YIKILAN GÜVEN

7K 543 27
                                    


Beni bulan polisler tarafında bir ambulansa alınana kadar Beyaz'ı göz hapsinden kaybetmemek için oldukça büyük bir çaba harcamıştım. Aynı yerden daha önce iki kez vurulmamıştım ve bunu bir daha yapmamayı aklıma not etmiştim. Bu tam anlamıyla delilikti. İlk vurulmam da bu kadar felaket bir acıyla yüzleşmemiştim. Sağlık ekibinin bileğime bağladığı serumun içinde sanırım ağrı kesici vardı da yaramın acısı biraz azalmıştı. Buna ne kadar minnettar olduğumu dile getirmek istiyor olsam da beni duymayacaklarına emindim. Hemen yanıma yerleştirilen yeni sedyeyle yola çıkan ambulansta diğerlerinin yakalanıp yakalanmadığını merak ederek yolu tamamlamıştım.

Doğru olanın Yarasa'nın yakalanması olduğunu bilmeme rağmen hala onun için endişeleniyor olmak nasıl bir aptallıktı bilmiyordum ama bir yanım onun katığını düşünmek istiyordu. Zarar görmesini istemiyordum. Bana yalan söylemiş, beni kandırmış ve kandırmaya devam etmiş olsa da yine de oradan kurtulduğunu düşünmek istiyordum.

Kalp ve mantığımın çelişmesi, kendimi vurduğum andan daha acı vericiydi. Birinden biri acı çekmiyordu ki. Kazanmak için ikisi de büyük bir savaş içindeydi ve bu savaştan kalbimde aklımda ağır yaralı olarak çıkacaktı. Bu kadar fazlaydı evet ama benim şansıma bakarsak daha aşağısını beklemek saçmalık olurdu.

Ambulans durmuş, acil servise hızla alınmış ve hiçbir soru sorulmadan yaram tedavi edildikten sonra sonunda bir nebze olsun sessizliğe kavuşmuştum. Acil servis gelen yaralılarla ilgilenen sağlıkçıların koşturmacalarıyla oldukça hareketli olsa da ben kendi köşemde gayet iyiydim. Olan biteni tekrar tekrar düşünmek için yeterli olanağım vardı yani. Bunun kısa süreceğini bildiğimden tadını çıkararak gözlerimi kapatıp Fatih'i düşündüm.

Nasıl kaçırmıştım onun Yarasa ile olan ilişkisini? Nasıl anlamamıştım? Oysa ipuçlarını yakalamak konusunda oldukça iyi olduğumu düşünmüştüm hep. Nasıl olmuştu da gözümün önünde dönen oyunu fark edememiştim? Ben Yarasa'yı evime almış, onu tedavi etmiş, sonra polise ihbar etmek yerine gitmesine izin vermiş, onunla defalarca karşılaşmış, ondan etkileniş, kalbimi kaptırmış, onun için bu bataklığa girmeye gönüllü olmuş ve son olarak ölüme gitmiştim. Bunları Fatih için, yarasanın adamlarından biri için yaptığımı düşünmüştüm ama gerçekte Yarasa için yapmıştım bunu.

Nefret ettiğim, ölümüne nefret ettiğim, hatta ellerimle içeriye tıkmak biraz sadistçe ama öldürmek istediğim üç adamdan birine aşık olmuştum.

Bu benim suçum değil demeyeceğim. Bu tamamen benim suçumdu. İnsan âşık olacağı kişiyi seçebilirdi. Bir insan bir kez hata yapardı. Aynı konuda ikince kez hata yapılmazdı. Bu benim ne kadar aptal olduğumu gösteriyordu. Ne kadar kör ve kandırılmaya müsait...

" Gül"

Adımı duyduğumda daldığım derin düşüncelerden çıkıp gözlerimi açtım. Ferhat, Tuğba ve Aziz'i karşımda görmek garip bir şekilde mutlu etmişti beni. İçimdeki bu karmaşaya iyi gelmişlerdi. Çünkü gerçek beni kaybetmek istemiyordum. Bir süredir kaybettiğim beni yeniden bulmak istiyordum. Tabi artık eskisi gibi kusursuz olmayacaktım, üzerimde kirler vardı ama yine de birkaç dakika bile olsa öğrendiğim o şok edici gerçeklerden bir süre kurulmak iyi gelebilirdi.

" Sen burada ne yapıyorsun?" diye sordu Ferhat yanıma doğru gelmeye başladığında. Onların, yaralı olarak yakalanalar için geldiğini tahmin etmek zor değildi. Bu olayı eski ekibimin almasına biraz şaşırmıştım ama iyi olmuştu.

" Aslında" dedim tamamen dürüst olmayacağı bildiğim için biraz üzülerek. " Ben onlarla birlikte geldim." Başımla yan tarafımda ki adamları işaret etmiştim.

KOVALAMACA-1 SUÇLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin