BASKIN

7.9K 566 29
                                    




Genç adam, dar ve İstanbul'un en işlek gece kulüplerinden olan DARK CLUP'ın üst katındaki odada, rahat koltuğuna gömülmüş bir şekilde, alt kattan gelen hareketli müzik eşliğinde karşısındaki adamı izliyordu. İki adamı tarafından kollarından tutularak, endişeli gözlerinin içine yaslandığı deri koltuğundan keyifle bakıyordu. Buradan nasıl bir sonuç çıkacağını odanın içindeki herkes biliyordu. Genç adamın hiçbir zaman affı yoktu.

Ellerini kurtaramasa da yalvarırcasına büzüştürdüğü yüzüyle " Efendim bir şans daha" diye yalvardı. Adamlar onu tutan kollarını biraz olsun gevşetmiyorlardı. " Bir kez daha hata yapmayacağım."

Elindeki çakıyı açıp kapatan adam, ayaklarını önünde duran koyu ahşap masanın üzerine koymuş ve yalvaran adamı dinliyordu. Kısa kesilmiş saçları, özenle şekillendirilmiş, koyu gözlerindeki soğukluk karşısındaki adamı titretmeye yetecek kadar şiddetli olsa da dudaklarında belli belirsiz bir gülümseme vardı. Onun gülümsüyor olması hiçbir zaman hayra alamet değildi. Yeni kesilmiş, sakallarından arınmış yüzünün sert ifadesini gülümsemesi bile değiştiremezdi. Üzerindeki beyaz yakası açık gömlek ve lacivert ceketiyle dışarıdan bakılan biri için kibar bir iş adamı görüntüsü sergiliyor olsa da o sıradan bir iş adamı olmaktan uzaktı. Atletik vücudu spor salonlarında olacak türden değildi.

" Affedecek misin?" diye sordu sağ kolu olsa da aslında yakın bir dosttan farkı olmayan arkadaşı. Onun aksine modaya uyarak gözlerinin üzerine gelen kahverengi saçları vardı. Saçlarıyla harika bir uyum gösteren kahverengi gözleri, patronundan aşağıda kalmayacak kadar katı bir duruşu ve en az onun kadar ciddi bir görüntüsü vardı. Gömleği dirseğe kadar katlanmış olduğundan kolunun üzerindeki Anka dövmesi görünüyordu.

Çakısını kapatan genç adam, masanın önünde oturan adama baktı. Yüzünde en küçük bir mimik bile oynamamıştı. " Bu soruyu sorman için kaç kere kararımdan döndüğümü gördün?" diye karşılık verdi. Ayakta duran adam bu cümleyle korkuyla titrese de sağ kolu ne demek istediğini anlamıştı ve keyifle gülümseyerek ayaktaki adama döndü. Genç adam ağır çekimlerde ayağını indirerek oturduğu deri koltuktan ayağa kalkmıştı.

" Efendim affedin beni. Bir daha hata yapmayacağım. Yalvarırım affedin" diye çırpınan adam kendini iki yanında dikilen adamlardan kurtarabilseydi belki şansı olabilirdi ama şu an hiçbir ihtimal yoktu.

" Benim kitabımda affın karşılığı yok. Bunu şimdiye kadar öğrenmediysen" dedi ve çakısının ucunu açarak adamın göğsüne sapladı. " Bundan sonra öğrenemeyeceksin demektir." Sapladığı çakıyı geri çektiğinde üzerine sıçrayan kanlara iğrenerek baktı. Yaraladığı adamı tutan adamlarından birinin cebinden çıkardığı mendille üzerine sıçrayan kanı sildi. Hemen ardından çakısını sildikten sonra mendili yerine koyarak kendinden geçmiş olan adamı dışarıya çıkarmaları için başıyla işaret verdi. " Beceriksizlerden nefret ediyorum."

Masasına geçip yeniden otururken adamları çoktan dışarıya çıkarmıştı adamı. " Gerçekten Beyaz'a mı çalışıyordu?" diye sordu dirseğini masaya yaslayıp hiçbir şey olmamış gibi rahatça patronunu izlerken.

Yaslandığı koltuktan ona doğru dönen adam" Umurumda mı sanıyorsun?" diye yanıtladı. " Ama illa da cevabı duymak istiyorsan evet ona çalışıyordu. Geçen yaşanan olaylar Beyaz'ın planıydı. Ve benim mekânımda, benim adamlarıma benden başkası emir veremez. Verirse ben de ölüm emrini veririm."

Başını anladığını göstererek sallayan adam " Hak etmiş o zaman. Sen Beyaz'a çalıştığına nasıl bu kadar eminsin?"diye sordu.

" Ufuk, olaya karışmış olan komiserin elinde ses kaydı olduğunu söyledi. Kendini o kayıtla aklamış. Onun gibi zeki kişileri gerçekten takdir ediyorum. Birini yolla, hakkındaki her şeyi öğrensinler. Oldukça merakımı uyandırdı."

KOVALAMACA-1 SUÇLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin