9. BÖLÜM

11.1K 491 20
                                    

Bu sabahta beni akıllara zarar sesiyle uyandıran alarma söverek banyoya gittim, rutin işlerimi hallettikten sonra Maya'nın odasına girecektim ki evin kapısı açıldı. Kapıya doğru döndüğümde kalbimin teklediğini hissettim
"Seen sabah erkenden uyanıp puaça almaya mı gittin?"
"Eveet hemde zeytinli, hadi üzerini değiştirip gel bende özellikle soğuk aldım puaçaları tost makinesinde ısıtayım"
Gidip Mayanın kafasında elimi gezdirdim
"Noluyo lan napıyon?"
"Kafanı biyere çarptın da tramva mı geçiriyosun diye baktım"
"Yok lan kampın heyecanı vardı dün gece uyuyamadım fazla"
Kafamı sallayıp yukarı çıktım. Olay anlaşılmıştı, normalde kampa gitmez Maya'yı da göndermezdim ama bu sefer gidelim diyince o da bana teşekkür etmeye çalışıyordu. Üzerimi giyerken Maya'nın tostta ısıttığı puaçaların kokusu bütün evi sarmıştı, evet puaçayı tost makinesinde ısıtılmış seviyoruz o yüzden soğuk alıp ısıtıyoruz. Çok saçma gelebilir ama çok güzel oluyor öğrenci olan bilir...
Üzerimi değiştirip kamp için ayarladığım sırt çantasını aldım,  Maya ile karar verdik bu gün okula kitap/defter götürmeyeceğiz. Sırt çantamı kapının oraya bırakıp Maya'nın çantasına baktım, evet ceketini koyduğuna göre sıkıntı yok. Kansızlığı olduğu için sonbahar mevsiminin sıcak günlerinde olmamıza rağmen üşüyor, çok üşürse hasta olabilir o yüzden dikkatli olmalıyız
"Kanka gel nescafeleri alsana elim dolu benim"
"Tamam geldim"
Nescafeleri alıp masaya oturdum. En sevdiğimiz ikili nescafe ve zeytinli puaça...
"Ceketimi koydum bi tanede fazla aldım hatta"
"Gördüm" diyip omuz silktim
"Sen benim çantama mı baktın?"
"Evet"
"Aynı şeyleri mi almışız"
"Evet"
"Yaşasın yine aynı giyecez"
"Evet"
"O zaman seni 3 evetle kapıya doğru alalım" dedi. Espirimi yaptı şimdi bu
"Espiri yapmayı bi kenara bırakta bulaşıkları böyle mi bırakacağız"
"Ben hallederim sen camları ve çantaları kontrol et bide garaj kitli mi bak"
"Tamam" diyip camları kapattım, çantalarımıza da herşeyimizi tam koyduğumuzdan emin olunca ayakkabılarımı giyip garaja bakmaya gittim. Kapı kapalı ve kilitliydi sanırım herşey tamam
"Maya taksi çağır istersen bunları okula kadar taşıyamayız"
"Çağırdım zaten"
"Aferin benim bacıma" diyip çantalarımızı dışarı çıkardım. Maya gelince kapıyı kilitleyip anahtarı cebime koydum
"Ben Hayrişe mesaj atayım haberi olsun gittiğimizden"
"Tamam bende taksiye bakayım bi"
Maya kapıya doğru ilerlerken bende telefonumu çıkardım

KİME: Hayriş Sultan
Sultan biz bikaç gün evde olmayacaz haberin olsun. Buralar sana emanet 😘

Telefonu cebime koyup Mayanın yanına gittim birkaç dakika geçince taksi geldi. Okulun adresini verip arkama yaslandım. Güzel bir kamp olucak, güzel bir kamp olucak, güzel bir kamp olucak...

**

Sıkıcı geçen uzun bir günün sonunda okul bitmişti. Şimdi sınıflara göre ayrılmış servislerin gelmesini bekliyoruz
"Kanka servislerin bizi beklemesi gerekmiyormuydu? Ben en son bindiğimde öyle olurdu"
"Bak zaten şu duvarın dibinde oturmaktan sıkıldım, yer kemiklerime batıyor bide sen şu saçma sorularını sorup beni iyice delirtme"
"Zayıflıktan, kemiklerin yere gelirse batar tabi kilo al diye boşuna demiyom sana"
"Lan sanki elimde mi alamıyorum işte!"
"Öküz gibi de yiyosun ben senin kadar yesem kapılardan sığmıyordum şimdiye"
"Maya canım kardeşim bak sinir kat sayım yükseliyor biliyorsun sabırlı bir insan değilim ben"
"Sustum" dedi ağzına hayali bir fermuar çekerken. Tam o sustu rahat ettim derken omuzumda bir el hissettim. Elin sahibine baktığımda Yiğit'i gördüm
"Mina, bizim şu müdür yardımcısı sizin kavgadan sonra senden biraz korkuyor ya"
"Ee nolmuş?"
"Sen gidip şuna bi atarlansan da korkudan servisi erken getirtir belki"
"HasbinAllah lan sizi bana tek tek mi gönderiyolar. Ben sinirli bir insanım arkadaşım ben sabrımı zorlamayın!"
Müdür yardımcımız en son Çınarlarla ettiğimiz kavgayı görünce ve çıkışta olanları okulun kameralarından öğrenince benden biraz korkuyordu. Yani herhalde onu da döveceğimizi sandığı için ne dersek hemen yapıyordu, okuldaki herkesi bekletiyor bize gelince hemen yapıyordu yeter ki gidelim başından
"Mina lütfeen" diyen Elif'e baktım küçük Emrah gibi bana bakıyordu
"Mavicim yap bi güzellik valla öldüm bittim burada" Maya alttan alttan kedi gibi bana bakınca daha fazla dayanamadım ve ayağa kalkıp müdür yardımcısının yanına gittim
"Hocam bu servisler daha ne zaman gelir?! Bekledikçe sinir katsayımız yükseliyorda!" diye atarlı atarlı konuşmaya başladım
"Valla bende bilmiyorum kızım gelince servisçilere sorarsın" diyip hızlıca diğer tarafa doğru ilerleyince bende bizim sınıftakilerin olduğu kısma doğru gittim.
"Noldu?"
"Ne dedi?"
"Aradı mı?"
"Bi sakin durun bee!! Yok aramadı gelirse servisçilere sorarsın diyip kaçtı"
Hepsi geri yerine sinince bende Maya'nın yanına oturdum ve başımı Mayanın omuzuna koydum
"Kanka Atlaslar nerede?"
"Bak tam çaprazındalar"
Söydiği yere bakınca daha serin olur diye ağaca çıkmış iki tane gerizekalı gördüm, bunlar harbiden salak...
1 saat kadarlık bekleyişimiz sonunda servisler gelmişti ve sınıflara göre servislere binilmişti. Tabii ki Maya ile oturuyoruz. Yolculuk sessiz bir şekilde başlayınca herkesin uykusu gelmişti. Ama ben onları uyuturmuyum? -tabii ki hayır
En önde Atlas ve Batunun oturduğunu görünce Atlasa mesaj attım

KİME: Atlas
Uyumaya mı geldik gençler ?!
Yap bi Dj'lik coştur ortamı...

KİMDEN: Atlas
Bende birinden böyle bişey bekliyordum. Sen yeter ki iste güzellik

Saniyesinde cevap beklemesemde Atlas birinden mesaj bekliyormuş.
"Evet gençler uyuyanları uyandırın herkes buraya bakıyor mu?" Diyip bir süre herkesin ona dönmesini bekledi. Herkesin uyanıp ona baktığına emin olunca devam etti
"Huzurlarınızda Dj Atlas" diyip barda insanları coşturan cinsten bir şarkı açtı o şarkıya son ses verirken ben bağırdım
"Yaşlandınız mı lan hadii eğlenin biraaz!!!" Şarkıyla beraber herkes oynamaya birbirne kağıtlar atmaya başladı. Şarkı sesi arkadaki servise gitmiş olacak ki müdür yardımcısı servisçiyi aradı.
"Gençler müdür yardımcınız sessiz olsunlar, yola kağıt atmasınlar diyor"
"Hocam Maya ben, sessiz sessiz oturursak çekilmez bu yol"
"Hocam Mina ben, çok canınız çektiyse sizde böyle buyrun" dedim. Arkadan Yiğit'de
"Hocam Mina ve Maya ortamı coşturuyo" diyince sevgili müdür yardımcımız
"Ne haliniz varsa görün" diyip telefonu kapattı. Atlas yeniden şarkıya ses vericekken Batu araya girdi
"Gençler bundan sonra müdür yardımcımızın lakabı 'Tırsak' herkese hayırlı uğurlu olsun" dedi. Herkes gülerken Atlas şarkıya yeniden son ses verdi ve eğlence kaldığı yerden devam etti.

**
Gideceğimiz yer şehre uzak olduğu için hala yoldayız ve herkes sabahki eğlencemizden yorgun düştüğü için uyuyor, Ama 1 kişi hariç, bilin bakalım uyumayan o kişi kim?
Bildiniz tabii ki ben. Çocukluğumdan  kalma bir alışkanlık olarak arabada veya otobüste asla uyuyamaz, yolu veya gökyüzünü izlerdim. Şimdide kulaklıkla müzik dinlerken yavaş yavaş kararan gökyüzünü izliyorum. Mavisi her haliyle güzel olan bu da yetmezmiş gibi mavisini o çok sevdiği deniziyle paylaşan gökyüzünü... Hani  'Gökyüzü ve deniz kadar uzağız birbirimize' diyenler var ya, aslında gökyüzünün her zaman denizin içinde olduğunun farkında olmayanlar. Gündüzleri mavisiyle, geceleri siyahıyla gökyüzü denizin içinde ama bakmayı bilmeyen göremiyor bunu...
Güneş yavaş yavaş çekiliyor, gökyüzünün mavisi koyulaşıyor sonra yıldızlar çıkıyor ortaya...
Çocukluğumdan beri mavi rengini hep çok severdim.Herkesin hayatında bir kırılma noktası vardır ya, hani birilerinden güç alır onlara bağlanırız. Benim hayatım o noktadayken ben maviden ve Maya'dan güç aldım. Hayatımdan asla gitmeyecek iki varlık. Gözlerim yorguluğun ve uykusuzluğun verdiği etkiyle kapanırken, gökyüzü çoktan yıldızlarla kaplanmıştı. Daha fazla dayanamadım ve kendimi kucağını açmış beni bekleyen uykunun kollarına bıraktım.

*Bölüm Sonu...
Bölüm geciktiği için hepinizden özür dilerim...
Vote ve yorumlarınızı bekliyorum 😘💙*

Bela İkiliWhere stories live. Discover now