47. BÖLÜM

4.3K 190 14
                                    

Medya: Maya ile Mina'nın düğün kıyafetleri :)

~~Yazardan~~ (ilk kez böyle yazacağım hadi hayırlısı...)

Halit o gün herkesten önce uyanmıştı, kızların odasına girmek istemeyip Denizlerin odasına doğru gitti, kapıyı açıp içeri girdiğinde birbirine sarılmış yatan Barış ve Maya ile karşılaştı. Her ne kadar onları utandırmak istemese de uyandırması gerekiyordu
"Barış"
"Barış!"
"Oğlum uyansana" dedi kolundan tutup sarsarak
"Ne oldu amca?"
"Düğün var bu gün hadi kalk" diyip odadan çıktı. Kızların odasında Deniz ve Mina'nın uyuduğunu tahmin ederek o odaya gitti, kapıyı açar açmaz Mina kafasını kaldırıp kimin geldiğine baktı, Halit'i görünce hafifçe kızardı
"Uyanıkmıydın kızım?"
"Kapı sesine uyandım amca" dedi doğrulmaya çalıştı ama Deniz'in kolu üzerindeyken bunun imkanı yoktu
"Bizim koca oğlanı da uyandır bu gün çok işimiz var, düğün falan" diyip odadan çıktı...

~~MİNA'NIN AĞZINDAN~~

Halit amca odadan çıkınca bende tekrar başımı Deniz'in göğsüne gömdüm
"Sanırım utancımdan öleceğim!" dediğim sırada Deniz gözlerini açtı
"Amcam takmaz böyle şeyleri, bişey olmaz" dedi
"Sen uyanıkmıydın?"
"Uyandım kapıya da sen benden önce davrandın" dedi
"Yok ben kesin ölecem utancımdan" dedim
"Güzelim sakin" dedi gülerek
"Gülme ya komik mi?"
"Tamam tamam, hadi kaldır kafanı da günaydın öpücüğümü alayım" dediğimde yanağımı uzattım öptükten sonra gülümsedi, bende gamzesini öptüm.
"Ben gideyim sen de üzerini değiştir, rahat bişeyler giy sonra kuaföre giderseniz üzerini değiştirirsiniz orada"
"Yok ya bizim ne işimiz var kuaförde ben burada daha güzel yaparım" dediğimde gülümseyip burnumu sıktı
"Becerikli sevgilim benim... O zaman eve gelir üzerinizi değiştirirsiniz sonra gideriz"
"E biz neden gidiyoruz ki?"
"Ne bileyim ben? Amcamın işleri işte" diyip yataktan kalkıp odadan çıktı, o çıkarken Maya'da içeri geldi
"Günaydın Mavim"
"Günaydın Cadı'cım" dediğimde gülümsedi
"Kuaför falan dedi Barış, biz gitmeyelim ya"
"Bende onu diyecektim, gitmeyelim ben evde yaparım saçımızı"
"Aynen öyle yapalım" diyip kafama bu gün giyeceklerimi fırlattı
"Sağol ya" dediğimde gülerek
"Ne demek görevim" dedi.
Üzerimizi değiştirdikten sonra aşağıya indik
"Günaydııın" dedim mutfağa doğru giderken
"Günaydıın" dedi Maya hemen arkamdan
"Günaydın kızlar, neşelisiniz yine" diyip güldü Halit amca
"Biz hep neşeliyiz" dedi Maya.
"Güzel güzel, hadi biz sofrayı kuralım sizinkiler ekmek almaya gitti" dedi Halit amca
"Sen otur amca biz kurarız sofrayı" dedim mutfaktan. Ben sofrayı sererken Maya omlet yapmaya başladı. Tabakları masaya indirip tekrar mutfağa döndüm, peyniri çıkarıp servis tabaklarına koydum ve onları da sofraya götürdüm.
"Sen daha gelme ben çayla omleti de alır gelirim" dedi Maya
"Tamam" diyip içeri geçtim ve yerime oturdum
"İki dakika da ne güzel sofra kurdunuz siz öyle" dedi gülerek Halit amca
"Yaptık bişeyler amca" dedim, ya bu adam sabah Denizle yatarken gördü bizi ya... Maya bir elinde tepsi diğer elince çay ile geldi ve elindekileri masaya bıraktı
"Tamamdır, nerede kaldı bizimkiler?"
"Gel-" kapının açılma sesi Halit amcanın sözünü kesti
"Geldiler" dedi Halit amca gülerek
"Günaydın millet" diyerek içeri girdi Barış
"Günaydınnn" dedi Deniz
"Günaydın" dedim gülerek. Deniz gelip yanıma oturdu, Barış ise Maya'nın yanına benimse karşıma oturdu.
"Bu gün napıyoruz?" dedi oturur oturmaz
"Az önce ablamla konuştum, dün yaptığınız yemekler çok beğenildiği için bu gün düğünden önce köy meydanında yenecek yemeği siz hazırlıyorsunuz kızlar; masalar, sandalyeler, dans edilecek yer de bizde"
"Yanlış anlamazsanız bişey sorucam" dedi Maya
"Yok kızım sor sen" dedi Halit amca
"Neden düğün salonda değilde köy meydanında yapılıyor?"
"Gelinin hayaliymiş bizim oğlan da gerçekleştiriyor"
"Ne güzel" dedim. Bu konuyu düşününce aklıma geldi de ben daha önce hiç düğünüm ile ilgili hayal kurmamıştım. Halbuki her kız çocukluktan başlar bu hayallere, biz çok mu anormaliz?
"Sizin ne hayalleriniz var?"dedi Halit amca
"Bilmem" dedi Maya
"Nasıl bilmem?" dedi Barış
"Yani daha önce hiç düğünümün hayali kurmamıştım ki, yani aşka inanmıyordum" dedi Maya
"Sen?" diyip bana baktı Halit amca
"Bende aynısı. Beni bir çift mavi göz inandırdı aşka, o günden beri de hayal kurmaya zamanım olmadı" dediğimde elimi tuttu Deniz.
"Senin düğününle ilgili tek emin olduğum şey, sen spor ayakkabı giyersin gelinliğin altına" dedi Maya gülerek
"Bence kesin o düğünde olay da çıkar" dedi Barış
"Sakinlik bize göre değil" dediğimde kahkaha attı herkes
"Dün eve gelirken anladık onu ya, bir anda baktım kavga izliyorum" dedi Halit amca.
Yemeğimizi bitirdikten sonra hep birlikte sofrayı topladık ve evden çıktık. Bu kez Deniz elimi sıkıca tutuyordu
"Akşam düğünde ne giyeceksiniz siz?" dedi Barış
"Sürpriz!" dedi Maya sonra bana dönüp göz kırptı, gülümsedim
"Yenge sen söyle ya!"
"Sürpriz" dedim gülerek.
Hatice halaların evine gelip kapıyı açtığımızda bahçeye kurulmuş büyük kazanlarla göz göze geldim
"Yuh! Bunlarda mı yemek yapacağız?" dedim Deniz'e bakarak
"Geçmiş olsun Mavilim" diyip güldüğünde karnına vurdum
"Komik değil!" dedi Maya benimle eş zamanlı
"Oo hoşgeldiniz gençler" dedi Hatice hala
"Abla ben de kendimi bir an genç hissettim"
"He he en gençleri sensin zaten" dedi dalga geçerek ve devam etti
"Kızla gelin siz doğrama işlerini yapın, kazanlar zaten sizin kadar pişirirken zorlanmayın. Beyler siz de kapının önünde duran pikabın arkasındaki masaları meydana dizeceksiniz. Hadi çabuk olun akşama az kaldı!" dedi acele acele, o sözünü bitirince Deniz'e döndüm
"Dün ki kızla konuşursan..." dedim tek kaşımı kaldırarak
"Yok yok asla" dedi gülerek ve el sallayarak bahçeden çıktı.
"Görüşürüz yengesi" diyerek yanağımı sıkıp tam vuracağım anda kaçarak bahçeden gitti.
Onlar gidince bizde Maya ile Hatice Hala'nın yanına geçtik
"Siz doğramaya devam edin, ben kazanların başında durayım" diyip bıçağı bize bıraktı ve kazanların başına geçti. O gidince bizde Maya ile karşılıklı oturup doğramaya başladık, kafamı bir çevirdim, ki çevirmez olaydım, kenarda bir 10 kiloluk bir torba dolusu patates ile gözgöze geldim
"Maya!" dediğimde bana bakınca gözlerimle patatesleri gösterdim, dönüp patateslere bakınca ağzı açık kaldı
"Oha! Hala biz bunların hepsini doğrayacakmıyız?"
"Hı hı daha bir o kadar biber, domates, soğan falan var hadi hadi" dedi  Hatice hala, elinde işe o kadar odaklanmıştı ki hızlı hızlı konuşuyordu
"Şimdi biz bunun hepsini doğrayacaz mı?"
"Kafanda büyütmeden başla, daha eve gidip hazırlanacağız" dediğimde omuzlarını düşürdü ve elindeki işe döndü, bende yüzümdeki hayal kırıklığını belli etmemeye çalışarak doğramaya devam ettim...

Bela İkiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin