48. BÖLÜM

4K 166 21
                                    

Bu gün yaşadığım ağır moral bozukluğu nedeniyle bu saate kaldı, bekleyen herkesten özür dilerim...







Sabah gözlerimi yine bir çift maviye açtım
"Günaydın uyuyan güzel"
"Günaydın mavilerin en yakışıklısı, hayırdır erken uyanmışsın"
"Son günüm madem uyanıp seni seyredeyim istedim" dediğinde gülümsedim
"Halit amca nasıl oldu acaba?" dediğimde gülmeye başladı. Dün gece bizimkilere izin vermesek de Halit amca içmişti ve gerçekten sarhoşken çok komik oluyordu. Düğünü olaysız atlatmıştık ama düğün bittikten sonra eve gelirken Halit amca kendini kaybetmişti; 'Gidin yengenize söyleyin onu çook seviyorum!' diye bağırmıştı, Denizleri itip bizi kolunun altına almıştı, 'sizinkileri seven o orospuları birlikte dövelim, bende sevmiyorum onları' diye bize destek bile olmuştu. Eve girdiğimiz an Barış'ın başından aşağı kusup, Deniz'i eşi sanıp sarılmıştı sonradan öğrendiğimize göre onun da gözleri maviymiş. Hatta 'bakın kızlar bu yengeniz' diyerek bize Deniz'i işaret etmişti. Daha kötüsü ise bize tanıştırırken eşini öpmek istemesiydi, Deniz'in yüz ifadesini görmeliydiniz 'ben daha sevgilimle bile öpüşmedim amca!' diyerek arkama saklanmaya kalktı, ben tek başıma onu kapatmayınca Maya'yı da yanıma çekip arkamıza geçti. Aradan 5 dakika geçtikten sonra Barış üzerini değiştirip aşağı indi, onu gören Halit amca Deniz'e dönüp 'Kız kalk da Barış ile Deniz'e kardeş yapalım. Hazır köydeyiz bizim küçükler de evde' diyince evde küçük bir kıyamet koptu. Deniz bu defa bahçeye kaçtı, biz gülmekten yerlere serildik, Halit amca ise gayet masum bir şekilde bize bakıp 'ben ne dedim ki şimdi? Halbuki o da istiyordu İstanbuldayken söylemişti' diyince kapının önünde duran Deniz bile olduğu yere çöküp gülmeye başladı. En son 'Allah'ım ne günah işledim de amcam benden çocuk yapmak istiyor?' diye kendini sorgularken Maya Halit amcaya bir kahve yaptı, kahvesini içince biraz kendine gelse de o kafayla Maya'ya 'Bu ne biçim kahve? Zehir getirseydin' dedi, Barış onu odasına götürüp kapıyı da üzerine kilitleyip aşağı indiğinde Deniz'in siniri bozulduğundan olacak herhalde gülüyordu, bizim zaten kahkaha atmaktan çenemiz ağrıyordu... Ne geceymiş be? Az daha sevgilim namusundan olacaktı
"Kendine gelmiştir inşallah. Yoksa sıkıntı büyük" dediğinde kahkaha atmaya başladım
"Gülme millet sevgiline göz koyuyor sen kahkaha atıyorsun"
"Amcası sevgilime göz koydu" dedim gülerek
"Sen bana mı gülüyorsun ya?" diyerek gıdıklamaya başlayınca tutamadım kendimi kahkaha atmaya başladım
"Yapma ya- De-niz yap- ahahahahha-ma"
"Ya ciddi ciddi adam beni öpmek istedi!" diyip başını yastığa gömdü
"Aa o da birşey mi senden çocuk yapmak istedi" dedim gülerek
"Tövbe tövbe odadan çıkmaya korkuyorum şu an"
"Yengen bunları duysa var ya"
"Güler kadın, sen gülüyorsun mesela"
"Ya benim sevgilim kaçan taraftı, onun eşi-" kahkahalarım cümlemi tamamlamama izin vermedi.
"Neyse kalk hadi üzerini değişte kahvaltı hazırlayalım, Barışları da uyandırayım" dedi gülerek yataktan kalkarken
"Amcana dikkat et" diye uyardım gülerek.
"Sağol ya" dedi kilitlediği kapıyı açarken
"Sen kapıyı neden kilitledin?"
"Amcam gelirse diye" dediğinde kahkaha atmaya başladım
"Gülme! Gülmeee" dedi odadan çıkarken. Üzerimi değiştirdikten sonra saçlarımı yaparken Maya içeri girdi
"Halit amca kendine geldiyse kahvaltıdan sonra denize gideceğiz"
"Niye Deniz nereye gidiyor ki?"
"Lan abim demedim deniz dedim deniz hani yüzülen"
"Haa denizee tamam gideriz"
"Gideriz Mavicim de bikini aldık yanımıza abimden sekse Barış bitirir bizi"
"He o mesele, ya sahile kadar pareolarla gideriz sonra da bir yolunu buluruz artık"
"Peki şu kızlar karışmayacakmıyız?"
"Sahile gidip gelelim gece onları da hallederiz"
"Kavga var yani?"
"Bunları kavga olmaz ki biz bir tane vururuz olay kapanır"
"Bir de orası var demi? Hayır bunlar da neyine güveniyorsa iki tane çırpı bacaklı" dediğinde güldüm
"Dövüşçü olduğumuzu bilmiyorlardır"
Saçlarımı topuz yaptığım sırada Maya da üzerini değişince odadan çıktık. Bizimkiler Halit amcanın kapısının önünde bişeyler konuşuyorlardı
"Hayırdır girmeye korkuyormusunuz?" dedi Maya
"Valla ne yalan söyleyim ben korkuyorum"
"Bence sen zaten girme Mavişim gel böyle" dedim gülerek
"Bencede abi ben seni yolda bulmadım" dedi Barış
"Sen niye girmiyorsun karşim?"
"Valla bende korkuyorum yenge, dün abimi karısı zannetti Allah korusun ya bu gün ben sanarsa" dediğinde kahkaha attım
"Çekil biz girelim istersen?" dedi Maya
"Yok saçmalama" dediğimde 'neden?' dercesine ellerini iki yana açtı
"Mina haklı. O kafayla nasıl uyuduğunu bilmiyoruz, uygunsuz bişeyle karşılaşmayın sonra"
"Tamam ya ben kendimi feda ediyorum" diyerek anahtarı çevirdi Barış. Kapıyı açtığı an
"Neredesiniz lan siz?!" diye bağırdı Halit amca
"Amca dün sarhoştun abimi de yengem sanınca seni kilitlemek zorunda kaldık"
"Deniz'i mi yengen sandım?!"
"Hee hatta çocuk bile istedin abim zor kaçtı valla" dediğinde dayanamayıp kahkaha atmaya başladık.
"Gerçekten mi?"
"Daha neler neler hadi yüzünü yıka gel kızlar anlatır sana, biz ekmek almaya gidiyoruz" diyip yanımıza gelince hep birlikte aşağıya indik.
"Ekmek almaya yengem gelsin benimle siz kahvaltı hazırlayın" dedi Barış
"Niye?" dedi Maya, aslında onun dışında hepimiz anlamıştık neden beni çağırdığını
"Şimdi biz iki beceriksiz ekmek alırız, siz iki becerikli de hazırlık yaparsınız"
"Tamam bana uyar. Gençler size kolay gelsin" dedim ve el sallayarak kapıdan çıktım...
(Maya'nın doğum günü size de sürpriz skjnssksdjjsjd)

Bela İkiliTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon