YARALI KALP

10.3K 630 23
                                    


Okuldan ayrıldığımda, oyalanmadan merkeze geçmiştim. Her ne kadar ofise bu şekilde gitmekten hoşnut olmuyor olsa da eve gidip sonra dönmek oldukça zaman kaybettireceğinden bu şekilde gitmekten başka çarem kalmamıştı. Ancak merkezin kapısından içeriye girdiğim andan itibaren üzerime yönelen bakışlar, pişman olmama yetmişti bile. Onları yok saymaya çalışarak kendi birimimin oldu kata geldiğimde, biraz gergin olduğumu itiraf etmeliydim. Dün olanlardan sonra hiçbir şey duymamış gibi davranmak zorunda kalacaktım. Bunun doğru olduğunu biliyordum. Eğer olayı uzatırsam benim açımdan iyi olmayacaktı.

İfadesiz tutmaya çalıştığım yüzümde derin bir nefes alarak koridorda yürümeye başladım. Polis memurları selamlayarak işlerine odaklanırken ben asıl büyük buluşmanın olacağı toplantı odasına doğru ilerliyordum. Camları panjurlalar kapalı odanın kapalı olan kapısını açarak içeriye girdiğimde, ben hariç hepsinin odada oluğunu görmüştüm.

" Merhaba" diye selamladıktan sonra çantamı masanın üzerine koyup üzerimdeki ceketi çıkardım.

" Hoş geldin Gülden." Selamımı ilk alan kişi Ferhat olmuştu. " Amir seni soruyordu. Geldiğinde yanına uğramanı istemişti."

Çantamın içinden çıkardığım askılı silah kılıfımı çıkarıp kollarımdan geçirdim ve klipsi arkada birleştirerek silahımı taktım. Kendimi silahım varken daha güçlü hissediyordum. " Tamam, birazdan uğrarım" diye yanıtladım çantamın fermuarını çekerken. Sonra ceketimle birlikte ikisini de askıya astıktan sonra, masanın üzerindeki dosyayı elime alarak amirin odasının önüne geldim. Kapıyı çaldım.

" Gir" diye seslendiğini duyduğumda kapıyı açarak içeriye girdim ve ardımdan kapattım. Onlarca dosyanın arasında kalan büro amiri Serhat, başını dosyalardan kaldırarak bana baktı. " Geldin demek."

Elimdeki dosyayı bırakmak için masaya yaklaşıp bıraktım. " Başka bir emriniz var mı amirim?" beni sorduğuna göre bir şeyler isteyecek demekti.

Geriye yaslanarak eliyle oturmamı işaret etti. " Seninle konuşmak istemiştim. Aldığımız bir ihbar üzerine sana sormak istediğim birkaç konu var" dedi ve alelade bir şekilde elini masanın üzerine uzatıp sarı renkli bir dosyayı kaldırdı. Sonra da dosyayı bana doğru uzattı.

Oturduğum koltuktan biraz doğrularak uzatılan dosyayı elime aldıktan sonra yerime oturarak kapağını açtım. İçindeki bilgileri kontrol ederken sıklıkla geçen bir isim dikkatimi çekmişti. Resimler ve birçok ele geçirilen narkotik miktarlarıyla desteklenen dosya amirin ne demek istediğini anlamam için yetmişti. Dosyayı önümdeki masaya bırakıp içinden bir resmi havaya kaldırdım.

Saçları yer yer beyazlamış, kısa boylu, toplu, gözündeki güneş gözlüğünden yüzü tam olarak belli olmayan, takım elbiseli bir adam duruyordu. Hemen altında bu kez adamın güneş gözlüğü olmayan haline dair resim vardı. Onun kim olduğunu biliyordum. Ülkenin neresine gidersen git tüm narkotik birimlerin tanıdığı, uyuşturucu ve kaçakçılık piyasasının lideri olarak bilinen ancak hiçbir kanıt bulunamadığı için bir türlü içeriye atılamayan efsane adamdı. " Amirin, bu adam Hayalet olarak bilinen uyuşturucu lideri değil mi?" diye sordum emin olmak için?"

Başını sallayarak onayladı beni. " Ta kendisi. Bu ismi bildiğine göre onunla ilgili bilgileri de biliyorsundur?"

" Elbette, Diyarbakır'da onun yardımcısından birinin mallarını yakalamıştık. Ancak malların sahibini bulamadığımızdan sadece önümüze yem olarak atılan acemileri yakalayarak dosyayı kapatmıştık. O günden sonra onlardan bir daha iz bulamamıştık. Her nereye giriyorlarsa, kendileri ortaya çıkmadıkları sürece onlara ulaşmak imkânsız. Çok denedik ama biz onlara ulaşamadık. Ulaşsak bile eminim delil bulamazdık."

KOVALAMACA-1 SUÇLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin