2.BÖLÜM

21.2K 841 40
                                    

"Aaa kızlar çok ayıp hiç yakışıyomu size böyle kelimeler"
Onu karşımda görünce bi an afallasam da kendimi toparladım. Maya'ya baktığımda konuşacak halde değil hatta Benden daha beter haldeydi
"Sen burada ne arıyosun lan ?!"
"Seni özledim güzelim" diyip bana doğru gelmeye başladı. Yapma bunu bana gelme bu tarafa
"Buğra siktir git karşıma çıkma ! Eski ben yokum artık senin karşında o güçsüz kız yok!!!"  söylediklerimi umursamayıp bana yaklaşmaya devam etti. Hadi ama okulun ilk gününden kavga etmek istemiyorum okul dışında gel bir güzel döveyim. Beni kavga etmekten  kurtaran koridorda ki öğretmenin sesi oldu
"Hadi artık zil çaldı sınıflarınızaa!!!" Normalde takmazdım ama şu an işime geldi hocaya gülümseyip Mayanın kolundan tuttum ve yürümeye başladım. Buğra arkadan seslendi
"Bu burada bitmedi o gün de bitmemişti şimdi de bitmedi yine gelicem!!!"
Onu takmayıp ilerlemeyi düşünürken Maya kolunu çekip konuştu
"Kanka bırak öldüreyim şunu ya"
"Okulun ilk gününden olay çıkarmaya değmez. Bi bakalım bu okuldamı ona göre bişeyler düşünürüz"
"Onun bu okulda olma ihtimali yok ki en son üniversite sınavına girdi diye duydum"
"Bu oç gerçekten beni görmeye mi geldi yani"
"Aynen öyle"
"Neyse hadi sınıfa girelim akşam bişeyler düşünürüz"
Kafasını sallayıp sınıfa girdi bende peşinden girdim. Her gittiğimiz okulda/sınıfta yerimiz belli her zaman cam kenarı en arkaya otururduk şimdi ki gibi. Sıranın boş olması işimizi kolaylaştırdı galiba bu sefer kimseyle tartışmayacağız
"Kanka sencede bu fazla kolay olmadı mı?"
"O şom ağzını kapat bence" bu lafı genelde ben ona söylerdim. Bu sefer Maya kullanınca komiğime gitti ve gülmeye başladım. O da benim gibi düşünmüş olacak ki güldü. Biz gülüşürken sarışın uzun boylu yapılı bir çocuk ön sıramızda bize doğru oturdu.
"Siz okula yeni geldiniz dimi şu meşhur Bela Melekler sizsiniz?" Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırıyordum ki Maya tek kaşını kaldırıp konuşmaya başladı
"Pardon kim?"
"Ya şey namınız sizden önce gelince bizde size böyle bir lakap tak-"
Çocuğun sözünü kesen bizim kahkalarımız oldu. Çocuk bize şaşkın şaşkın bakınca neden bilmiyorum açıklama gereği duydum
"Ya her türlüsünü duydum da Bela Melekler ilk kez duyduk ona gülüyoruz" diyince çocuk da gülümsedi
"Bu arada ben Atlas"
"Maya"
"Bende Mina"
"Menmun oldum. Şey bu arada Bela Melekler'i beğenmediyseniz başka bişey de buluruz. Ama lakapsız olmaz okula belalı olduğu için ilk kızlarsınız" tekrar kahkaha atıp kafamı olumsuz anlamda iki yana salladım
"Yok yok farketmez. Alışkınız lakaplara"
"Aynen sıkıntı yok"
"Peki o zaman"
"Sabah okula motorla gelmişsiniz herkesin dilinde şimdiden olay oldunuz"
"Yarında kaykayla geliriz bir daha olay oluruz" diyip güldü Maya
"Kaykay kullanmasını biliyormusunuz ?!"
"Evet"
"Vaay iyi sevdim sizi. Yeni kanka adaylarımsınız bundan sonra" diyip güldü bizde gülerken ona eşlik ettik. Onlar konuşuyor bense sadece onları dinliyordum. Kafam Buğradaydı, Maya ondan çok korkuyor hatta benden bile çok.  Ben düşünürken hoca sınıfa girdi. Kadın hemen bize döndü
"Siz ikiniz yeni nakilsiniz demi?"
"Evet"
"Kendinizi kısaca tanıtıp bu okula neden nakil olduğunuzu söyleyin"
Maya'yı dürttüm önce sen başla anlamında o da kafasıni sallayıp konuştu
"Ben Maya Kaya bu kadarını bilmeniz yeterli fazlası zarar" diyip bütün sınıf ona bakarken oturdu.
"Ben Mina Ateş. Eski okulumuzdan sürgün pardon nakil sebebimiz okulda kavga edip olay çıkarmamız bu kadarı yeterli oldu herhalde" diyip oturdum. Hoca bişey demeyip derse geçince kendimi uykunun kollarına bıraktım.

~~~~~MAYANIN AĞZINDAN~~~~

Mina yanımda uyuyor. Bu kadar rahat olmasını anlamıyorum Buğra ile karşılaşınca ondan çok ben korktum. Tamam belki ben abartıyorum ama yaşadıklarımız aklımdan çıkmıyor. Şu an ki halimizin sebebi o sonuçta

--FLASHBACK--
Evdekiler uyumuş bende kitap okuyordum. Bir türlü elimden bırakamıyorum bu kitabı çok heyecanlı ilerliyor. Saate baktığımda 00:30 olmuştu keşke yarın okul olmasa bu okul niye var ki zaten. Kitabı bırakıp yatağa girdim. Tam uykuya dalacakken annemle babamın telefonu çaldı hemde aynı anda. İçime bir kuşku düştü. Yataktan kalkıp annemlerin odasına gidecekken annem telaşla içeri girdi
"Kızım bu gece 11.30'dan sonra hiç Mina ile konuştun mu?"
"Hayır konuşmadım neden?!"
Annem cevap vermeyince bağırdım
"Anne Minaya bişey mi oldu cevap versene ?!!"
"Mina ortada yok"
"Ne demek yok ? Nasıl yok ya? Yok ne?!"
"Üzerini değiştir onlara gidiyoruz" diyip çıktı annem. Şakamıydı bu? Mina yok ne demek be?! Hemen telefonumu alıp Minayı aradım çalıyor ama açmıyor. Açsana şu telefonu Mavi, 'ne var gecenin bu saatinde' diye çemkirsene bana! Telefonu açmayınca hemen üzerimi giydim dışarı çıkıp arabaya bindim
"Biriniz bana nolduğunu anlatıcakmısınız artık !!!"
"Bizde bilmiyoruz kızım. Gece Mina markete gitmek için evden çıkmış 1 saattir geri dönmemiş aramışlar açmamış. Emin amcan markete gitmiş sormaya gelmedi demişler adam Polise haber vermeye gitmiş. Nil teyzen de bizi aradı haberimiz varsa diye"
Ağzımdan tek bir kelime çıkmadı konuşamadım. Mina yok ne demek ya ? Bu saatte neden markete tek gönderdiler ki ?! Aklım almıyor. Ben bunları düşünürken evlerine gelmişiz. Araba durunca anladım. Biz arabadan inince babam Emin amcanın yanına karakola gitti. Nil teyze mahvolmuştu annem onunla ilgileniyordu. Bende bizim tayfaya haber verdim. Okulda 6 erkek 4 kızdan oluşan bir grubumuz vardı. Hepimizin eli kolu uzundu. Herkese haber verdim. Onlar da tanıdıklarına şu an herkes Minayı arıyordu. Bizim takımda Minalarda oturmuş babamlardan haber bekliyorduk.

           《2 SAAT SONRA》
Polisler Minanın telefon sinyalini en son bir ormanlık alandan geldiğini tespit etmişti. Annemler bizi götürmek istemese de gelmiştik ve arkadaş çevremiz 10'ar kişilik 3 grup halinde Minayı arıyoruz. Büyükler kaça ayrıldı bilmiyorum.
"Şurada bir depo var içine bakalım mı?"
Hepimiz Atakanın işaret ettiği yere döndük. Küçük bir depoydu bizde 9 kişiyiz yani kendimizi koruyabilecek kadar varız.
"Hadi bakalım ama birbirimizden ayrılmak yok anlaştık mı?"
"Tamam"
Ağır adımlarla depoya doğru ilerledik. Atakan ile Mert kapının iki kulbunu aynı anda çekti. Koridora girdik yol ikiye ayrıyordu. Birinin sonundaki odanın ışığı açıktı. Su eliyle o tarafı gösterince hepimiz ışığın açık olduğu odaya doğru ilerledik. Odaya gittiğimizde gördüklerimle gözlerim irice açıldü bizden birkaç yaş büyük bir çocuk ve sandalyeye bağlı ağlamaktan gözleri şişmiş Mina...
Çocuk Minanın karşısına geçmiş bir kamera kurarken Minaya
"Benim olacaksın güzellik" diyordu bize arkası dönüktü. Bizim tayfa tam techizat geldiğimiz için sopa bıçak türü ne ararsanız vardı. Erkekler çocuğun üzerine atlayınca bizde Minanın yanına gittik. Aylin babamlara yerimizi ve Minayı bulduğumuzu haber veriyordu. Erkekler o çocuğu öldüresiye dövüyor ben Minaya sarılmış ağlıyoduk...
--FLASBACK SON--
Derin bir iç çektim o günler aklıma gelince. Bu olaydan sonra hiçbirşey eskisi gibi olmadı. Mina umursamaz bir insan ve güçlü bir psikolojisi var. Bu olayında üzerinden 2 hafta kadar bi zaman geçtikten sonra kendini toparladı. Ama ailesi sürekli psikolojik yardım alması gerektiğini söyleyip onu hastaneye yatırmak istedi. Mina kabul etmeyince olay çıktı. İşin içine bizimkilerde girince işler çığrından çıktı ve Mina ile ben kaçıp İstanbula taşındık. Minanın psikolojisi gayet iyi ailelerimiz de bunun farkına varıp pişman olunca bizi geri çağırdılar tabii ki  gitmedik. Onlar da bize her ay para göndermeye başladılar. Aramız ilk zamanlara göre daha iyi olsa da eskisi gibi de değiliz. Buraya yerleşince de ilk iş dövüşmeyi ve kendimizi korumayı öğrendik. Vay be 3 yılda hayatımızda neler değişti. Hepsi de o Buğra denen oç yüzünden. Zil sesiyle kendime geldim ben bunları düşünürken ders bitmiş ve zil sesine Mina da uyanmıştı.
"Kanka okulda turlayalım mı biraz?"
"Olur hadi gidelim"
Minanın koluna girdim ve sınıftan çıktık. Okulda ne var ne  yok öğrenmekte fayda var.
"Kanka şu Çınar değil mi ?"
"E-uff yanındaki çocuk insanmı onun ?!"
Tepkime kahkaha atan Minayı çimcikledim ne var yani çocuk taş gibiyse Allah Allah o değilde bunlar bize doğru geliyor lan
"Lan bunlar bize doğru mu geliyor yoksa ben mi yanlış görüyorum"
Mina tam ağzını açmış bişey diyecekken yanımıza geldiler
"Selam kızlar"
"Selam"
"Selam"
"11-B sınıfındaymışsınız diye duydum?"diye sordu Çınar
"Evet" dedim
"Allah yardım etsin ne diyim" Çınarın yanındaki çocuk ilk defa konuştu. Konuşmayı biliyormuş ya lan yok mu bi alkış
"Neden öyle dedin?" Minanın sorusunu gülümseyerek yanıtladı
"Okulun en belalı sınıfı da ondan"
"Bence Allah onlara yardım etsin çünkü bizde okulun en belalı kızlarıyız" diyip göz kırptı. Allahım bu kız bu kadar güzel ve cool olmak zorunda mı ya ?!
"Vaay iyiymiş. Bu arada Selim ben"
"Mina"
"Maya"dedim çocuk elimi sıkarken Çınar araya girdi
"Tanışma faslınız bittiyse Mina sana bişey sormak istiyorum"
"Tabii"
"Çok iyi motorkullanıyosun gördüğum kadarıyla, motor kuluplerini biliyosundur?
"Evet biliyorum ama ilgilenmiyorum"
"Mm yarışmayı düşünürmüsün peki?"
"Ol-"
"Olmaz hayır" diye atladım konuya hepsi bana anlamaz gözlerle bakarken Minaya döndüm
"O tehlikeyi göze alamam. Ya kaza yaparsan olmaz Mina hayır"
Mina beni işaret ederek konuştu
"Emir büyük yerden gençler olmaz" diyip gülümsedi. Bende gülümserken Selim konuştu
"İzlemeye gelin bari ?"
"Olur yani izlemeye geliriz dimi Maya?"
"Evet izlemek olur"
"Bu akşam 10'da eski köprüde görüşürüz o zaman" diyip gittiler. Akşam bizi yeni bir macera bekliyor ya hadi bakalım.

*Bölüm Sonuu... Yorumlarınızı bekliyorumm 😘😘*

Bela İkiliМесто, где живут истории. Откройте их для себя