14. BÖLÜM

7.7K 399 19
                                    

MİNA'NIN AĞZINDAN

Aradan saatler geçmesine rağmen Maya hala gelmemişti ve telefonum da 1 saat kadar önce titreyerek kapanmıştı. Şimdi ise Buğra ile gökyüzünü izliyoruz, pardon yani ben gökyüzünü izliyorum o beni izliyordu. Hayır anlamıyorum karşında böyle güzel gökyüzü manzarası varken niye bana bakıyorsun?!
"Çünkü sen daha güzelsin" diyince şok olmuş bir şekilde ona döndüm
"Ha?!"
"Sanırım sesli düşündün az önce"
"Nadiren olur bu tarihini at bu günün" dedim gülerek
"Bu gün bana ilk defa güldün kesinlikle tarihini kazıyacağım bir yere bana ilk gülüşün"
"Gülmem neden bu kadar önemli ki senin için?" diye sordum. Saflığımdan değil sadece zaman geçsin istiyorum
"Sen gülünce heryer daha bi güzel görünüyor gözüme. Gülüşün bana iyi geliyor" dedi. Duygusala bağlamıştı yine
"Gülüşü sana iyi gelen birini neden ağlatıyorsun o zaman?"
"Sen ağlıyorsun ben ağlatmak istemiyorum ki" diyince yapmacık bir kahkaha attım
"Beni ilk kaçırdığında küçücüktüm, ne yapsaydım beni kaçırıp tecavüz etmek isteyen birine gülsemiydim"
"Bak şimdi gülüyorsun işte"
"Şimdi senden korkmuyorum çünkü şimdi kendimi koruyabilecek durumdayım"
"Yine de seni kaçırmama engel olamadın"
"Nefesim yetseydi ağzına sıçardım ama işte"
"Nefesinin yetmeyeceğini biliyordum zaten o yüzden öyle bişey yaptım seni tahmin edebileceğinden daha çok tanıyorum"
"Orospuçocuğu" dedim. Bu gün ne çok kullanmıştım bu kelimeyi böyle
"Belki yine seni bayıltıp atarım yatağa"
"Madem beni seviyosun o zaman neden canımı yakacağını bile bile bana tecavüz etmek istiyosun ?"
"Çünkü seni istiyorum ve merak etme yavaş yaparım canını yakmam"
"Piç kurusu" dedim. Ben canımı yakacaksın derken sevmediğim, istemediğim bir insanla birlikte olmaktan bahsederken karşımdaki namuslu annenin orospuçocuğu ne anladı. Çarpık bir şekilde gülüyordu karşımda Allah bilir aklından neler geçiyordur şimdi
"O pis gözlerini üzerimden çekermisin?!"
"Hayır"dedi en gıcık olduğum ses tonuyla gerçi ben ona her türlü gıcık oluyorum ya neyse...
Kafamı gökyüzüne çevirdim, daha fazla onun o pis bakışlarını görmek istemediğim için ama ne fayda görmesem de hissediyorum yeteri kadar. Bir ara ayak sesleri gelince ona doğru döndüm, gelip yanıma oturdu üzerime doğru eğildi
"Hadi seni odamıza götüreyim" dedi sapıkça sırıtışıyla
"GEL BEN GÖTÜRÜCEM SENİ ŞİMDİ!!!"

Ben cevap veremeden arkadan gelen sesle ikimizde oraya döndük. Gördüğüm kişilerle sevinçten havalara uçmak deyimini yerine getirmiş bulunmaktayım şu an. En önde Batu, yanında Maya ve onu tutan Atlas. Aşşağıdan gelen siren seslerini duymamla Batunun Buğrayı yanımdan çekip yere fırlatması bir oldu. Batu yere yatırdığı Buğrayı öldüresiye döverken Maya koşarak yanıma geldi, bileklerimdeki ipleri açmayı düşünmeden bana sımsıkı sarıldı. Özlemişim... Atlas ise onun düşünmediğini yaparak ipleri çözmeye uğraşıyordu ki Maya gözyaşlarının arasından konuştu
"Biliyordum beni bırakmayacağını biliyordum"
"Ben seni bırakmadım da sen ağlamayı bırakıcakmısın artık" dedim soğukkanlılıkla. Eğer şu an böyle söylemeyip bende duygusal yanımı gösterirsem Maya daha da kötü bir hale gelirdi. Onu güçlü tutmak için soğukkanlı olup umursamıyormuş gibi görünmeliydim, duygusallığımı gece o uyuduğu zamana bırakmam gerekiyordu.
"Salak ne kadar korktum biliyormusun?"
"Tahmin ediyorum ama telefondan dinlediğine emin olduğum için gayet sakindim ve geleceğinden de emindim."
"Sen planı yaptın bana yine uygulamasını bıraktın her zaman olduğu gibi"dedi ses tonuna yansıyan korkusuyla. O kadar çok sıkıyordu ki sarılırken bir ara bütün kemiklerimi kıracağını düşünmeye başladım
"Maya bu orospuçocuğu bana bişey yapamadı ama sen bütün kemiklerimi kıracaksın biraz daha sıkarsan" dedim canımın yandığını gün gibi ortaya seren ses tonumla. Atlas'ta ortamdaki duygusallığı biraz olsun dağıtmak için olayı şakaya çekti
"Çekil kız biraz da biz sarılalım" diyerek Maya'nın omuzlarından tutup benden uzaklaştırdı. Elimden tutup beni ayağa kaldırdı ve sıkıca sarıldı
"Bir an gerçekten sana bişey olucak sandım"
"Şş unutmayın ki benim soyadım Ateş dokunanı yakarım..." diyip göz kırptım ve devam ettim
"O yüzden kimse bana istemediğim birşey yapamaz"
Atlas gülümseyerek benden ayrılınca Maya'nın yanına gidip onu kolumun altına aldım, hemen elleri saçıma gidince gülümsedim bu hareket beni rahatlatıyordu
"Bir daha asla saçlarınla oynayamayacağımı düşünmüştüm"
"Sende beni iyice gözden çıkarmışsın ha"
"Lan siktir bi amk o bayıldığın zaman telefondan sesin gelmediğinde aklımı yitiriyordum az daha" diyince yapmacık bir kahkaha attım onu rahatlatmak için
"Geçti bak buradayım şimdi. Merak etme sen büyümeden bırakmam seni, hiçbir ablanın bırakmayacağı gibi" dedim biraz olsun yatıştırmak için
"O zaman ben hiç büyümeyeceğim" dedi çocuksu ses tonuyla. Geçen sefere göre daha kolay toplamıştı kendini, o zaman çocukluğunda verdiği etkiyle bende korkmuş ve ağlamıştım o yüzden onu sakinleştirememiştim. Ama şimdi onu sakinleştirebilecek kadar iyi durumdayım o yüzden oda benden güç alarak kendini daha kolay toparladı ama herşeye rağmen çok kortuğunu gözlerinden anlayabiliyordum. Biz Maya ile sarılırken polisler gelip Batu'yu Buğranın üzerinden aldılar ve Buğra için ambulans çağırdılar. Batu çok kötü dövmüştü onu ağzı yüzü kan içinde hareketsiz bir şekilde yerde yatıyordu büyük ihtimalle bayılmıştı. Batu beni görünce 3 büyük adımda yanıma gelerek beni kendine çekip sımsıkı sanki aradan saatler değilde yıllar geçmiş gibi sarıldı, saçlarımdan öpüp çenesini başıma yasladı. Bir süre böyle kaldık
"Batu öldürmek mi istiyon beni?" dedim gülerek
"Çok mu sıktım?" dedi kollarını gevşeterek kulağıma doğru eğilip konuşmaya devam etti
"Çok korktum Mina sana bişey olucak diye çok korktum. Seni bidaha göremeyeceğimi düşündükçe kafayı yedim, o çok sevdiğin gökyüzü anlamını yitirdi sen yokken o piç sana bişey yapacak diye ömrümden ömür gitti" dedi. Konuşurken sanki Buğra burdaymışta beni kollarından alacakmış gibi yine sıktı. Biraz fazla duygusaldı bu gece
"Bak iyiyim şimdi bana bişey yapmadı. Yapamazda merak etme" dedim. Kollarını gevşetip beni bırakınca Maya'nın yanına geçtim
"Ee gençler kamp alanına geri mi  gönüyoruz?" dedim. Neşeli olmaya çalışan bir şekilde
"Sen nereye istersen oraya prenses" dedi Batu
"Benim yüzümden eğlencemizi bölmeyelim kamp alanına gidelim o zaman" dedim. Atlas omuzuma vurarak
"Prenses emrini verdiğine göre gidebiliriz" diyip Batunun kolundan çekerek kapıya doğru götürdü. Bende kolumu Maya'nın omuzuna atarak onu kapıya doğru ilerlettim
"Kamp alanına gidelim söyleyeceklerim var sana" dedi şaşkınca ona baktım
"Hayırdır lan?"
"Gidelim konuşuruz" dedi beni meraka düşürmek için, istediğini de başardı acaba ne diyecek lan bu  bana?

**
Polis arabası bizi kamp alanının önüne bırakmıştı. Adam giderken biraz dinlenip merkeze döndüğümde ifade için karakola gitmemi tembihlemişti, Salı günü hallederim en azından okulu da ekmiş olurum diye düşünerekten Salı günü geleceğimi söyledim. Kamp alanına gittiğimizde müdür yardımcısı bizi kapıda karşılamıştı klasik çok üzüldüğünü falan söyleyip beni çadıra gönderdi. Çadıra gitmek yerine ortak alana gitmek istedim, şu an ortak alana doğru yürüyoruz. Maya yine kolumun altında, Atlas ve Batu ise arkada ortak alana girmiştik. Bizi ilk Buse gördü, koşarak yanıma gelip bana sarıldı
"Lan çok korktum be öldüm resmen"
"Sorun yok bak iyiyim" dedim en sakin ses tonumla...
Hepsiyle daha yeni tanışmamıza rağmen sanki yıllardır bir aradaymış gibiydik. Maya'nın anlattığına göre benim kaçırıldığım duyulunca hepsi çok korkmuş. Daha önce çok okul değiştirdik ama bu okulun ki gibi bir ortama ilk defa giriyorduk ikimizde, çok samimilerdi ilk defa bizden korkup nefret etmek yerine bizimle iyi anlaşmışlardı, yeri geldiğinde bizi korumuşlardı. Buseden sonra sınıftaki herkes gelip halimi hatrımı sormuş ama 1 kişi 'Oğlum annem kaçırılmış gibi korktum lan' diyerek üzerime atlamış ve Batunun üzerine ikimizi birden düşürmeyi başarmıştı. Bilin bakalım kim?
Yiğit dediğinizi duyar gibiyim, evet o gerizekalı benim onun ağırlığını kaldırabileceğimi düşünüp üzerime atlamış ve bizimle birlikte Batu'yu da düşürmüştü. Zavallı Batu olan ona olmuştu ikimizim altında kalarak. Bütün sınıf bize gülerken Yiğit'i üzerimden attım ve Mayanın uzattığı elinden tutarak ayağa kalktım. Ben kalktım ama Yiğit ve Batu hala yerde yatıyordu çünkü sınıftakiler gülme krizi geçirirken kimsenin aklına onları kaldırmak gelmiyordu. İkisi de yerde oturur pozisyona gelince Batu Yiğit'in kafasına vurdu
"Mal bu incecik kız senin o öküz gibi bedenini nasıl kaldırsın"
"Ya ne vuruyon kafama acıdı"
Yiğit'in cevabı herkesi yeniden güldürürken Batu ellerini göğe kaldırıp Allah'tan sabır diledi. Herkes gülerken arkada tek başına ağlayan Elif'i gördüm, yanına gitmek için adım atacağım sırada çadırların olduğu taraftan Elif'e doğru giden Salihi gördüm. Onu görmemle sinir katsayım yükselip kan beynime sıçradı
"Şimdi siktim belanı Salih!"

*Bölüm Sonu...
Batu'nun Mina'ya olan sevgisi hakkında ne düşünüyorsunuz?Yorumlarınızı bekliyorum...😘💙*

Bela İkiliWhere stories live. Discover now