TERSİNE DÖNEN PLAN

6.3K 496 28
                                    


Aradan bir saat geçmiş ve Fatih hala başına doğrultulmuş silahlar eşliğinde yerde dizlerinin üzerine oturuyordu. Fırtınadan önceki ölüm sessizliği gibi bir durumdu bu. İçeride sadece kimyagerlerin çalışma sesleri duyuluyordu.

Zaman geçtikçe beklemek de zorlaşıyordu. Ancak adamın ekrana attığı kısa bakışla oturduğu sandalyeden hızla kalkması beklenen misafirin sonunda geldiğini gösteriyordu. Bu durum en çok Fatih sevinmişti. Bu sıkıcı bekleyiş bir sona yaklaşmaya başlamıştı. İçerideki panik havasını sakinlikle izlerken başına doğrultulmuş silahların biri daha azalmıştı. Anlaşılan patronu karşılama komitesi kuruluyordu ve böylece avı aslanın önüne atarak ayrılmışlardı.

Fatih için başına silahların doğrultulması büyük bir şey değildi. O silahlarla daha yakın münasebetler içinde de bulunmuştu. Bir adamın üstesinden gelmek onun için çocuk oyuncağıydı. Aslında ikisi de olsa kolayca onlardan kurtulabilirdi.

Çok geçmeden kapıdan gelen ayak sesleriyle sonunda Hayalet'in teşrif ettiğini anlayarak yüzüne kendini beğenmiş bir gülümseme yerleştirivermişti. Sanki başına çevrilmiş bir silah yokmuşçasına rahattı. Sonunda içeriye giren adamı gördüğünde gülümsemesi biraz daha genişledi. İki nefret dolu göz birbiriyle kesiştiğinde, geri kalanlar sanki yok olmuş gibiydi. İki adamda birbirlerinden başka kimseyi umursamıyordu. Biri kuyruk acısıyla kıvranırken diğeri değerlisine el sürülmesinin verdiği öfkeyle kavrulan bir adamdı. İkisinin de öfkesi fazla tehlikeli ve ölümcüldü.

" Yarasa" dedi sonunda sessizliği bölerek. " Eceli gelen köpek gerçekten cami avlusuna gelirmiş. Sayende bunu teyit etmiş olduk." Yüzü ne kadar ifadesiz dursa da öyle değildi. En az karşısındaki adam kadar öfke doluydu.

" Amacım daima sizi bilgilendirmekti benim. Bunu duymaktan onur duydum" diye karşılık verdi yalanın dibine vurarak.

Gür bir kahkaha attı Hayalet. Onun bu yönünü seviyordu daima. Güçlü ve korkusuz... Onunla karşılaştığı ilk andan son ana kadar bu tavrı bir an olsun değişmemişti. O daima işini iyi yapan bir adam olmuştu. Bu yüzden sağ kolu olabilmişti. Ancak gözündeki hırsı da görmemiş değildi. O gün, o kızıl kızın toplantı yerine geldiği gün olan biteni anlaması gerekirdi. Ancak konduramamıştı ona. Sadece gönül işi sanmıştı. Bir suçlunun polisle ne işi olabilirdi başka. Böyle düşünmüştü. Ama gerçek kısa süre sonra ortaya çıkmıştı. Beyaz'ın yardımıyla tabi...

Ölmeden önce bir işe yaramıştı. Ancak iş işten çoktan geçmişti. Yarasa'nın içlerine sızmış bir gizli polis olduğunu o kız sayesinde gün yüzüne çıkmıştı. Kız bir nevi işe yaramıştı ancak içlerindeki hain sıradan biri değildi. O kendine en yakın olan adamlardan biriydi. Piyasanın iki numaralı adamı Yarasa'ydı.

" Senin bir köstebek olduğunu başka birinden duysam inanmazdım."

" İnsanlar en yakınlarına konduramazlar böyle şeyleri" dedi gülerek. " Ancak hançer yine en yakının tarafından saplanır sırtına. Bu işler böyle yürür."

Başını salladı adam. " Haklısın, hain genelde en yakında olur, senin gibi... Ama kabul iyi gizledin kendini."

Omuzlarını silkerek karşılık verdi. " İşim buydu. Bilirsin elimi attığım her şeyde en iyisi olmak benim temel ilkem" durdu ve kibirle ekledi " zaten bu yüzden en yakın adamlarından biriydim değil mi?" bilerek bam teline basıyordu onun. Bu anı çok uzun zamandır bekliyordu. Gül'ün ölüm emri verildiği andan beri.

Patronlarıyla uğraşmasından dolayı öfkelenen adamlar Yarasa'nın üzerine doğru yürümek istediğinde Hayalet elini kaldırarak durdurdu onları. Yarasa ölecekse bu kendi elinden olmalıydı ki tüm itibarını geri kazanabilsin. Şu an en yakın adamları tarafından ihanete uğrayan biriydi. Böyle birinden kim neden çekinsin ki?

KOVALAMACA-1 SUÇLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin