53. BÖLÜM (FİNAL)

5.1K 186 38
                                    

(1 HAFTA SONRA)

Barda oturmuş Mert'ten gelecek haberi bekliyorduk. Yazılılarımız dün bitmişti, bu gün Mert Mete'yi son kez takip ediyordu. Bu gün de bize attıklarını bastırıp Mete'nin karşısına çıkacaktık, yani bu gün herşey bitecekti en azından biz öyle umuyoruz. Birkaç hafta oyalasa Ahmet abiler gelir iş bizden çıkardı, eğer planladığım gibi olursa da bir daha karışmazlardı bize. Gerçi ben Mete'nin yerinde olsam bırakmazdım ama o bırakır yani bıraksın
"Fotoğraflar geldi" diyince hepimiz Maya'ya baktık
"Ben bunları bastırayım" dedi Barış
"Hadi bakalım" dedi Deniz
"Bende geliyorum seninle" dedi Maya
"Siz onunla ilgilenin. Zaten işiniz bitene kadar Mert gelir gideriz"
"Umarım adam evine gitmez"
"Şansımıza bağlı" dediğimde onlar çoktan bilgisayarın başına geçtiler. Deniz bana döndü
"Uykum var"
"Neden uyumadın dün gece?"
"Kim demiş uyumadım?"
"Uykum var dedin?"
"Yok senin dizlerine uzanınca uykum geliyor o anlamda uykum var" dediğinde gülümsedim. Saçlarıyla oynamaya başladım
"Hmm daha hızlı uyu diyorsun yani?"
"Yok canım uyuma diyorum, birazdan gideceğiz"
"Uykumu kaçırmanın bir yolu var aslında"
"Allah Allah?" dedim ve soru sorarcasına ona baktım
"Öpersen uykum kaçar" derken dudağını gösterdi
"Birşey soracağım?"
"Gönder gelsin"
"Senin beni öpmeye kaç kere fırsatın oldu ama öpmedin. Sonra bana her fırsatta öpüşme mevzuyu açıyorsun"
"Ben öpebilirdim haklısın ama bunu sen istemiyorsun. Sen istediğinde öpersin, gamzemi sürekli öptüğün gibi"
"Sen ne güzel seviyorsun be adam!"
"Sende çok güzel seviliyorsun Gökyüzüm" dediğinde gülümsedim
"Bu arada iznin-"
Telefonumun zil sesi Deniz'in sözünü kesti
"Kim?"
"Cebimden çıkarsa söyleyeceğim" dedim ve telefonu zorla ceketimin iç cebinden çıkardım

ARIYOR: Yakışıklım 💚
"Efendim Yakışıklım?"
"Bu bir kafeye girdi, serseri bir mekan. Size konum atacağım, fotoğrafı bastırıp gelin bekliyorum"
"Sen nasıl bir efsanesin? Tamam sen konum at bizimkileri alıp geliyorum"
"Tamam" diyip telefonu kapattık

"Bir gün bana şöyle 'Yakışıklım' demedin. Kıskansam mı?" dediğinde gülümsedim
"Senim benim Mavişimsin, Mavimsin, gülüşünü sevdiğimsin, gamzesinden öptüğümsün" dediğimde gülümsedi ve yine öpmek için gamzesine uzandım tam öpeceğim anda Deniz farkında olmadan bana dönünce dudağım dudağına geldi! Bir an şok oldum, kalbim hızla atmaya başladı. Deniz şoktan büyümüş mavileriyle bana bakıyordu ben zaten bayılmak üzereyim! Ben az önce gamzesinden öpeceğim diyerek dudağından öptüm resmen! Utancımdan yerin dibine gireceğimde hangi taraftan inebilirim? Deniz gülmek ile şaşırmak arası bir ifadeyle bana bakarken kendimi toparlayıp kafamı çevirdim. Eskiden utanınca sadece yanaklarım yanardı şu an sanki başımdan aşağı kaynar sular dökülüyordu. Resmen vücudum karıncalanıyor! Hiçbir zaman bu kadar heyecanlanmamış ve böyle hissetmemiştim. Aşktan mı oluyordu bu? İçimden deli gibi kahkaha atıp koşmak gelirken olduğum yere çivilenmiştim ve Deniz'in gözlerine bakmaya bile utanıyordum. Dizimden kalktığı anda Maya görüş açıma girdi
"Fotoğraflar hazır da ne oldu sana?"
"Bi-birşey yok" dedim sesimin normal çıkmasını umarak
"Eminmisin yenge?"
"E-evet" dedim kendimi toparlayarak cümlemi yineledim
"Birşey yok!"
"Abi sende iyisin?" dediğinde onun da benden farksız olduğunu anladım
"İyiyim oğlum hatta çok çok iyiyim. Birşeyimiz yok" dediğinde bir kat daha arttı yerin dibine girme isteğim, şuna bak ben utançan sesimi çıkaramazken Deniz bey sanki bayram olunca harçlık almış çocuklar gibi mutluydu
"İnanmadım ama neyse" dedi Maya ve devam etti
"Mert nerede? Konuştunuz mu?"
"Konum attı. Son fotoğraflar tamamsa diğerlerini de getirin gidelim" dediğimde onlar seslerini çıkarmadan diğer fotoğrafları almaya gittiler ya da konuştularsa bile ben duymadım. Onlar gidince Deniz elini elimin üzerine koydu
"Mina?"
"E-efendim?"
Hayır anlamıyorum sesim neden yavru kedi gibi çıkıyor? Altı üstü bir yanlışlık yani. Aman canım öyle de yanlışlık mı olur? Adamın dudağından öptüm resmen! Neden yer yarılmıyor şu an,benim içine girmem gerekiyor.
"Sen az önce beni mi öptün yoksa ben rüya mı gördüm?" dediğinde sesimi çıkarmadım
"Sanırım şu an dünyanın en mutlu insanı benim!" dedi kahkaha atarken
"Mutluluktan kalp krizi geçiren ilk insan ben olacağım herhalde!" dedi yine kahkahalarının arasından
"Sarılabilirmiyim?"
Her ne kadar 'Yerin dibine derken magmaya kadar inmemi istiyorsan sarıl' demek istesemde sakince
"Hayır, yeterince utanıyorum zaten. Lütfen sus!" dedim sakin olmaya çalışsam da sesim beni ele veriyordu. Bu sırada bizimkiler gelince susmak zorunda kaldı ama gülüşü yüzünde asılı kalmıştı sanki
"Siz iyi olduğunuza eminmisiniz? Özellikle sen yenge"
"İyiyim fotoğraflar tamamsa gidelim" diyip ayağa kalktım
"Tamam hadi gidelim" diyince Maya'nın yanına gittim, hemen koluma girip başını omuzuma yasladı. Gizli dedikodu pozisyonumuzdu bu
"Ne olduğunu akşam dinleyeceğim, inandım sanma"
"Tamam" dediğim sırada Barış yanımıza geldi ve halimize baktı
"Ulan erkeklerden değil de senden mi kıskansam Maya'yı? Bu haliniz ne? Ver sevgilimi bana, git sevgiline sarıl" diyip Maya'yı kolumdan çekip aldı. Maya ve ben anlamaz gözlerle bakarken Barış onu kolunun altına alarak yürümeye başladı. Salak mı bu çocuk? Deniz beni kolunun altına alınca ben yeniden kızarmaya başladım
"Mina bana bakarmısın güzelim?"
"Hayır"
"Neyse ilk adım senden geldiğine göre bunun rövanşını alırım"
"Yerin dibine ne taraftan gidiliyor? Allahını seven göstersin"
"Napıcan yerin dibini?"
"Ben sesli mi düşündüm?"
"Evet" dediğinde bir kez daha utandım. Allah'ım en güçlü olmam gereken zamanda oluyor mu böyle?
"Akşam şu Mete işi bitince rövanş işini halledelim artık"
"Akşam ocakta yemeğim olacak gelemem" dediğimde kahkaha attı. Barışlar duraktan bir taksiye ilerleyince peşlerinden gittik. Bu kez öne Barış oturunca Deniz ortaya geçti, telefonumdan konumu açıp Barışa uzattım...

Bela İkiliDonde viven las historias. Descúbrelo ahora