20. BÖLÜM

6.5K 352 9
                                    

Sabah alarmın güzel sesiyle uyandım. Evet ilk defa güzel sesiyle çünkü dün gece güzel geçmişti, şarkıyı herkes çok beğenmiş ve ısrarlar üzerine 3-4 kere şarkıyı söylemek zorunda kalmıştık daha sonra patrondan gizli alkol almıştık sonra patron bunu öğrenmiş ve kolum kadar sopasıyla bizi kovalamaya başlamıştı, abartmıyorum sopanın kalınlığı kolum kadar. Sonuç olarak o kafayla çıkmaz sokağa girmiş ve yakalanmıştık. Bunları nasıl hatırladığımı sorarsanız tam anlamıyla sarhoş olmamıştım o yüzden hatırlıyorum. Zaten patron bizi ayıltıp bütün barı üçümüze temizlettirmişti, eve geldiğimizde saat 2'ye geliyordu ve 4 saatlik uykudan sonra birazdan okula gideceğiz. Aslında böyle düşününce hiçte güzel gelmedi. Banyodan çıkıp Maya'nın odasına gittim o da uyanmış yatakta oturuyordu her zamanki gibi, ellerinden tutarak yataktan kaldırdım ve banyoya doğru ittim
"Tamam tamam devamında kendim giderim"
"İyi bende Mert'i uyandırayım o zaman"
"Tamam"
Diyince Mertin odasına doğru gittim. Bak şimdi 'Mertin odası' diyince bir değişik oldum, sanki bir daha gitmeyecekmiş gibi...
İnsanlara olan güvenimi kaybettikten sonra eski arkadaşlarıma daha da bağlanmıştım, gerçekten güvendiğim sadece Mert ve Maya vardı hayatımda onları da gerçekten çocukluktan beri tanıyorum. Yüzlerinden, mimiklerinden ne demek istediklerini, ne yaptıklarını anlayabiliyorum.
Düşünürken odanın kapısına gelmiştim, kapıyı çalıp Mert'i uyandırmaya çalıştım ama tabii ki başarılı olamadım mecburen içeri girdim. Girmez olaydım cidden bu çocuk salak yani başka açıklaması yok, hangi insan kış günü üzerini giymeden yatar ki? Hayır tşörtsüz yatınca ne anlıyorsun yani? Yanına gidip omuzuna dokundum uyandırmak için vucüdu buz gibiydi gerizekalının
"Meert hadi uyan kanka"
"Meert"
"Ulan kalksana"
Sinir kat sayım tavan yapmasına rağmen Mert hala uyanmamıştı. Aklıma gelen sinsice planla telefonunu aldım ve youtube'ye girdim, Mehter marşını bulup son sesi açtım ve telefonu kulağının dibine götürüp videoyu başlattım. Mert, bir kereden yüksek sese maruz kalınca sıçrayarak yataktan düştü
"Noluyo aq?!"
"Günaydın yakışıklı" diyip gülmeye başladım. O yavaş yavaş uyanıp ne olduğunu anlayınca sinirle yüzüme bakıp
"Allah seni alsın" diyerek banyoya doğru gitti, o gidince bende üzerimi değiştirmek için odama geçtim.

**

1 saatlik yolun sonunda kara yani okul göründüğünde durdum, ben durunca arkamdan gelen Maya ve Mert'te durmak zorunda kaldı
"Noldu Mavi niye durdun?"
"Okuldan hep beraber girelim istedim ve bu arada Yakışıklıcım kesinlikle kavga istemiyorum"
"Ya ama olmaz ki"
"Mert!"
"Tamam abla" dedi suçlu çocuk edasıyla
"Mavinin en güzel tonu, bacıların en güzeli bir kerelik izin versen olmaz mıı?" diyince dehşetle Maya'ya döndüm tam ciddi olamazsın bakışlarımı atacakken onun masum ve çocuksu bakışları ile karşılaştım, ona bakmamak için kafamı Mert'e çevirdim ki çevirmez olaydım o da aynı şekilde bana bakıyordu
"Bakmayın şöyle!"
"Hadi lütfeen"
Şerefsizler biliyorlar dayanamayacağımı
"Aman iyi be ne haliniz varsa görün" dedim ve önüme döndüm ve kaykayımın üzerine çıktım. Ben hareketlenince onlar da arkamdan geldi. Okulun kapısından yanyana girmiş ve yine bütün dikkatleri üzerimize çekmiştik. Kaykayları durdurup etrafıma bakındım bizim sınıftan kimseyi göremeyince önüme döndüm ve okula doğru ilerlemeye başladım. Okula girdiğimizde Mert bize döndü
"Neden öyle baktılar ?"
"Her zaman ki halleri" diyerek gülümsedi Maya.
Sınıfa çıktığımızda Atlas ve Batu sıranın üzerinde oturmuş hararetli hararetli bişeyler tartışıyorlardı, bizi görünce susup bize baktılar
"Günaydınlar efenim" diyen Atlasa gülerek "sanadaa" dedim. Batu bizi es geçip Mert'e odaklanmıştı
"Arkadaş kim kızlar?" Batu'nun sorusu üzerine gülümsedim ve
"Kendisi yakışıklımız olur" dedim.
"Efendim?!"
"Batu az daha bağır ya Karşıyaka duymadı"  ben Maya'nın tepkisine kahkaha atarken Mert sadece gülümsemişti. Sanırım Batu ve Mert birbirlerinden hoşlanmamıştı.
"Harbiden ya bu kim?"
"Dedik ya yakışıklımız diye" Maya dalga geçmeye devam edince Atlas göz devirerek Mert'e elini uzattı
"Sanırım bunlar tanıştırmayacak Atlas ben"
"Bencede. Mert bende bu iki cadının en yakın arkadaşlarıyım"
"Hiç duymamıştık adını. Bu arada Batu bende"
Batu yine laf iğneleyerek konuşmuştu
"Normal benim kızlar pek anlatmayı sevmezler çünkü bende senin adını duymadım"
Benim kelimesini bastırıp cümlesini sert bir şekilde söyleyen Mert'te laf iğneleme yarışını devam ettirdi. Ortamdaki soğuk esen rüzgarları Atlas da farketmiş olucak ki ortamı yumuşatmaya çalışarak bize döndü
"Bela ikilimizin yeni bir özelliğini daha öğrenmiş olduk"
"Daha öğreneceğin çok şey var kanka yeni başlıyoruz" Maya'da Atlasa katılınca ortam biraz olsun yumuşamıştı fakat Batu hala Mert'e ölümcül bakışlar atıyor, Mert ise onu takmayarak Atlas ile sohbet ediyordu. Maya'da durumu farketmiş olucak ki kulağıma eğildi
"Sanırım Batu Mert'i kıskandı"
"Alışır hem zaten kıskanmaya da hakkı yok sonuçta arkadaşız"
"Ama seni seviyor"
"Ama ben bunu bilmiyorum"
"Şş kızlar çok ayıp size hiçbirşey öğtememişim" diyen Mert ile onlara döndük
"Ha?"
"Toplum içinde kulaktan kulağa konuşulmaz" diyince göz devirdik
"Mina ve Maya yapmayın kızım öyle kalacak gözleriniz!"  Yapmacık sinirle bunu söyleyen Atlas'a dil çıkardım
"Şimdi sen you-" Maya'nın sözünü kesen Batu oldu
"Belki kızların konuşacağı özel bişey vardır"
"Onların benden gizledikleri herhangi bişey yok" Mert ile Batu zıtlaşmaya devam edecekken araya girdim
"Beyler sakin olucakmısın biraz?"
"Kanka valla benlik bi durum yok o bana laf sokmaya çalışıyor görüyon" diyerek Batu'yu gösterince ona döndüm ve tek kaşımı kaldırarak açıklama bekledim. İki elini kaldırarak
"Teslim oluyorum hakime hanım.  Söz bundan sonra iyi anlaşacağım arkadaşınızla" diyince gülümsedim.
"O zaman tutuksuz yargılamana karar veriyorum" diyince hepimiz kahkaha atmaya başladık. Umarım Batu verdiği sözde durur yoksa işler fena karışır
"Ee kanka sen nerede oturacaksın?"
"Bana mı soruyon aq ayarlarsınız onu da herhalde"
Maya Mert'e göz devirip bana döndü
"Nerede oturacak bu?"
"Kanka sen buraya gel Maya ile oturun ben arkada ki tekliye geçerim. Yarın da bende oturursun Maya tekliye geçer" dedim ki Batu olumsuz anlamda elini sallayarak konuya girdi
"Atlas tekliye geçsin, Mert yanıma gelsin hem bi özür olur önyargım için" diyince şaşırsam da belli etmeden Mert'e döndüm
"Sen seç."
Biraz düşündükten sonra Maya'ya göz kırptı
"Madem aramızdaki soğukluk kalkacak o zaman Batu'nun yanına geçeyim. Atlas sende kusura bakma bilader yerinden edicem seni ama"
"Sorun değil ya misafirimizsin sonuçta" diyip gülümsedi ve kendisine bir tane tekli sıra çekti. Yerleşme faslını bitirdikten sonra sohbet faslı kaldığı yerden devam etti
"Gençler ders ne?" diye katıldım bende sohbete
"İlk iki ders Tarih seversin sen" dedi Batu.
"Ama diğer dersi hiçbirimiz sevmiyoruz arkadaşlar Felsefe" diyen Atlas ile gülümsemem soldu. Maya benden önce davranarak
"Sen ciddimisin ya?"
"Valla maalesef öyle kanka"
Kafamı eğip bir Felsefe'den kurtulmak için çözüm yolu aramaya başlamıştım ki biri kafamı yerden kaldırdı. Gözlerimi kaldırdığımda kolun sahibinin Mert olduğunu gördüm
"Düşmesin o yüzün Mavi Melek, Yakışıklınız burada. Eğer sevmiyorsanız kaçırayım sizi dersten böyle topluca"
İlk tepki Atlas'tan geldi
"Valla ben varım" Batu biraz düşünüp
"Dersi kaynatıp sınıfı kurtarmaya da çalışabiliriz ama kaçmakta mantıklı fikir" dedi
"Bence Adile hoca yemez ders kaynatma işlerini kaçalım" dedim. Benden de onay gelince bütün gözler Maya'ya döndü
"Ya kaçalım kaçmasına da bişey sorucam sana" diyip Mert'e döndü
"Sor Mor Menekşem" diyip gülümseyen Mert
"Lan buna niye Meleğim diyosun da sen bana gelince ya Cadı ya Menekşem ?!"
"Çünkü sen ikimizinde en çocuksu yanısın küçük hanım" diyip burnunu sıktı
"Ha iyi o zaman olur" dedi gülerek,
Kafamı iki yana sallayarak gülümsedim bende. Tabii olaya uzak kalan Atlas ve Batu sadece  salak salak bakmakla yetiniyorlardı.
Bir süre sonra hoca gelince hepimiz önümüze döndük. Tam bütün dikkatimi toplamış dersi dinleyecektim ki Atlas dersi kaynatma işlemlerine girişmeye kalktı. Arkama döndüm en sert bakışlarımı yolladım ve
"Tarih dersini kaynatmak gibi bir hataya düşmeyeceksin dimi?"
"Ama kanka bu tam bir işkence"
"Atlascım biz bu dersi kaynatırsak Mina'da bizi kaynatır biliyosun" diyince Atlas offlayarak önüne döndü. Bizim de böyle kurallarımız vardı işte;
Tarih dersi benim için, Kimya dersi Maya için, Matematik dersi Batu için, Fizik dersi Atlas için kaynatılmazdı. Geriye kalan bütün dersler sınıfın tencere kapağı olan bizim tarafımızdan kaynatılırdı. Zaten biz kaynatmazsak kimse dersi kaynatamadığı için sorun çıkmıyordu. Hoca defteri doldurup derse geçince bende önüme dönüp  dersime odaklandım...

*Bölüm sonu...
Güzel bir bölüm oldu sanki?
Pazar günü upuzun bir bölüm geliyor. Hazırlanın! 🤗
Yorumlarınızı bekliyorum...😍*

Bela İkiliWhere stories live. Discover now