi hayatımdan feragat etmemeyi öğrenmiştim. Şimdi bu öğrendiklerimi hayata geçiriyordum.

" Gülden, narkotik maddelerin listesi bitti değil mi?" diye sordu Ferhat. Dosyayı toparlayıp amire götürecekti.

Masanın üzerindeki kâğıt yığınları arasından listeyi ve laboratuar sonuçlarıyla doğrulanmış sonuçları ona uzattım. " Evet, biz yanılmamışız. Test sonuçlarıyla bulduklarımız eşleşti. Neredeyse bir yıllık esrar stokuna el koymuş görünüyoruz."

Ferhat, keyifli bir şekilde elimdeki kâğıtları alıp kısa bir göz attı. " Onları durdurmaya yetmez ama büyük bir darbe olduğu kesin. Bize kaptırdıklarının yasını birkaç saat tutarlar artık."

" Birkaç saat mi?" diye sordu Tuğba alayla. " Cidden bunca şeyi kaybettiler ama birkaç saat mi üzülecekler? Şaka mı bu?" Tuğba akademiden bu sene mezun olanlardandı. O yüzden kıdem ve tecrübe konusunda yetersiz olduğundan şaşırıyordu. Onların bir yıllık toz ihtiyacını karşılayacak narkotik operasyonu elde etmiştik ama sorun şu ki, onlar bunu birkaç saate yenileyebilirlerdi. Bu yüzden o kadar önemli bir darbe sayılmazdı. Bir darbe olmuştu ama yeterli derecede değildi.

" Laboratuarlarında yeterli teşvikle ki bunun tatlı sözler olmadığını belirtmeliyim bir günde yenileyebilirler. Onları gerçekten üzmek için bize o laboratuarlardan birini bulmak ve ele geçirecek ipuçları lazım. Bunu başarana kadar bu tarz operasyonlar bizim için büyük bir adım olsa da onlar için çerez payı oluyor ne yazık ki?" diye açıkladım.

Yüzündeki alaylı ifade biraz daha belirginleşirken yan tarafımdaki sandalyeyi çekip oturdu. " Bu konularda oldukça tecrübeli olmalısın."

Başımı umursamaz bir şekilde yukarı aşağı salladım. Ferhat ikimiz arasındaki gerginliği hissetmiş olacak kaçamak bakışlar atıyordu bize. " Evet, dört yıldır bu işin içindeyim. Birçok operasyona katıldım. Bu yüzden onların nasıl çalıştığını, nelerden zarar göreceklerini, işlerinin nasıl işlediğini biliyorum. Bu işin sonunu yakaladığımız kilolarca uyuşturucuyla getiremeyiz."

KOVALAMACA-1 SUÇLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin