VEDA GÖZYAŞI

7.1K 600 132
                                    


Hayalet'in yakın adamlarından biri olan, acımasız ve sert yapısıyla bilinen adamı, kapıda oldukça rahat bir ifadeyle dikilirken bir aslan gibi avını kontrol ederek keyifle homurdanıyordu. Karşısındaki kızıl afetin kolay lokma olmadığını biliyordu. Toplantıya bir satıcı gibi girmesi, Yarasa ile olan ilişkisi, eski kimliği... Birçok farklı özelliği üzerinde barındıran bu kadın oldukça ilgisini çekmeyi başarmıştı. En çok da zor bir kişiliği olması bu durumu daha eğlenceli hale getiriyordu. Normallerde kadınlarla uğraşmayı sadece yatak odasıyla sınırlı tutarken şimdi yatağına girmeyeceğine emin olduğu bir kadınla uğraşırken oldukça eğleniyordu.

" Bu kadar ulaşılması zor biri olduğumu bilmiyordum" diye konuşmaya başlayan kızın yüzünde en küçük bir endişe göremiyordu. " Benim küçük dünyam sizi zorlamış görünüyor."

İçeriye doğru yürümeye başlayan adam, memnun bir şekilde kıza yaklaşarak tam önünde durmuştu. Biraz önce çalan telefonun sesi kesilmiş yerini sessizliğe bırakmıştı. Burada elindeki silah dışında hiçbir yardıma ulaşamayacak bir kız olmasına rağmen korkusuzca karşısında dikilmeye, kendisine meydan okumaya devam ediyordu. Böylesine birine sadece hayran olunurdu. Olmuştu da...

Başıyla salona kısa bir göz attı. Oldukça basit ve az eşyayla döşenmiş olmasına biraz şaşırmıştı. Aslında yaşadığı yeri gördüğünde de şaşırmıştı. Onun gibi birinin daha farklı bir yerde olmasını beklemişti. Bu kadar kolay elde edebileceği bir yerde olması şüphelenmesine neden olmuştu ancak günlerdir takip ettirmesine rağmen Yarasa'nın izine rastlamamıştı. Ta ki onunla olan bir ilişkisi olduğunu öğrenene kadar... Bu bilgi kızı paha biçilmez bir hazineye çevirmişti.

Kendisine ihanet eden o haddini bilmezin kanatlarını kırmak için en güzel koz bu kızıl güzeldi. Yazık olacağı ortadaydı ama yapabileceği bir şey yoktu. Umarım kendisini öldürtecek bir şey yapmazdı. Böylece onu kendisine saklayabilirdi.

" Bana Yarasa'nın yerini söylersen çok fazla canın acımadan bu işi çözebiliriz" diye öneride bulundu. Ancak Gül onu duymamış gibi arkasında bekleyen küçük ordusuna göz ucuyla bakarak hızlı bir durum değerlendirmesi yapmakla meşguldü. Eli silahlı yedi kişiye karşı şansını tartsa da hiç şansı olmadığını biliyordu. Peşinde olduğu kaçakçılardan oldukça farklı düzeydeydiler. Bunlar öldürmek için buradaydı. Üstelik hedef kendisiydi.

Elindeki silahın bir an sıradan bir vazo olduğunu düşünmeye başlamıştı. Birini indirmeye kalksa kalan altı kişi de kendisini indirirdi büyük olasılıkla. Tamam, bir kişiyle kalmazdı belki ama her şekilde zararlı kendisi çıkardı. O yüzden denemedi. Bunun yerine üç maymunu oynamaya karar verdi.

" Yarasa mı? O kim?" zaman kazanarak Hasan'ın yetişmesini ummaktan başka çaresi yoktu. Tabi bir de Fatih'in gelmemesi vardı... Bir delilik yapar buraya gelirse sadece kendisi değil o da zarar görürdü. Hayalet onun infazına çoktan karar vermişti.

Hayalet'in en yakın adamı, gülümseyerek kızı süzmeye devam ederken elindeki telefonu fark etmiş ve uzanarak yaşından beklenmeyen bir çeviklikle çekip almıştı. Gül'ün telefon konusunda sıkıntısı yoktu. Fatih bu konuda oldukça katıydı. Asla aynı numaradan ikinci bir çağrı yapmıyordu. Bu yüzden telefondan ona ulaşmasının olanaksız olduğunu bildiğinden sorun çıkarma gereği görmeden sakince beklemeye başladı.

" Demek Yarasa kim?" telefonun rehberine göz atıyordu. Farklı bir isim ya da Yarasa'yı işaret edecek bir iz arıyordu ancak sıradan bir rehbere benzediğinden bunun nafile bir çaba olduğunu anlamıştı. Bu şekilde bir sonuca varamayacağını biliyordu. O yüzden daha fazla anlayışlı bir adam modunda dolanmak istememişti. Başını yana çevirerek kendisini izleyen adamlarına işaret verdiğinde yan tarafındaki adam sanki bunu bekliyormuşçasına bir anda öne çıkarak yanlarına gelerek elindeki silahı Gülden'in başına doğrulatarak emniyetini açtı." Bana onun numarasını söyle."

KOVALAMACA-1 SUÇLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin