TOPLANTI

6.8K 541 17
                                    




Fatih, son süratle adamın tarif ettiği adrese doğru aracını sürüyordu. Beyaz'dan bir hamle beklediği doğruydu ama bunu kızlar üzerinden yapmasını beklememişti. Hedefleyeceği kişinin kendisi olduğunu düşünmüştü. Ama o bir korkak gibi kızları hedef alarak yine onu şaşırtmamıştı. Adamının telefonuyla gitmesi gereken toplantıyı yok sayarak olay yerine gitmek için yola çıkmıştı.

Gül'ün kolay bir hedef olmadığını biliyor olsa da onun için endişeleniyordu. Başına bir şey gelmesi halinde sorumlusun kendisi olduğunu biliyordu. Gül'ü ne söylerse söylesin bu dünyanın içine çekmemesi gerekiyordu. Ona kolaylıkla boyun eğmek hayatında yaptığı iyi bir hareket listesine sondan bile girmiyordu. Aptal kalbi onu yanında istese de bunun ne kadar tehlikeli olduğunu göz ardı etmişti. Sonu bir çatışmanın içine düşmesi olmuştu.

Ancak telefondaki sesini duyduğunda biraz olsun rahatlamıştı. Beyaz'ın adamlarından kurtulmuş olmasına sevinmişti ama tehlike hala yerindeydi. Adamlar kolay pes etmezdi. " O şerefsiz kızları öldürmeye çalıştı" diye söylendi yol boyunca defalarca kez yaptığı gibi. Fatih de defalarca yaptı gibi sessiz kalarak biraz gaza basmıştı. " Gül'ü boş yere suçlamışım. O olmasaydı Ceyda ne halde olurdu düşünmek bile istemiyorum."

" Onların iyi olduğunu gördükten sonra gidecek ve Beyaz'a bunun hesabını soracağım. "

" Ben de geleceğim abi" dese de Taner böyle bir durumda Beyaz'ın sonunu izlemekten keyif alacaklardı. Zaten çok fazla yaşamayacağını biliyordu ama bu gün kendi ölümünü hızlandırmıştı.

Fatih, ara sokağın araçla girilemeyecek kadar dar olduğunu gördüğünde kenara park edip indi. Sonra da Gül'ün bahsettiği dükkânı aramaya başladı. İşlek bir cadde olması iyi bir şeydi. Gül'ün bu tarz durumlarda nasıl hareket etmesi gerektiğini bildiğini tahmin ediyordu ama şimdi emindi. O gerçekten başarılı bir polisti. Ta ki yolu kendisiyle kesişene kadar. Eğer bir şekilde karşılaşmasalardı Gül, sevdiği mesleği yapmaya devam edecekti. Şimdi bir bataklığın içine çekilmiş haldeydi. İşin kötü yanı bu bataklıkta olmaktan çekinmiyordu.

Tek tek dükkânları kontrol etmeye başladıklarında gittikçe kalabalık bir alana giriyorlardı. Az ileride bir gurubun bir araya gelmiş bir halde bir yeri izlediklerini gördüğünde biraz endişelenmişti. Orada Gül ve ya Ceyda denen o kızın olmaması diledi.

" Abi" Taner'in sesini duyduğunda kalabalıktan ayırdığı bakışlarıyla yan taraftaki bir markete doğru bakmaya başladı. Başıyla içeriyi işaret eden Taner'i izleyerek markete girdiğinde yerde oturmuş halde birbirine sarılana kızları görmüştü. Ceyda Taner'i gördüğünde ağlamasına son vererek ayağa fırladığında, Gül elindeki silahı kenara bırakarak kan gölünün ortasından ayağa kalmaya çalışmıştı.

Onun yaralı olduğunu gördüğünde hemen yere doğru eğilmiş ve yarasına dikkat ederek ayağa kalmasını sağlamıştı. Kolundaki yaranın derecesini inceleyerek bir küfür savurduğunda, marketin sahibi biraz daha korkarak olduğu yere iyice sinmişti.

" Çok yavaşsınız" diye söylenen kıza aldırmadan kucağına aldığında, Taner Gül'ün kanıyla bulanmış olan silahı alarak beline yerleştirdi. Geride delil bırakmak istememişti. Ancak kızıl delinin kana bulanmış kıyafeti olduğunu gördüğünde Ceyda'yı kendinden birkaç saniye uzaklaştırarak üzerindeki ceketi çıkarmış ve abisinin kucağındaki kızın üzerine örtüvermişti. Sonra da onlardan önce dışarıya çıkarak etrafı kolaçan etmeye başlamıştı.

Az ilerideki polis aracının siren seslerini ve kalabalığın meraklı beklentisini izleyerek dikkat çekmeden kızların olay yerinden uzaklaşmasını sallayarak arabaya varmışlardı. Kızı arka koltuğa oturttuktan sonra sürücü koltuğuna geçen Fatih yeniden gaza basarak aksi istikamette yola koyulmuştu.

KOVALAMACA-1 SUÇLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin