36. 'Göğün Sıkıntıları.'

2.9K 202 21
                                    

Multimedia : Demir

İrem Alacahan (Poyraz).

"Yaa! Demir bırak beni!" omzuna atmış ilerliyordu! Elimle sırtına vurduğumda karşılık olarak popoma yedim birtane.

"Ah!"

Kıkırdadığında daha çok sinirlendim.
"Aşkımm. Hayatım.. Bıraksana be!" diye cırladığımda bıkkınca
"Karıcım bağırmasan diyorum? Hani bendede bi kulak var ya?" dedi.
İnmek için debelensemde pek fayda etmedi. Ben sadece debelendiğimle kaldım. Mutfaktaki çalışanlar bize hayretle bakarken Demir umursamadan odamıza çıkıyordu kapıyı açıp içeri girdi.
"Tamam Demir artık bırak!" dedim bıkkınlıkla.
"Olmaz. Duşa gireceğiz."
Hayır! Olmaz!
Korkuyla çırpındım "Demir bırak olmaz."
"Ne oldu James?" dediğinde kahkaha attım.
"Demir duşa kabinle ilişkiye girmek istemiyorsan bırak beni.!" Banyonun kapısını açtı
"Merak etme ilişkiye onunla girmeyeceğim. Daha farklı planlarım var." dedi kıkırdayarak.

Yavaşça indirdiğinde yüzündeki sırıtma korkumu daha fazla arttırdı.

Demir'in bedeni sertliğini korurken eli bacaklarıma inip düğmemi kavradığında gözlerimi kıstım.
Serçe kıymetlisine vurup merdivenlere koşmaya başladım.
"Ah! İrem seni yakalarsam!" yukardan gelen inleme seslerine karşılık olarak.
"Yakalayabilirsen bebeğim!" dedim bahçeye çıktığımda ağaçların arasına karışıp oturdum ulan gecenin köründe uğraştığımız şeylere bak. Bağdaş kurup oturdum ıslak çimler tenimi ürpertirken Demir girdi görüş alanıma hiç istifimi bozmadım çünkü beni bu karanlıkta çalıların arasında bok bulurdu Nihahaha!

Zırrr.. Zırrr..

Çalan telefonumun üzerine hızla abandım Demir aniden başını olduğum yere çevirince kıpırdamadım telefonu kapatıp derin bir nefes aldım. Başımı kaldırdığımda Demir yoktu! Nereye gitmişti bu adam? Karanlık iyice sinirlerimi bozmaya başlarken yerimde huzursuzca kıpırdandım.

"Yakaladım!"

Keskin bir çığlık koptu dudaklarımdan. Üzerime atlayan Demirle Dabbedeki kadını görmüş gibi bağırdım! Çığlıklarımın arkası kesilmeyince Demir ağzımı kapattı hızla inip kalkan göğsüme elini koydu.
"Şş sakin ol. Çok mu korktun?" dedi endişeyle bense ağzımdaki elini çekip "Yok Demir keyfimden bağırıyorum!" diye cırlayıp kalktım üzerimi silkeleyip eve doğru adımlamaya başladım. Aniden kolumdan çekip beni kucağına aldı yine çığlık attığımda güldü.
"Demir indir beni!" dedim omuzlarına vurarak.
"İrem boşuna çabalama." dedi memnuniyetle.
Kendi kendime söylendiğimde kıkırdadı. Odaya girdiğimizde beni yavaşça indirdi tam giyinme odasına gidecekken karnıma kolunu doladı sırtımı göğsüne yasladı yüzünü boynuma gömdü. Bu an tüm seslerin kesildiği andı.

Ayaklarımın dibinden tüm bedenime yayılan ateş tenime bulandı. Dudaklarını tenime ihtirasla sürten Demir'in dudaklarına bulaştı o ateşler.

Nefesi bedenimi sarsıyordu. En ince hislerim şaha kalkmıştı. Bedenimi ona bastırdım. Demir hırsla döndürdü beni ellerimiz birbirine karışırken aynı hareketlerle soyduk bedenlerimizi.

Siyah saten çarşaf tekrar şahit oldu şehvetimize. Tekrar şahit oldu tutkumuza.

Kırıştı hararetlerimizle.

Kıvrıldıda kıvrıldı siyah saten çarşaf..

°
Sabahın ilk ışıkları gözkapaklarımı zorlarken uyandım.
Boynumun altında kıpırdayan Demirin saçlarına daldırdım parmaklarımı, yavaşça okşadım. Boynumu gıdıklayan nefesiyle hem huylandım hem kıkırdadım. Yavaşça kaldırdı başını gözlerimin içine baktı gülümseyerek.

"Günaydınn."
"Günaydın 007 James."

"Bugün düğün günü." dedim kaşlarımı hafifçe çatarak.
Köprücük kemiğimin üzerine yasladığı yüzünü geri çekmeden
"Hazırlanmalıyız." dedi boğuk sesiyle. Yataktan kalkıp duşa girdim işimi bitirdiğimde Demirde girdi. Giyindiğimde düğün için seçtiğim kıyafetimi kılıfına yerleştirdim.
Demir belinde havluyla çıktığında bakmamak için büyük bir savaş verdim.

İradem ona karşı hep zayıftı.

Ve şuanda bir siyah saten çarşaf vakası istemiyordum.

Vakit azdı..

Sporca giyindi ardından takımını seçip kılıfa koydu benimkinide alıp omzuna attı.
"Ben hazırım hadi gidelim." Çantamı aldığımda çıktık. Arabaya ilerlediğimizde kapımı açması beni gülümsetirken mutlulukla oturdum koltuğuma Demirde kendi tarafına geçince "Kabul et çok iyi bir kocayım." dedi yakasını silkip, gözlerimi devirdiğimde kahkaha attı.

Düğünün yapılacağı mekana geldik. İçeri girdiğimizde Demir damat odasına çıktı bende gelin odasına ilerlemeye başladım.
"İrem!"
Arkamı döndüğümde omzuna attığı askıda kıyafet kılıfıyla Nefes geldi.
"Oo Nefes Alacahan." dedim
Yanıma geldi güldü.
"Gelin hanım ne alemde acaba?"
Kaşlarımı kaldırdım.
"Şimdi göreceğiz."
Gelin odasının kapısını açtığımda çığlıklar arasında Sudeyi gördüm.
"Yeter! Allah sizin belanızı versin yeter! Çıkın dışarı! Hayatımı mahfettiniz! Defolun! "
Dizleri üzerine çökmüş kulaklarını kapatmıştı. Her çığlığı beni olduğum yere kilitlerken Nefes aniden içeri girdi kıyet kılıflarını koltuğun üzerine atıp Sudenin babasını tuttuğu gibi dışarı attı.
Kapıyı kapattım, Sudenin annesi ayakata tir tir titrerken yerdeki Sudenin yanına çöktüm.
"Susu'm." dedim fısıltımla
Birden kaldırdı başını. Bağırından bir feryat koptu arkadaşımın. Acılar karşıladı bu güzel kızın çığlığını.

Beni görünce feryatları dinmedi. Aksine arttı.

Sıkıca sarıldı bana. Saklandı kollarım arasına.
"İ-irem.!" dedi elimle saçlarını okşadım.
"İ-istemiyorum İrem gönder onları." dedi annesinin olduğu tarafa bakarak.
Cebimden telefonumu çıkarttım.
"Selim, Sudenin anne babasını evlerine gönderin." diyip kapattığımda kısa süre sonra içeri Selim girdi.

Gözleri bize kayınca Sude'ye baktı. Ardından kucağına alıp koltuğa uzandırdı alnından öptü saçlarını okşadı.

Kulağına herşeyin düzeleceğini fısıldadı. Sonra ayağa kalktı, bana döndü kollarımı açtım hemen sokuldu boynuma saçlarımı öptü.
"Hadi. Götürün annesini." dediğimde çıktılar.
Nefes içeri girdi kaşlarını çatmıştı karşımızdaki koltuğa oturdu.
"Eğer istemiyorsa bu düğün gerçekleşmez." dediğinde Sude dolu gözlerle bana baktı.
Sude bu düğüne kendisini mecbur hissediyordu benim karışmamamı reddediyordu.
"İ-irem.." dedi. Nefese döndüm başımı salladım gözlerini kapatıp başını ovmaya başladı.
"Sude. Kalk hadi sakin ol."
İçeri giren kızlar Sudenin saçını ve makyajını toparladı. Ayağa kalktığında ellerini tuttum.
"Şimdi içeri Gizem girecek bizde hazırlanalım daha sonra başlarız." başıyla onay verdi.

°

Çalınan kapıya seslendim.

"Hazırım hayatım."

Demir içeri girdi gözleri beni baştan aşağı süzerken gülümsedim.
"İrem.. Hayatım evemi gitsek biz?" dedi dudağının kenarı kıvrılarak.

Elleri rahat durmayıp bedenimi işgal için yeltendiğinde parmağımla dudağına vurdum.
"Saçmalama Demir." koluna girdim "Hadi aşağıya inelim." gülümsedi "Kerem Sudenin yanına gitti." dedi
Nefesi gördüğümde güldüm Selimde yanıma geldiğinde
"Aa siz eş olsanıza." dedim Nefes tek kaşını kaldırdı ama Selim karşı çıkmadı hatta gidip elini uzattı Nefeste beklenmeyen bir kibarlıkla tuttu kolkola girdiklerinde gülümsedim.
Bahçeye indiğimizde Demirle nikah masasına doğru ilerledik Sudenin şahidi ben Kerem şahidi Demir.
Işıklar eşliğinde bize doğru ilerleyen güzeller güzeli Sudeyi gördüğümde içim tuhaf bir şekilde rahattı.

Sanki inanmıştım mutlu olacağına..

Kadın dimdik karşıladı arkadaşını.

Her duruşu,

Her mimiği,

Bakışları arkadaşını koruyacağını haykırıyordu.

Dua etti usulca Kadın.

Mutlu olsunlardı..

🌹









TEK UMUT (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin