-7 Asit Tankları ve Öpücük

692 45 3
                                    

                    Harleen'in Ağzından

       Gözümü açtığımda başımda oturuyordu. Kalkar kalkmaz onun bana huzur veren gözlerini görmek, beni nasıl bir mutluluğa kavuşturmuştu anlatamam. Yatakta doğrulduktan sonra, gözlerimi ovuşturdum. Sonrada gülümseyerek söze girdim..

''Güna-'' dedikten sonra sözüm yarım kalmıştı çünkü dudakları dudaklarımla buluşmuştu ve cümlemi bitirmeme izin vermemişti. Cümleyi bitirmekten daha mutlu eden tek şey buydu beni.. Hatta nefesimi kesmişti bu öpücük. 

Dudaklarımız ayrıldığında, yüzünü ellerimin arasına aldım ve ona daha çok yakınlaştım. ''Seni seviyorum..'' dedikten sonra tekrar tebessüm ettim. Ellerimi tutup indirdikten sonra sevgililer gibi ellerimizi birbirine kenetledi ve kafasını boynuma gömdü. Küçük öpücüklerini hissedebiliyordum ve bu kalbimin teklemesine sebep oluyordu. 

Kafasını boynumdan çıkardıktan sonra ''Hazırlan güzelim, seni bir yere götürüyorum.'' dedi. Heyecanlanmıştım. Sonra yataktan yavaşça kalktı ve kapıya yönelirken kendi kendine ''Sonun olacak yere..'' diye fısıldadı. Zor duymuştum bu son cümlesini. 

Beni iyi mi, kötü mü bir yere götürüyor karar verememiştim. Fazla düşünmeden yatağın üzerine bıraktığı mavi gömlek ve dar pantolonu giydim. Hazır olduğumu hissedince ise odadan çıktım ve Joker'in yanına gittim. 

Üzerindeki kırmızı gömleği, saten ceketi şık pantolonu ve ayakkabıları ile çok yakışıklı duruyordu her zamanki gibi.. Tek elini belime sarıp kendine çektikten sonra evden çıktık ve arabaya bindik. Kalbim durmaksızın atıyordu. Hatta dışarı çıkacakmış gibiydi. Böyle bir sonraki atışında, onu havada yakalayacakmışım gibi..

Geldiğimiz yer devasa bir fabrika olunca biraz ürpermiştim doğal olarak. Arabadan inip fabrikanın içine girince beynimde Joker'in ''Sonun olacak yere..'' cümlesi yankılanıyordu ard arda.

Birkaç kat merdiven çıktıktan sonra durduk. Aşağı baktığımda asit tankları fokurduyordu. Oldukça ürkünç.. ''Aklımı mı okudun yoksa?'' diye sordum Joker'e dönüp. ''Sen bana yüzünün hikayesini anlattığında asit tanklarını çok merak etmiştim içten içe.'' dedim.

Bana yaklaştı yavaşça. ''Benim için ölür müsün?'' diye sordu. Bunu sorudan bile kabul etmiyordum ben. Bunun cevabını zaten onu gördüğüm andan itibaren kendi içimde vermiştim. Bu yüzden hiç düşünmedim ve bir an bile duraksamadım.

''Evet.'' dedim gözlerinin içine bakarak. Ama amacını henüz anlayamamıştım.

''Bu çok kolay oldu..'' dedi ve düşünür gibi yaptı. ''Peki..'' dedi düşünürken. ''Peki benim için yaşar mısın?'' diye sordu bu kez. İlk soruya istinaden bunda çok az bir miktar duraksamıştım. Ama sonrasında aldırmadan cevap verdim.

Buna da ''Evet.'' demiştim. Yavaşça geri geri çekildiğinde istediğini anladım. Bu tanklara atlamamı istiyordu. Kendi ölümümü kendim yapacaktım. Söylediği ''Sonun olacak yere..'' cümlesini bu yüzden söylemişti demek ki! 

Bana bunun için dün acı çektirmişti belki de.. Onun hastaneden kurtulması için kullandığı bir aracıydım sadece belki de.. Ama her nolursa olsun bu ona olan tarifi imkansız aşkımı değiştirmeyecekti. Beni sevmedi, istemedi. Ama ben onu şu kısa süre içerisinde o kadar sevmiştim ki. Beni öpmüştü en azından, bana yeterdi bu. 

Son bir kez daha gülümseyerek dünya gözü ile yüzüne baktım. Gözleri sanki bu anı yıllardır bekliyormuş gibi merakla ve heyecanla bakıyordu bana. Sonrasında ise kendimi aşağıya bıraktım. Kuş gibi süzülüyordum havada, son saniyelerime şait olurken hala aklımda onun yüzü vardı. Asit tankına düştüğümde yanan vücudum, o beni ilk öptüğünde de böyle yanmıştı diye geçirdim aklımdan. 

Psychopath+Angel (JARLEY)Where stories live. Discover now