42. BÖLÜM

4.3K 197 3
                                    

Sınıfa çıktığımızda Batu ile Atlas sınıfta değildi. Biz arkaya geçip oturduğumuzda Yiğit yanımıza geldi
"Neden böyle birşey yaptın?" dedi Deniz'e bakarak. Henüz sakinleşmemiş olan Deniz bir de Yiğitin bu söylediğinin üzerine iyice sinirlenerek ayağa kalktı
"Ne yapmışım lan?!"
"Ne ne yapmışım?! Biri sevgilini güllerle bekledi iki tane vurup bıraktın, yakışmadı!" dediğinde Maya ve Barış gülerken ben şaşkınlıkla Yiğite baktım, Denizde sinirle bana baktı
"Hep Minanın yüzünden! Ayırdı hemen vuracaktım yoksa"
"Ulan malmısın?! Zaten zor sakinleştirdim" dediğimde Yiğit omuz silkti.
"Nereye gitti bunlar?" dedi Barış
"Sizden sonra Atlas 'hakkettin sen' diyerek kaldırdı götürdü sınıftan, Batu baygındı ya da bayılmak üzereydi"
"Hee Atlas bey madem abimin haklı olduğunu biliyordu ne bok yemeye ayırmaya çalıştı?"
"Deniz haklı da olsa arkadaşımın dövülüşünü izlemek bana yakışmaz. Biraz da benim açımdan düşün" diyerek sınıfa girdi Atlas, tek başınaydı Batu yanında değildi
"Batu nerede?" diye sordu Maya
"Yan taraftaki sağlık ocağında"
"Sormadılar mı noldu buna diye?" dediğimde bana baktı
"Sordular merdivenden yuvarlandı dedim" diyince Deniz kahkaha attı
"Bu arada Barış bir dahakine karşındakini tutarken biraz uzak dur. Benim yerimde gerçekten sana düşman olan biri olsaydı dayak yerdin"
"Derken?"
"Tekme atabilirdim, sana zarar vermek isteseydim" dediğinde Barış şaşkınca Atlas'a baktı
"Umarım birdahakine hatırlarım" dediğinde Atlas güldü. Bu sırada sıranın üzerine çıktım
"Bu kavga olayı burdan çıkarsa, sınıftan olmayan herhangi birine ya da idareye giderse içine sizi de koyar yakarım burayı haberiniz olsun!"
"Sorana merdivenden yuvarlandı diyin!" diyerek ortak yalanımızı söyledi Atlas.
"Güzelim inecekmisin artık düşmeden" dedi Deniz bana bakarak
"Niye ya iyiydim böyle"
"Düşeceksin bir yerine bi-" daha cümlesi bitmeden dengemi kaybettim ve Deniz'in kucağına düştüm
"Keşke cümlemi tamamlayabilseydim" dediğinde kahkaha attım. Kahkaha atışıma güldü
"Ben sana neden kızgın kalamıyorum acaba?"
"Bana neden kızacaktın ki?"
"Ayırdın diye" diyince göz devirdim
"Ne yapaydım sen orada benim yüzümden kavga ederken bende kenardan sana taktik mi verseydim?" dediğimde güldü bu sırada kapı açılıp hoca içeri girince Deniz beni yere attı, evet bildiğiniz attı son anda Barış kolumdan tutunca dengemi sağlayıp sinirle Denize baktım
"Sen nasıl bir öküzsün acaba?!"
"Ya hoca görmesin diye şey ettim"
"Aşağı attın" dedi Barış gülerken, Maya zaten kahkaha atmamak için kendini sıkarak kıs kıs gülüyordu
"Bu arada sorunun cevabı safkan öküz" diyerek konuya dahil oldu Yiğit ve onun bu lafıyla birlikte Atlas, Maya, Barış hatta Deniz ve ben bile kahkaha atmaya başladık. Hoca bize ters ters bakarken Buse uyuduğu sıradan kafasını kaldırıp
"Ne oldu ya, birşey mi kaçırdım?" diyen Buse ile daha çok gülmeye başladık. Elif ise Busenin kafasına vurarak
"Keçileri kaçırdın ya kanka" dediğinde çoktan gözlerimden yaş gelmeye başlamıştı. Hoca birden elini masaya vurarak ayağa kalktı
"Şu gülen arkadaşları tahtaya alalım!" diyince hepimiz gülmeyi bıraktık, ders Felsefeydi ve hiçbirimizin birşey bilmediğinden adım gibi eminim
"Hocam biz gülmedik bizim paralel evrendeki yansımalarımız güldü" diyerek Felsefe oranımızı ortaya koydu Yiğit
"Hocam Yiğit haklı siz onları duymuşsunuzdur" diyerek ona destek veren Atlas ile sıvamaya başladık
"Değil mi arkadaşlar biz gülmedik?!" diyerek sınıfa döndü Barış
"Bencede hocam oturalım biz artık" dedi Deniz
"Benimle dalga geçmeyi bırakıp tahtaya çıkın da ben de size güleyim biraz" diyince Denizin kolundan tutup sıradan dışarıya ittim
"Yavanlığınızda yemediğine göre çık hadi" dedim fısıltıyla. Hep birlikte tahtaya çıkınca sınıf bir an boş gözüktü gözüme sonuçta sınıfın yarısını oluşturan biz tahtadaydık. Diğerlerinin adını ezberleme gereği bile duymadığım için onları pek takmıyordum. Biz tahtaya dizilince hoca sırıtarak bize baktı
"Bu çok kötü sırıtıyor ağzımıza sıçacak demedi deme" dedi Maya
"En kötü disiplin ona da alıştık zaten" dediğimde güldü
"Rahatlığınıza hayranım" dedi Elif
"Napalım bünye alışkın" dediğimde o da güldü. Buse zaten gözlerini zar zor açıyordu, hiçbir şey umurunda değildi. Erkeklere kızlar ayrılmış bir şekilde duruyorduk.
"Şimdi size bir soru soracağım bilmeyen müdür yardımcısına gider" diyince bizimkiler güldü
"Hocam siz hiç yorulmayın biz hepimiz gidelim hemen" dedi Deniz
"Aynen hocam nasıl olsa hiçbirimiz bilemeyeceğiz" diyerek onu destekledi Atlas
"Siz ne dersiniz?" diyerek bize baktı hoca
"Hocam kambersiz düğün olmaz" dedi Maya
"Disiplini düğüne benmetmemiz" diyip başını salladı Buse
"Aa uyanmış!" diyip güldü Elif.
"Gerçekten normal değilsiniz!" diyerek şaşkınca bize baktı hoca
"Hocam yeni mi farkettiniz ?" dediğimde bizimkiler yeniden kahkaha attı
"Size psikolog önereyim istermisiniz?" dedi son derece ciddi bir şekilde
"Hocam en son gittiğim psikolog 'ben bununla uğraşamayacağım, bunun sıkıntılarını çözeyim derken benim psikolojim bozuldu' demişti amcama" dedi Deniz
"Hocam beni de en son özel bir ruh ve sinir hastalıkları hastanesine yönlendirdiler" dediğimde bizimkiler hariç herkes bana şaşkınca baktı, hoca şaşkınlığını üzerinden atınca kapıyı gösterdi
"Bende sizi müdür yardımcısının odasına yönlendireyim gençler topluca" diyince kapıya en yakın olan  Buse ilk çıktı, sonra Elif, Maya, ben, Deniz, Barış, Atlas, Yiğit sırayla sınıftan çıktık. Kapıyı kapattığımızda Buse durdu
"Gidecekmiyiz?"
"Napalım burada mı bekleyelim?" dedi Yiğit
"Bence arar ya" dedi Elif
"Hadi ya ne korkuyorsunuz biz haftada en az 10 kere gidiyorduk o odaya birşey yapmıyorlar" dediğimde herkes güldü ve en alt idari kata doğru yönlendik.
"Bu kaçıncı disiplininiz?" dedi Yiğit
"İlkokul dahil mi?" dedi Maya
"Yuh o kadar mı?"
"Biz lisede başladık" dedi Deniz
"Abicim niye ilkokulda bizden 3 yaş büyüklerin arasına girdiğimizi söylemiyorsun ?"
"He doğru" dediğinde güldüm
"Ben kendime şükrettim" dedi Atlas
"Sen kaç kere gittin?" dediğimde gülerek bana baktı
"Okul hayatımda 5 kere"
"Benim 2" dedi Buse
"Benim 1" dedi Yiğit
"Valla benim 4" dedi Elif
"Oo onlarda sayı mı ya?" dediğimde kahkaha attık. Müdür yardımcısının odasına geldiğimizde herkes birbirine bakarken Deniz öne geçip kapıyı çaldı
"Gelin!" Sesi gelince kapıyı açtı ve içeriye geçtik
"Gençler hayırdır toplanıp gelmişsiniz" diyince söze girdim
"Hocam felsefe öğretmenimiz güldüğümüz için size gönderdi" dediğimde bir saate bir bize baktı
"Ders başlayalı 10 dakika olmuş daha ne çabuk geldi de derse başlayıp siz güldüğünüz için kızdı"
"Hocam defteri doldururken güldük ders başlamamıştı" dedi Deniz
"Niye güldünüz?"
"Yiğit espiri yaptı, Buse uyuyordu duymadı sonra güldüğümüz için kalktı.'Ben ne kaçırdım?' diye sordu bizde güldük" dedi Maya
"Yiğit ne espiri yaptın evladım?" diyerek Yiğite dönünce espirisi aklıma geldi ve hemen Yiğite baktım
"Hatırlamıyorum hocam" diyince derin bir nefes aldım
"Ben bu adamı anlamıyorum"
"Hocam bizde anlamıyoruz boşuna Frankenstein demedik" diyen Buse uykudan yeni uyanmış olmanın verdiği mallıkla hocanın lakabını söyledi
"Benim lakabım ne?" diyince Barış hemen söze girdi
"Hocam size bir lakap bulmadık. Sadece dersimize giren öğretmenlere buluyoruz" diyince daha fazla pot kırmamış olmanın verdiği rahatlıkla gülümsedim
"İyi bakalım, çıkın hadi" diyince şaşkınca baktık
"Nasıl yani hocam kızmayacakmısınız?" dedi Atlas
"Bence ben fikrimi değiştirmeden çıkın" diyince Elif
"İyi günler hocam" diyip kapıyı açtı
"Buyrun arkadaşlar" diyince hepimiz çıktık, en son o çıkıp kapıyı kapattı
"Sınıfa mı?"
"Tabii ki hayır" dedi Maya
"Kantin mi arka bahçe mi?" dedi Barış
"Bence arka bahçe, çimenler güzeldir" dedi Elif
"Bencede" dedi Yiğit. Herkes onaylayan mırıltılar çıkarınca arka bahçeye doğru yürümeye başladık. Kimseden ses çıkmıyor herkes kendi halinde yürüyordu, zaten ses çıkarırsak yakalanma ihtimalimiz vardı.
Arka bahçeye gittiğimizde hepimiz çimenlere uzandık, kimimiz duvara kimimiz ağaca yaslanarak birbirimize doğru oturduk
"Sizin şu psikolig meselesi ne?" dedi Yiğit
"Boşver uzun" diyince Deniz'e baktı
"Bencede"
"Ee o zaman bir konu açın" dedi
"Canım kavga etmek istiyor" dedi Maya
"Milletin sevgilisi gezmek ister, ne bileyim romantik şeyler hayal eder benimki kavga istiyor" diyince kahkaha attık
"Ne yapayım?"
"Bir gün bizim ringe gidelim" dedim
"Aa çok güzel olur özlemiştim seninle antreman yapmayı"
"Sizin ring?" dedi Elif
"Bizim buraya ilk geldiğimizde dövüşmeyi gittiğimiz bir yer vardı hatta bir süre öğretmenlik de yaptık gönüllü olarak" dedi Maya
"Niye bıraktınız ki?"
"Bizim antrenörümüz gidince yeni gelenle de biz anlaşamadık" dedim
"Ee hep bizim geçmişimizi konuşuyoruz yok mu sizde anılar falan?"
"Bu okulla ilgili olursa sevinirim, merak ediyorum buranın geçmişini" dedi Barış
"Valla bir zamanlar düşman bir okulumuz vardı" dedi Atlas
"He ya birkaç kilometre ötemizde bir lise var. Sürekli kavga ederdik" diyerek devam ettirdi Yiğit
"Sonra ne oldu?"
"En son siz gelmeden 1 ay önce iki okulun da hemen hemen bütün öğrencilerinin girdiği bir kavga oldu sonra elebaşlarını polis gözaltına aldı, karışanların yakalananları da disipline gitti" dedi Elif
"Ondan sonra hiçbirşey olmadı mı?"
"Yok onlar gelmedi zaten onlar gelmezse bizimkiler gitmez. Hani haksız olmayalım diye" dedi Buse
"Keşke yine gelseler" dedi Maya
"Gelselerse girmem sizi de bırakmam, kusura bakmayın"
"Mina'ya katılıyorum" dedi Deniz
"Ya abi neden ya?"
"Ulan ne işiniz var o kalabalıkta, biz dayak yemeyiz ama bizim taraf yerse yemiş sayılırız"
"Deniz haklı eğer sizinle birlikte girenler sağlam değilse o kavgaya girmeyeceksin. Ha çok yakın arkadaşın, kardeşin olmuş o ayrı mesela ben Maya ile ölüme olsa giderim. Ama burada kavga edenleri tanımıyoruz bile" dediğimde Barış onaylarcasına başını salladı
"Düşününce haklısınız" dedi Maya
"Ben o zamanki kavgayada girmemiştim" dedi Yiğit
"Ben o kavgada okulda değildim" dedi Atlas
"Ben sanırım o kavgayı internette görmüştüm ama okul isimleri yoktu" dedi Maya
"Ben uyuyabilirmiyim?" dediğinde hepimiz Buseye baktık
"Gece beşik mi salladın lan sen hayırdır?" dedi Maya
"Beşik sallasam bu kadar olmazdı"
"Niye? Ne oldu ki?" dedi Yiğit
"Uyku tutmadı"
"Ha sende şimdi uyuyorsun" dedim
"Ne yapayım"
"Yat dizime uyu" dedi Elif. Buse bir süre ciddilik derecesini ölçmek için Elifin gözlerine baktıktan sonra başını onun dizlerine koydu ve gözlerini kapattı.
"Ciddi ciddi uyuyacakmısın?"
"Evet" uykulu ses tonuyla Barışın sorusuna cevap verince hepimiz güldük ama bu kez Buse istifini bozmadan uyumaya devam etti. Bu sırada Deniz kulağıma eğilip
"Bende senin dizinde uyuyabilirmiyim?" diyince sinsice ona baktım
"Hayır, sen beni aşağı attın" dediğimde güldü
"Ama hoca gelmişti"
"Yine gelebilir okuldayız" dediğimde güldü ve arkasına yaslanarak beni kolunun altına aldı, gülümsedim. Tekrar bizimkilere dönünce Barış ve Mayanın da bizden farkı olmadığını gördüm, Yiğit ve Atlas ise duvara yaslanmıştı. Dersin bittiğini gösteren zil çaldığında uzattığım ayağımı Elife vurdum
"Uyandır seninkini de yukarı çıkalım" dediğimde kafasını salladı ve Buseyi dürttü
"Kalk hadi yukarı çıkacağız" dediğinde Buse zorla gözlerini açtı
"Daha yeni dalacaktım ya" diyince Yiğit şaşkınlıkla ona baktı
"Ulan bir neredeyse horlayacaktın bir de daha uykuya dalmadın mı?" dediğinde hepimiz kahkaha attık
"Ben bir Batu'ya bakayım" diyerek ayaklandı Atlas
"Geçmiş olsun dileklerimi iletirsin" diyerek dalga geçti Deniz. Atlas gülerek kafasını salladı ve hızlı adımlarla bahçenin çıkış kapısına doğru ilerledi. Buse kendisine gelince bizde yukarı çıkmak için oturduğumuz yerlerden kalktık malum bir daha atılmak istemeyiz...

Bela İkiliWhere stories live. Discover now