14- Çalışma Odası

476 35 17
                                    

Harley'in Ağzından

Bay J beni çalışma odasına çağırmıştı. İlk defa! Normalde çalışma odasına pek giren çıkan olmaz. Birkaç saat önce, ondan izinsiz çekip gitmem konusunda bağrınmıştı bana. Çalışma odasından içeri girdim. Üzerimde düz beyaz bir yarım tişört, altımda ise mavi bir eşofman vardı.

''Hadi işe başlayalım.'' dedi beni görünce. Şaşırdım, çünkü birşeyden haberim yoktu.

''Ne işi anlamadım?'' diye sordum. Bir işimiz olduğundan haberim yoktu çünkü. ''Benim haberim yokta...'' diye ekledim.

Silah aldı eline. ''Silah kullanmayı öğreteceğim sana, çırağımsın sonuçta. Tökezlersen karizmam çizilir.'' dediğinde benim aklım sadece Çırağımsın sonuçta. Tökezlersen karizmam çizilir. cümlelerinde kalmıştı.

''N-ne?'' diyebildim titreyen sesimle. Kahkaha attım. ''Çırağın mı?'' diye tekrarladım sorumu hem içimden, hem dışımdan.

''Evet.'' dedi kafasını olumu sallayarak. ''Hadi çırak, vakit kaybetmeye gerek yok.'' dedi ve beni yavaşça ittirerek ateş edeceğim hedefin karşısına getirdi. Silahı elime verdi, bu işin fazla uzamasını istemediğim için hızla hedefe odaklanıp tam olması gerektiği gibi vurdum.

Silahı ona uzattım. ''Zaten silah kullanmayı biliyorum Bay J.'' dedim. ''Boşuna çırağınızla vakit kaybetmeyin.'' diye ekledim imalı imalı. Son söylediğim o küçük cümleye aslında ne küfürler sığdırmıştım. Ama kıyamıyordum Pudingim'e.

''Biliyorsun, ama silah eline çok yabancı duruyor çırak.'' diyerek tekrar silahı elime verdi. Ama bu sefer o elimde nasıl tutmam gerektiğini gösteriyordu. İstediği gibi ayarlayınca elimi, arkama geçti. Bir eli, elimin üzerinde silahı tutarken, diğer eli belimdeydi.

Ateş ettikten sonra, hala aynı pozisyondaydık. ''Siz her çırağınıza bu kadar yakın mı davranırsınız, yoksa bana mı özel Bay J?'' diye sordum kafamı ona çevirip. Suratlarımız birbirine çok yakındı...

Joker'in Ağzından

Lanet olsun! Kendime hakim olamıyorum, bana çok yakın ve beli o kadar ince ki! O belini kırarcasına sıkmak, dudaklarını yırtarcasına öpmek istiyordum. Kendime verdiğim sözü tutmak için sarf ettiğim çaba takdire şayandı.

''Çıraklarıma silah kullanmayı öğretirim, ne yazık ki öğretirken yakınlarında olmak zorunda kalıyorum.'' dedim sanki yanında olmak istemiyormuşum gibi. Ama içimdeki o his, beni ona itiyordu sanki. İçimdeki yeşil hariç herşey beni ona itiyor!

Hala gözlerimin içine bakmaya devam ediyordu. ''Beni istediğinin farkındayım.'' dedi ve elindeki silahı pijamasının lastikli kısmına sıkıştırdı. Elleri yavaşça gömleğimin üzerine geldi, nazikçe açıyordu düğmeleri. Yeşil konuştu o sırada.

''Durdur onu J! Seni ele geçirmesine izin verme!'' diyordu. Ama istemiyordum, hayır bu sefer değil... Bu sefer yeşili dinlemeyeceğim! ''Ah, seni ahmak! Durdur onu!'' diye bağırdı bu sefer de yeşil. Susmak bilmiyor lanet olası! ''Sen aşkın adamı değilsin J!'' diye üsteledi.

Gömleğimi çıkarttı üzerimden ve eli yavaşça kolumda gezdi. Sonrada bana yaklaştı. ''İttir onu J, hadi yapabilirsin!'' diyordu yeşil. Bana dahada yaklaştı ve kulağıma fısıldadı ''Beni sevdiğini biliyorum.'' dedi.

''Hayır, seni sevmiyorum yapışkan şey!'' diye bağırdım geri adım attıktan sonra. Kaşları çatılmıştı, ama gözleri doluydu. Gerçekten ben bir aptalım, onu yine üzdüm! Harley kafasını sen görürsün anlamında salladı ve eli belindeki silaha gitti. Beni vuracağını düşünsem de, küçük canavarım bana kıyamazdı. Ona naparsam yapayım...

Silahı kendi kafasına dayadı, parmağını tetiğe koydu ve iyice yasladı. Elinden silahı çekip alacağım sırada, silahı hızla indirdi. ''Noldu Bay J?'' diye sordu alayla. ''Ölmemi istemiyor musunuz?'' diye sordu ve kahkaha attı.

''Hayır, beni bırakmana izin vermem.'' demek geliyordu içimden. Ama diyemezdim. ''Sadece işlerimi yaptıracak bir çırağa ihtiyacım var.'' dedim ve gözlerimi ondan kaçırdım. Elindeki silahı sinirle yere fırlattı Harley. Kafamı kaldırdım ve ilk önce silaha, sonra Harley'e baktım.

''Yeter bu kadar!'' diye bağırdı ve dudaklarıma yapıştı. Tanrım... Hayatımda bunlar kadar harika birşey görmedim ben... Yine, yine yeşil kontrolü ele almak istiyordu. Hayır, hayır, hayır, hayır... Şimdi değil yeşil. Ona karşılık verdikten sonra dudaklarımızı ayırdım.

Onu sertçe duvara ittim ve duvara dayandı sırtı. Sonrada tekrar dudaklarını öpmeye başladım büyük bir hırsla. Alt dudağını ısırmamla, ufak bir inilti çıktı ağzından. Dudaklarımız tekrar ayrıldığında yüzüme baktı. ''Sana beni sevdiğini söylemiştim.'' dedi sırıtarak.

O an kendime geldim. Ben kendime bir söz verdim, ondan uzak duracağım! ''Bu sadece güzel ateş ettiğin için ufak bir bahşiş patrondan.'' dedim. Aslında tek amacım olayı kurtarmak ve Harley'i umutlandırmamaktı. ''Bu arada misafir odasını hazırlattırdım, eşyalarını oraya taşı.'' dediğimde yıkılmış gibiydi. Hızla çıktı çalışma odasından...

Neden yapıyordum bunu? Neden işkence ediyordum ona ve kendime? Birlikte olup, ikimiz olup başkalarına, gülmeyi bilmeyen ve hayatın tüm esprisini kaçıran kişilere işkence etmek varken niye ikimizin canını yakıyordum? Aşk... aşk değildi, hayır. Aşk bana göre bir şey hiç olmadı. Düşüncelerimden kurtulmak adına yumruğumu sıkarken çekinmeden duvara bir tekme attım.

Psychopath+Angel (JARLEY)Where stories live. Discover now