52. BÖLÜM

3.7K 157 16
                                    

Sıramdan kalkıp kağıdımı hocaya verdim ve çantamı alıp bizimkilere göz kırparak sınıftan çıktım. Bu gün ki iki sınavdan da alnımın akıyla çıkmıştım, bahçede bizim çıkmamızı bekleyen Mert'in yanına gitmek için merdivenlere yöneldim. Dün gece ben uyuyayım diye sabaha kadar başımda beklemişti, benden sonra o da dayanamayıp yatağımın dibinde oturduğu yerde uyuyakalmıştı, sabaha kadar yerde uyumuş yazık ya kıyamam...
Sabah okula geldiğimizde dün hediye paketlerini iletemediğimiz herkes Maya'nın doğum gününü kutlamıştı, okuldaki tayfamız devamsızlıkları yüzünden gelememişlerdi ama hediye göndermişlerdi; gönderdikleri hediyeler de Hasan abinin altında ezilince hepsi Maya'ya ulaşamadan çöpe gitti, tabii buna bizim hediyeler de dahil. Hasan abinin simleri Yiğit'in paketinden çıkmış onu da bu sabah öğrendik. Bahçeye çıktığımda merdivenlerden inmeden etrafa bakıp Mert'i bulmaya çalıştım. Nerede ulan bu çocuk? Acaba arka bahçeye mi gitti? Elimi telefonuma götürdüğüm anda birisi boynumu öpünce irkilip arkama baktım
"Lan korktum!"
"Sevgiliye lan denmez" dediğinde dil çıkardım
"Mert nerede?"
"Bilmiyorum bende ona bakıyordum" dedim telefonumu çıkarırken
"Arka bahçededir belki"
"Bilmem olabilir" dediğim sırada
"BURADAYIM!" diye bağırdı Mert kulağımın dibinde, arkadan gelmişti
"Kulağımı siktin yetmedi duygularımı da" dediğimde güldü
"Niye bağırıyon ki?" dedi Deniz kulaklarını okşarken
"Korkutayım dedim, lavaboya gitmiştim"
"Deniz bir, sen iki eğer çocuğum olmazsa sizin yüzünüzden" dedim sinirle
"Tövbe de lan!" dedi Mert kafama vurarak
"Hemen!" dedi Deniz, Mert'i destekleyerek
"Ne ya yalan mı? Ulan bir insan evladı üst üste iki kere korkutulur mu?" dediğimde ikisi de tek kaşını kaldırıp bana bakınca
"Tamam, tövbe" dedim
"Mayalar nerede?"
"Daha çıkmadı onlar"
"Ben çıkarken daha 6 soruları duruyordu"
"Onlar gelene kadar gölgede oturalım bari" diyip ağaçlara doğru ilerledi Mert, tabii biz de arkasından. Ağaçların yanına çimenlere oturduk
"Bara gideriz değil mi?" dedi Deniz
"Aynen" dedim
"Gidip arabayı alayım da Mete'nin evine gideyim" diyince Mert'e baktım
"Yakışıklıcım senin ehliyetin yok?" dediğimde güldü ve cüzdanını çıkarıp bana verdi
"Cüzdan?" dedim anlamaz gözlerle Mert'e bakarken, elimdeki cüzdanı açınca ehliyetini gördüm
"Oha ne ara lan?"
"Sınavı geçtim"
"Sınava girdiğini bile söylemedin ki" dediğimde güldü
"Hayırlı olsun kardeşim" dedi Deniz
"Darısı sana kardeşim" dedi Mert gülerek
"Ben aldım, memlekete gitmeden önce"
"Hadi ya? Sana da hayırlı olsun o zaman"
"Eyvallah"
"Arabalar sizin olsun, benim motorum var" diyip saçlarımı savurdum, ben havalı olsun diye yapmıştım ama beyefendiler kahkaha attılar
"Ulan nerede kaldı bunlar? Maya lise sınavında bu kadar kalmadı" dedi Mert
"Hangimiz kaldık ki?" dediğimde güldü
"Sınavdan önceki günler bizimkiler kriz geçiriyorlardı, bu çocuk çalışmadı diye" dedi
"Bizim evde aynıydı" dedi Deniz
"Babam 'Bu kızdan bir bok olmaz boş yere uğraşıyoruz, okutmayalım evde otursun' diyordu"
"Geri kafalı bir adammı?" dedi Deniz
"Yok, yenilikleri sever de çocukları sevmez" diyerek benim yerime cevap verdi Mert
"Sonuçlar açıklanınca kazandığım lisenin adı yazan kağıdı önüne koyup 'benden ne olur bilmiyorum ama senden baba olmaz!' demiştim"
"Hatırlıyorum dedi Mert"
"Biz özelde başlamıştık liseye" dedi Deniz
"Yok biz başta devlet lisesinde başladık, ikinci haftasından olay çıkardık özele geçtik. Zaten orada da fazla kalamadık biz İstanbula geldik" dedim gülerek
"Güzeldi lan" dedi Mert
"Çok da birşey değiştiğini sanmıyorum" dedi Deniz
"Hiçbişey değişmedi ki, sadece siz eklendiniz yanımıza, iyi ki de eklendiniz"
"Bencede iki tane kızın arasında canım çıkıyordu. Hele bir de her ay-" dediği an ağzını kapattım, gözlerimle susmasını işaret ettim. Evet, Mert biz regl olduğumuzda anlıyordu. Biz ilk olduğumuz yıllarda araştırıp öğrenmişti, bir süre dalga konusu olsa da biraz büyüyünce doğal birşey olduğunu kavramıştı ama hala ulu orta söylememesi gerektiğini bilmiyordu. Aslında konuşulmayacak bir konu değil yani utanılacak bir durum değil ama ben sevgilimi öpmeye bile utanan bir kızım bana yapılmaz!
"Niye kapattın ağzını? Ne suçunuzu söyleyecekti?"
"Bütün kirli çamaşırlarımızı döker şimdi ortaya" dedim gülerek
"Ayda bir ev temizliği yaptırıyorlardı diyecektim, benim kirli çamaşırım sizin değil. Koskoca adama ev temizletiyordunuz" dediğinde derin bir nefes aldım. Laf çevirmeyi iyi biliyordu Allah'tan
"Bize de dükkan temizletecekler" dedi Deniz gülerek
"Bar da çalışmaya başlıyoruz değil mi? Konuştunuz Patronla?"
"Konuştuk başlıyoruz" dedim gülerek
"Sabah da bizim dükkanı işleteceğiz"
"Sizin dükkan?"
"İlk tanıştığımız gün kavga ettiğiniz dükkan"
"He orası sizindi değil mi? Unutmuşum"
"Hiçbirimizde akıl kalmadı ki" dediğim sırada birisi arkadan üzerime atladı
"Öldürseydin bacım!"
"Bacım derken?" dedi Barış
"He bende diyorum Maya ne ara bu kadar kilo aldı?"
"Maya değil sevgilisi" dedi Mert gülerek
"O zaman öldürseydin karşim!"
"Yok yok yengeme kıyamam" dediğinde güldüm
"Oğlum insene sevgilimin üzerinden!" dediği sırada Mert elini yakama götürüp kapattı, işte V yaka giymenin zararları
"Ya sanane yengem değil mi?"
"Barış hani bende insanım ya nefes almam lazım" dedim gülerek
"Oğlum insene kızın üzeriden, Çaylaklığın mı tuttu?" dedi Mert sinirle. Barış kendini yanımdaki çimenlerin üzerine bıraktı (okulun çimenlik alanı kaldırım yüksekliğindeydi), ayaklarını aşağı sarkıtarak çimenlerin üzerine uzandı
"Maya nerede?"
"Gelir birazdan bir sorusu falan kalmıştı ben çıkarken"
"İyi bari gelsin de gidelim" dediğim sırada Deniz Mert'e döndü
"Mert sen bunların abisi değilmisin?"
"Abisiyim" dedi Mert tek kaşını kaldırarak Deniz'e baktı
"Bunların böyle giymesine neden ses çıkarmıyorsun?" dedi üzerimde ki şortu işaret ederek
"Ben modern bir abiyim, istediklerini giyebilirler ha biri bakarsa döverim" diyince güldüm
"Can bu ya!" diyip yanağına sulu bir öpücük kondurdum
"Bak bak bak da abi gör!" diyip Mert'in üzerine atladı Maya
"Sende kız giymeyin diye!" diyerek dil çıkardı ona
"Deniz, sen birinin sevgilisi diğerinin abisi değilmisin?"
"Öyleyim" dedi Deniz
"Ee bana diyene kadar sen birşey de"
"Diyorum da kim dinliyor?"
"Bizde senin gibi vazgeçip bakanı dövmeye karar veriyoruz" dedi Barış
"Kimse de bakmadığı için" dedim
"Sen olsan bakarmısın? Etrafında 3 tane izbandut gibi adam varken" dedi Maya bizimkileri işaret edip
"Yani mantıklı"
"Bakanın da bakışlarını yere eğmesini biliriz. Şekil A" diyip karşısını işaret etti Deniz, dönüp baktığımda Batu'yu gösterdiğini gördüm
"Mina bıraksaydı son gördüğü yüz benimki olacaktı da neyse" diyince elimi yanağına götürdüm
"Sakin!"
"Ne sakini ya haklı adam" dedi Mert
"Yakışıklıcım! Yangına körükle gitmesen mi diyorum?"
"Bu ne geliyor bu tarafa doğru" dedi Barış
"Kim geliyor?" dedim arkama bakmaya korkarak
"Batu" dedi Mert ile Deniz'in ortasında oturan Maya
"Bence kalkın biz bara gidelim çok bile oturduk" dedim
"Hala geliyor!" dedi Deniz
"Gelsin gelsin, gelsin de bende bir konuşayım" dediği an arkamı döndüm, o sırada Batu biriyle konuşuyordu
"Bakın bize gelmiyormuş, hadi biz bara gidelim" diyip ayağa kalktım
"Gidelim bakalım" dedi Deniz
"Kaldır lan beni" diyip elini bana uzattı Maya, Mert benden önce davranıp Maya'yı kolundan tutup kaldırdı
"Ben böyle iyiydim ya" dedi Barış
"Demek iyiydin?" diyip Mert'e hala yerde uzanan Barış'ı işaret etti
"Şimdi sen kalkmıyormusun?" diyince Barış gözlerini açıp Deniz ve Mert'e baktı, kalkmazsa üzerine atlayacaklarını anlayınca
"Yok canım kalktım bile" diyip ayağa kalkınca hepimiz kahkaha attık. Deniz gelip beni kolunun altına aldı, Barış ve Maya da el ele tutuştu zavallı Yakışıklımın saplığı ortaya çıktı. Bahçeden çıkarken kenarda siyah bir araba görünce dikkatlice oraya baktım; arabalar ve plakaları oldum olası dikkatimi çekerdi ve ben bu arabayı daha önce görmüştüm, eminim! Ama nerede gördüm? Düşün Mina düşün! Nerede gördüm ben ya?
"Bişey diyeceğim" dediğimde herkes bana baktı
"Ben bu arabayı daha önce gördüm"
"Nerede?"
"Bilmiyorum ama gördüm"
"Karıştırıyorsundur yenge"
"Yok o karıştırmaz" dedi Maya
"Nasıl yani?" dedi Deniz
"Mina arabalara ve plakalarına çok dikkat eder" dedi Mert
"Kendimce bir oyunum var anlatırım bir ara"
"Nerede gördün kızım hatırlasana, senin görsel hafızan kuvvetli"
"Abicim aklıma gelse size sormazdım"
"Boşverin gidelim hadi" dedi Maya, haklıydı aslına bakarsanız ben niye takıldıysam? Sanki bu arabadan sadece Sağ Kol da mı var? Tabii ya Sağ Kol
"Barlar sokak!" dedim birden
"Ne?" dedi Deniz
"Barlar sokakta gördüm, Sağ Kol'un arabası bu!" dediğimde arkadan bir ses geldi
"Zekisin küçük kız!" arkamıza baktığımızda Sağ Kol'u gördük
"Siktir ya bu adamın beni görmemesi gerekiyordu!" diye tısladı Mert, sadece bizim duyabileceğimiz bir şekilde konuştu. O sırada etrafıma baktım, yine bir kamyon dolusu adamla gelmişti piç! Arkada Batu bahçeden çıkıp bizi gördü, iyi tarafından bakarsak kavga olursa okuldaki herkes girerdi
"Bakalım adamlarınız olmadığında da o kadar cesaretli olabiliyormusunuz?"
"Bir daha dayak yemek istiyorsun yani?" dedim
"Kanka bu sefer ben döveceğim!" dedi Maya
"İstediğin bu orospu çocuğu olsun Meleğim" dedim gülerek
"Ulan iyi hoş dalga geçiyoruz da adamlar 5 kat fazlalar bizden, akşama kadar dövsek bitmez" dedi Barış
"Kavga olursa okuldakiler de girer bence" dedi Mert
"Girerler" dedim
"Sırt sırta dönün, yuvarlak oluşturun" dedi Deniz, dediğini yaptık
"Vaay kavga istiyorsunuz yani?" dedi Sağ Kol
"Senden korkan senin gibi olsun ulan!" dedi Mert sinirle
"Biz orospu çocukları ve onların maşalarından korkmayız" dedi Deniz
"Burada orospu çocuğu Patronun oluyor, iletirsin" dedi Barış, o anda Sağ Kol işaret verdi ve adamların hepsi birden üzerimize gelmeye başladılar. Yine iyi tarafından bakıyorum en azından sopaları yok. Yüzüme gelen bir yumruk görünce eğildim ve cehennem bölgesine tekme attım, adam eğilince soğancığına dirseğimi gömdüm; umarım ölmez. Harbi erkeklerin cehennem bölgeleri olmasa işimiz zordu, oraya vurunca bitiyorlar. Ayağımın dibinde baygın yatanı bana doğru gelen diğerine doğru yuvlarladım, o an kurtulamayınca o da yere yapıştı. Okula doğru baktığımda Atlasların koşarak bize doğru geldiğini gördüm, o anda biri kolumdan tutarak beni geriye çekti, dönerek boşta kalan elimle yumruk attım, kalbine doğru gelse de devrilmedi piç! Diğer elimi de yakaladığında karşıma bir adam daha geldi, Sağ kol kenardan gülerek izliyordu. Kafam beni tutanın göğsüne geliyordu ve kolumu kıpırdatamayacağım kadar sıkıyordu, ona güvenerek üzerime doğru gelen adama iki ayağımla tekme attım. Arkamdaki böyle bişey beklemiyor olacak ki yere düştü ama hala kollarımı bırakmıyordu şerefsiz! Biri daha üzerime geldi cehennem bölgesine tekme attım, eğilince yüzüne vurdum ve savruldu
"Ulan bıraksana elimi!" dedi bağırarak. Gözümün önüne Mert'in yüzü gelince ona baktım, adamın kafasına tekme atınca elleri gevşedi. Tam ellerimi kurtardığım anda biri Mert'i itti ve o da üzerime düştü, Allahım bu çocuk kaç ton?
"İyimisin?"
"Kalkarsan nefes alacağım" dediğimde hızlıca ayağa kalktı, o an adam Mert'e yumruk salladı Mert çekilince adam dengesini kaybedip fazla eğildi ve yüzüne ayakkabımın izi çıktı. Gülmeyin ciddiyim, adamın alnında 38 yazıyor! Ayağa kalktığımda birisi daha üzerime geldi, ulan bir bitmediniz! Ben vuracağını sanıp eğildim ama vurmak yerine itince az önce üzerinde yattığım adama ayağım takıldı ve yere düştüm, bu ne aq saman yemiş gibi kalkamıyorum bir türlü! Adam üzerime çıktı vurmaya kalktığı an Barış bir yandan Deniz bir yandan kollarını turup boşta kalan elleriyle yumruğu geçirdiler adamın suratına. İkisinden bir yumruk yiyince bayıldı zavallı (!)
"İyimisin?" dedi Deniz
"Evet" dediğimde bana bakıp gülerken
"Arkanda!" dedim arkasındaki adamı farkederek, Deniz dönüp adamı yakasından yakaladı ve savurdu; savurduğu adam Maya'nın üzerine yürüyene çarptı ve o da yerde yatan birinin üzerine basınca ikisi birden yere yapıştılar. Maya birinin üzerine basarak geçip diğerinin kafasına tekme atınca ikisi de pelt oldu
"Sağol abisi" dedi Deniz'e gülerek o sırada bende ayağa kalktım. Etrafa baktığımda Mert birini altına almış yumrukluyordu, Maya, ben, Deniz boştaydık, Barış Yiğit'in başındaki iki adamdan birini pelt ediyordu, Elif ile Buse yerde olup da kalkmaya çalışanların kalkmasına izin vermiyorlardı, Atlas ve Batu'nun başında 5 kadar adam vardı ve okuldan adını bilmediğim birçok kişi birilerini dövüyordu, Sağ Kol kenarda oğlunu sigara içerken yakalamış baba misali olanları izliyordu. Maya'ya baktım
"Sağ Kol sende" dediğimde güldü
"Zevkle" diyerek ona doğru koşmaya başladı, zıplayıp suratına sağlan bir tane vurdu, sonra üzerine çıkıp Allah ne verdiyse girişince Deniz'e baktım
"Atlas ile Batu'nun başı kalabalık"
"Atlası kurtarırım da Batu pek ilgi alanım değil, ha döv dersen döverim"
"Tamam sen Atlas'ı al zaten benim Batu'ya borcum vardı. Borçlu kalmayayım"
"Yok yok yok bırak onu! Ne borcu hem?"
"Anlatırıp hadi bak Atlas zorda" diyip onu gösterdim, o arkasını döndüğü an Batu'ya doğru koştum ve karşısındaki iki adamdan birinin boşluğuna tekmeyi geçirdim. Batu bir an şaşırsa da gülüp kalan diğer adamı aldı, karşımdaki kendini toparlayıp bana vuracağı an eğildim ve bir yumruk daha vurdumaya çalıştım ama sadece çalıştım çünkü adam elimi havada yakaladı, diğer eliyle bana vuracakken Deniz kolunu tuttu
"Benim sevgilime vurmak ha? Ne içtin ulan sen?!" diyip adama kafa attı, o da Batu'nun yere serdiği adama takılınca yere yapıştı. Atlas'a baktığımda Mert'in ona yardım ettiğini gördüm
"Ya sen ne güzel bir Mavisin!" dediğimde güldü
"Yardım için teşekkür ederim" diyince Batu'ya döndüm
"Borcum vardı, ilk kavgadan" dediğimde gülümseyip kafasını sallayarak yoluna gitti
"Ne borcuymuş anlat bakalım Mavili" diyerek bana döndü Deniz, Batu'yu sevmiyordu ve kıskanıyordu, aslında beni kıskanması hoşuma gitse de kıskanınca içinden bir canavar çıkıyordu
"Okula ilk geldiğimiz zamanlar okuldan birilerini vurduk, onlarda adam toplayıp geldi. Adamlardan biri bana vuracakken bu yetişmişti canım oradan borcum var"
"Anladım"
"Kızma ama" dedim alttan alttan bakarak
"Kızsam nolacak 3 saniyeden fazla dayanamıyorum ki" dediğinde gülümsedim, şu an olmasa da gamzesinin olması gereken yerden öptüm
"Orada olmasada ben  yerini bilirim diyorsun"
"Tabii" dediğim sırada Barış geldi
"Maya'yı durdurmazsak adamı öldürecek" diyince dehşetle ona baktım
"Ulan ben onu tamamen unuttum! Hep senin yüzünden Maviş!" dediğimde güldü, onları orada  bırakarak Maya'ya doğru koştum, yumruk atacağı anda elinden tuttum
"Öldüreceksin!"
"Ölse de kurtulsak!"
"Yok yok hadi kalk" diyip kolundan çekerek kaldırdım adamın üzerinden. O arada bizimkiler herkesi dağıtmıştı, Mert'i de alıp yanımıza geldiler
"Burayı böyle mi bırakacağız?"
"Aynen nasıl geldilerse öyle gitsinler" dedi Maya
"Hadi biz bara gidelim o zaman" diyen Barış ile hepimiz yerde yatan adamların üzerinden atlayarak yürümeye başladık...

Bela İkiliWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu