KİMİN ADAMI?

8.7K 589 52
                                    


Başımda küçük bir yarayla ve vücudumun belli başlı yerlerindeki sızılar dışında hiçbir sorunum yoktu. Bu nedenle hastanede kalmak yerine dünden kalan saçma kıyafetlerimle birlikte merkeze geçtim. Hasan yanımda olduğu için ulaşmam sorun olmamıştı belki ama eve gidip üzerimi değiştirmediğim için polis merkezinin kapısından girer girmez pişman olmaya başlamıştım. Ancak ne olduğunu öğrenmeden eve gitmek istememiştim. Biliyordum i ve gidersem geri dönemezdim.

Hasan'ın etkisi sayesinde çok fazla benimle uğraşmamışlardı. Şubeye girdiğimde, ekibin kalanı beni gördüğünden dolayı şaşkın olsa da memnun olmayanları da görmüştüm. " Son durum ne?" diye sordum dikkatli bir şekilde masaya yaklaşırken. Ferhat'ın yardımıyla sandalyeye oturdum. Dolayısıyla eteğim yukarıya doğru kaymıştı ancak çok üzerinde durmadım. Kimse bacaklarımı inceleyecek değildi.

" Adamları sorguya aldık. Ancak hiçbir şey anlatmadılar" diye açıkladı Fulya.

Sırtımı yasladığım sandalye, oldukça sertti ve bu beni daha fazla rahatsız ediyordu. " Nasıl açıklamadılar? Beyaz'la bağlantısını itiraf etmedi mi? Ya diğer adam, şu uyuşturucuları veren, onun muymuş mallar? Yoksa patronunun emri için mi oradaydı?" diye sordum soruları peş peşe.

Ferhat başını olumsuz anlamda salladı. " Adam alıcının kendisi olduğunu söylüyor. Aracı falan değilmiş. Ne kadar zorlarsak zorlayalım" dedi yumruklarını göstererek, ne demek istediğini anlamıştım. " Yine de alıcının kendisi olduğundan başka bir şey söylemedi. Kimse ona bunu yapmasını söylememiş. Zaten piyasaya da kendisi dağıtıyormuş."

Hiç mantıklı gelmiyordu bu durum bana. Ne kadar büyük bir alana dağıtım yaparsa yapsın ki bu işlerde büyük alana dağıtım yapabilmesi için kendisinden büyüklerden onay alması gerekiyordu, bu denli büyük bir parayı tek başına elde edemezdi. Hayalet veya Yarasa her kim o bölgenin sahibiyse o bu durumdan haberdar olmalıydı. Bu işler böyle ilerliyordu. Şimdi adam tutmuş bunu bu adamlardan bağımsız yaptığını söylüyordu. Buna inanacak kadar aptal mı sanıyordu bizi?

Aslında aptal olmadığımızı biliyordu. Kanıtımız olmamasını kullanıyordu." Diğer adam ne söylüyor bu duruma?" diye sordum bu kez de.

" O da benzer şeyleri söyledi. Malları kendi evinin odasında yaptığını ve bu şekilde pazarladığını öne sürdü. Söylediği eve baskın yaptığımızda kanıtlarıyla oradaydı. Yani adam suçlu ve kendisinden başkasına dair bir delil yoktu. Bu nedenle onların sözlerine göre hareket etmek dışında başka yapabileceğimiz bir şey yok."

" Bunun apaçık yalan olduğunun bir tek ben mi farkındayım?" diye sordum her birinin yüzüne bakarak.

" Biz de söylenenlerin gerçek olduğuna inanmıyoruz ama adamlar başka bir isim vermiyorlar. Tüm sorumluluğu üstlenmişler. Hapse girmekten korkmuyorlar. Açıkçası onların durumunda olsam ben de aynısını yapardım. Sonuçta hapse girerlerse hayatta kalırlar ama baştakilerden birinin ismini verirlerse hayatlarından olurlar. Hem Beyaz hem de Yarasa, hangisi için çalışıyorlarsa bunu yanların bırakmazlar."

Onların hayatta kalıp kalmamasıyla ilgilenmiyordum. Benim umursadığım tek şey diğerlerine dair iz bulmaktı. Şu ana kadar iki adamda hiçbir şey söylememişlerdi. Yani elimiz iki pisliği içeriye göndermek dışında boştu. Bunu kabullenmek istemiyordum. İki adamdan daha fazlasını öğrenebilecekken bu kadarla kalmak sinir bozucuydu. Bir yolu olmalıydı...

" Şimdi ne yapacağız komiserim?" Tuğba'nın alaylı sorusunu duyduğumda düşüncelerimden sıyrılıp onun yüzüne baktım. Böyle bir durum içindeyken bile hala beni kendisine sorun olarak görüyordu. Bu gün beni liderliğimden kurtulabilecekti. Sonuçta yeni büro amiri bu gün aramıza katılacaktı. Ancak o hala benimle uğraşmayı tercih ediyordu.

KOVALAMACA-1 SUÇLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin