-34 Gazete

296 21 214
                                    

Medya; Doktor Strange

           Harley'in Ağzından

     Jerome'un anlattıkları yüzünden şaşıp kalmıştım. Punchline... onun hayatında çok fazla sır vardı. Özellikle de kendiyle ilgili. Bunları ona karşı nasıl kullanabileceğimizi kafamda ölçüp tartıyordum. Şimdi olmasa bile elbet güzel bir yol bulacaktım, daha zamanımız vardı nede olsa. Slipknot olarak tanıtılan adama baktım ve hafifçe tebessüm ettim. "Yaptığın şey için çok teşekürler, aynı şekilde size de teşekkür ederim." diyerek Doktor Strange'e dönmüştüm.

Gözlerim Ivy'i bulduğunda oyalanmadan yanına yaklaşıp ona sarıldım. Kendime geldiğimden beri onunla konuşamamıştım çünkü Jerome'un anlattıklarını dinlemekle meşguldüm. Joker muhtemelen Punchline'ın bu sırlarını bilmiyor olmalıydı ve öğrendiğinde onu açıkça vurmuş olacaktım. Yanındaki kraliçesi hakkında hiçbir şey bilmediğini onun yüzüne vuracaktım.

"Gözümü üzerinden her ayırdığımda yaralı olarak dönüyorsun, Harley." dedi Ivy. Bu konuda fazlasıyla haklıydı ve açıkçası söyleme tarzı beni güldürmüştü. Ivy'nin benim için endişe duymasını seviyordum, o gerçek bir dosttu. "Sonunda ölmenden çok korkuyorum." dedi daha sonra da. Ölmezdim, sanırım artık ölemezdim. Bu kez yaşamak istediğimi hissediyordum. Elbet bunun türlü sebepleri vardı.

Ona bakıp minik bir tebessüm sundum. Ivy beni her halimle kabul eden tek kişiydi sanırım... Doktor Quinzel iken de yanımdaydı, Harley Quinn iken de yanımdaydı. Acaba Jerome beni Doktor Quinzel olarakta tanımış olsa yine yanımda olur muydu? Sanırım bunu asla bilemeyecektim çünkü bir daha hiç Harleen olmayı planlamıyor ve istemiyordum. "Sen nasıl geldin peki buraya?" diye sordum Ivy'e.

           Ivy'nin Ağzından

       Harley'in yöneltmesinden korktuğum soru sonunda kulaklarıma ulaştığında ne diyeceğimi başta bilememiştim. Onlara Roman ve Richard ile geldiğimizi, sonra o ikisinin mağaraya girip bir daha da çıkmadıklarını anlatmak gelmiyordu içimden. Roman'ın o girdiği delikte ölmesini istiyordum hatta ve maalesef bu yolda Richard'ı da yakmak zorundayım çünkü Richard'ı bulursak bu sefer o söylerdi Roman ile geldiğimizi, sonra da Roman'ı da bulmak zorunda kalırdık.

"Dayanamadım öylece beklemeye, Jerome'un telefonunun gösterdiği son konuma göre geldim ve sonra da Jerome ile karşılaştım zaten." dedim. Harley'i yeniden yalan söylemiştim. Bu kez Jerome'un sevdiği bir arkadaşı olan Richard'ın da hayatına mal olabilecek bir yalan söylemiştim ve Jerome bunu öğrenirse bana ne yapardı bilmiyordum.

Harley başını salladıktan sonra cebindeki telefonunu çıkardı. Telefonunu Jerome'a işaret etmişti. "Artık telefonum yok, bunu biliyor muydun?" demişti. İkisinin de tepeden tırnağa ıslak olmasına bakılırsa bu doğruydu, o telefonlar artık mümkün değil çalışmazdı. Jerome kahkaha atarak kendi telefonunu kontrol etti. Onun telefonu da Harley'in telefonundan farklı değildi. Harley de kahkaha atmaya başlamıştı.

O ikisinin arasında bir şey olmalıydı... kahkaha atmaları değildi bunu düşünmeme sebep olan şey, Harley'in görür görmez onun boynuna sarılmasıydı. Üstelik Jerome'u bulmak için yapabileceklerinin bir sınırı olmadığını görmüştüm. Onları daha iyi gözlemlemem gerektiğini düşünüyordum, öyle de yapacaktım. Aralarında olan şey her ne ise yeterince iyi öğrenecektim. Ama bunu neden yapacaktım ki ben? Bu bir kıskançlık mıydı?

            Oswald'ın Ağzından

       Punchline için öyle güzel planlarım vardı ki, benimle uğraştığına bin pişman olacaktı ve bu kez geri dönüş yolu olmayacaktı onun için. Punchline her ne kadar farkında olmasa bile Alfie, Punchline'ı çoktan bana satmıştı. Artık o küçük(!) sırrını biliyordum. Punchline, Harley'i öldürürken asıl istihbarat olabilecek kişinin yakınlarda olduğunu unutmuştu. Alfie, Joker'in en iyi adamlarından birisiydi ve Harley'i çok severdi, Punchline'dan yeterince haz etmediğini anlaması hiçte zor ve uğraştırıcı bir iş değildi aslında.

Psychopath+Angel (JARLEY)Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu