4. BÖLÜM

15K 746 9
                                    

Kaskı alıp Maya'ya doğru fırlattım
"Soru sormanın zamanı değil bin hemen!!"
Hiçbirşey demeden kafasına kaskını takıp motora bindi. Ben de bir yandan motoru çalıştıyor diğer yandan çıkacak bir yol bakıyordum. İleride yarış yolundan ayrılan patika gibi bir yol vardı nereye gittiğini bilmesem de oradan gitmekten başka çaremiz yok şimdilik oradan gidip ortalık sakinleşince bir şekilde evin yolunu buluruz. Maya'ya sıkı tutun diye bağırdıktan sonra son gaz o yola ilerledim. Polisler daha yeni arabalarından iniyordu zamanımız var demek oluyor ama inşallah plakalamı almazlar. Patika yola girdik yol biraz bozuk ama idare eder. Arada bir aynadan geriye bakıyordum ama gelen giden yok. Yolun fazla ıssız oluşu beni korkutuyor Maya da korkmuş olucak ki çok sıkı sarılmıştı bana. Tamam sürekli kavga edip olay çıkarıyoruz ama hiçbir zaman polislik olmadık yani ilk defa polisten kaçıyoruz asıl korkumuz o yüzden. Nereye doğru gittiğimizi bilmeden ilerliyordum ve bu durum canımı sıkıyor mekandan da bayaa uzaklaşmıştık. İleride göl gibi bir yerin kenarında durup farları söndürdüm. Motoru ağaçlara yakın kolay kolay farkedilmeyecek bir yere bırakıp aşşağıya indik. Kasklarımızı çıkardık Maya'nın korktuğunu gözlerinden anlayabiliyorum.
"Neden durduk? Napıcaz burda mk?!"
"Nereye gittiğimizi bilmeden daha fazla ilerleyemezdik. Yolun sonu belli değil navigasyondan bakmam lazım" dedim Maya kafasını sallayıp beklemeye başladı. Telefondan navigasyonu açıp baktım. Bu 5 kilometre kadar sonra ana yolla birleşiyor. Bizim eve uzak bir yer olsa da en azından ana yol zaten hemen eve gitmeyi düşünmüyorum. Sahile gidip biraz sakinleşmemiz lazım ayrıca peşimizde polis varsa da atlatmamız gerekiyor. Yola biraz bakınıp Maya'ya döndüm
"5 kilometre sonra ana yola çıkıyor. Sahile gidip biraz sakinleştikten sonra eve gideriz olur mu?"
"Olur şurdan bir an önce kurtulalım başka bişey istemiyorum" dedi. Kafamı sallayarak onu onayladım. Tam motora doğru ilerliyordum ki arkadan bir ses duydum
"Oooo Ufuk gel gel bak burada iki tane kedicik var" arkamı döndüğümde sarhoş iki tane çocuk gördüm. Maya'ya baktığımda kaşlarını çatıp göz kırptı, bu bizim aramızda senden işaret bekliyorum dalıcam demekti. İkisi yanyana gelince "Kavga mod on!!" diye bağırıp çocuğun birine yumruğu geçirdim. Maya ise başına tekme atmıştı. Sarhoşluğunda etkisiyle ikisi de bayılmıştı. Maya bana bakıp
"Bu çok kolay oldu ama hemen bayıldılar"
"Şu an daha önemli bir sıkıntımız var hadi gidelim"
Kafasını sallayıp motora bindi. O binince motoru çalıştırdım ve hızla sürmeye devam ettim. 5 kilometrelik yol bozuk olduğu için 15 dakika kadar sürmüştü. Ana yola çıkınca bana bir rahatlama geldi, Maya da belimdeki kollarını gevşetince onunda rahatladığını anladım. Eve gitmek yerine bizim evin birkaç sokak aşağısındaki sahile sürdüm. Yolda yarım saat kadar ilerledikten sonra sahile girdik. Göstergedeki saate baktığımda 01.30 yazıyordu o kadar zaman geçmişmiydi ya? Motordan inince çimlerim oraya doğru gidip oturduk. Maya denize doğru bakıp konuşmaya başladı
"Yanlız ne geceydi be ilk defa polisten kaçtık"
"Ama suçsuzduk yani Çınar- Lan Çınar demişken yarın ilk iş o çocuğu bulup ağzına sıçacam bizi oyuna getirmek neymiş görsün oç"
"Sen Çınarı al bende yanındaki şerefsizi Selimmiydi neydi"
"Tamam senin olsun. Yarın analarından emdiği sütü burunlarından getiricem"
"Ulan varya aklımdan çin işkence yöntemleri geldi üstlerinde denesek mi?"
"Olabilir yarın bakarız hadi şimdi eve gidelim uyumamız lazım zaten 4 saat falan bişey kaldı"
"Aynen hadi gidelim" motora bindik ve eve gittik. Garaja inip motorun üzerini örttüm ve tekerlerini birbirne zincirledim. Motoru bir süre çıkarmayı düşünmüyorum. Kaykay bize yeter zaten okul fazla uzak değil yorucu olmaz. Eve girdikten sonra ben ayakkabılarımızı yerine koyarken Maya kapıyı kilitledi.
"İyi geceler kardeşim" diyip odasına girdi bende arkasından
"İyi geceler kardeşim" diyip odama girdim. Yorgunluktan ölüyorum resmen hemen üzerimi değiştirip alarmı kurduktan sonra kendimi yatağa atıp uykuya daldım.
Sabah alarmın sesine uyandım. Alarmı kapatıp yataktan kalktım banyoya gidip rutin işlerimi hallettikten sonra Mayaya bakmak için odasına ilerledim. O da alarmını kapatmış boş boş yatakta oturuyordu
"Maya hadi kalk"
"Tamam"dedi ama kalkmayacağını biliyorum her zaman böyleydi o yüzden elinden tutup banyoya götürdüm. Bende dolabın karşısına geçip giyeceklerimi çıkardım. Biraz uzun siyah bir şort üzerine beyazdan koyulaşarak mavi olam bir tşört giydim mavi spor ayakkabımı giyince hazırdım. Çantamı alıp çıktım bu gün makyaj yapmak istemedim. Aşşağı inince Mayanında aynı şekilde giydiğini gördüm ama o mavi yerine mor giymişti. Herhalde kardeş olmak böyle bişey farkında olmadan aynı giyinmiştik. İkimizde birbirimizi görünce güldük ve evden çıktık
"Kaykayla gidiyoruz demi?"
"Evet motoru bir süre çıkarmayalım kaykayla idare edelim"
"Bana uyar" dedi kaykayları alıp okula doğru gitmeye başladık. Elele tutuşup kollarımızı olabildiğince açmış ilerliyoruz şu an. Saçlarımızı toplamadığımız ve hızlı gittiğimiz için saçlarımız uçuşuyordu halimizden dolayı etraftakiler bize bakıyordu. Okul yoluna girip etraf sakinleşince yolda kendimize özgü hareketler yapmaya başladık. Bu arada Maya'ya seslendim
"Okulda ilk iş Çınarları buluyoruz"
"Aynen" diyip kafasını salladı. Okula yaklaşınca yeniden elele tutuşup kollarımız açarak ilerlemeye başladık. Girişin orada Atlas durmuş gülerek bize bakıyordu. Kollarımızı onun üstündem geçicek şekilde ayarlayıp ona doğru gidince o da kollarımızın altından geçebilecek şekilde eğildi ve geçtik. Onu geçtikten hemen sonra Maya ile ellerimizi bırakmadan kaykayların arkasına basıp hem durmamızı hemde kaykayların havalanmasını sağlayacak hareketi yapmış bulunduk. Eğilerek etrafta bizi izleyenlere selam verdik herkes alkışlarken biz gülüyorduk. Atlas arkadan gelip kollarını omuzumuza attı ve yürümeye başladık
"Günaydın bela meleklerim"
"Günaydın"
"Günaydıın" dedim
"Hayırdır keyfiniz yerinde galiba?"
Maya bana bakıp göz kırptı
"Evet öyle"
"İyiymiş bak bana da neşe getirdiniz" diyince gülerek
"Kıymetimizi bil işte"dedim
"Okuldaki ilk kankanız benim galiba"
"Evet hoşuna gitti bakıyorum"
"Evett" dedi gülerek o sırada Maya ileriyi işaret etti ve
"İlk düşmanlarımızda geliyor"dedi Atlas anlamaz gözlerle bakarken elimdeki kaykayı Maya'ya gösterdim bunun anlamı açıktı. Çınar benim tarafımda Selim ise Mayanın tarafındaydı, Atlas'ın kollarından çıkıp onlara doğru iki adım attık ve aynı anda kaykaylarımızı suratlarına geçirdik. Hala sağlam olan kaykaylarımızı Atlasa attık ve yerde yatan Çınarla Selimin üzerine çıkıp vurmya başladık. Dünün intikamını almak için vuruyorduk. Millet etrafımıza toplanmış bizi izliyordu Atlas ne yapacağını şaşırmış bir şekilde elinde iki kaykay öylece dikiliyorken müdür yardımcısının sesini duydum-kendisiyle dün tanışmıştık-
"Ayrılın lan bırakın çocukları kızım napıyorsunuz siz?!!!" derken bizi ayırmaya çalıştı ama başarılı olamadı, diğer hocalar falan derken kendimizi müdür odasında bulduk ha Çınar ve Selim mi? Revire götürüyorlardı en son gördüğüm. Müdür kaç dakikadır konuşuyor bilmiyorum ama dinlemekten yoruldum.
"Evladım siz kendinizi ne zannediyorsunuz erkek dövmek nedir ya?! Nasıl dövdünüz lan dağ gibi çocuları kız başınıza ?!! Bakın sakin sakin soruyorum neden yaptınız?"dedi Maya gülmemek için kendini zor tutarak konuşmaya başladı
"Hocam istediğimiz sorudan başlayabiliyormuyuz?"
"Nereden başlıyosan başla yeter ki cevap ver?"diyince aklıma doğumumdan başlamak geldi ama sıkıldım bu odadan bu kadar yavanlık yeter. Aklıma gelen fikirle sırıtıp konuşmaya başladım
"Hocam onlar bize laf falan attılar sarkıntılık ettiler koridordan geçerken bizde zaten dövüşçüyüz biliyorsunuz. Onlar bize yavşayınca bizimde sinirlerimiz attı ve dövdük" dedim Maya şaşkın şaşkın bana bakarken göz kırptım. "Yani kendinizi korumak için yaptınız?"
"Evet hocam aynen öyle" dedim hoca kafasını sallayıp nöbetçiyi çağırdı bir kağıda bişeyler yazıp onu gönderdi. Sonra bize döndü
"Hem ilk olayınız olması hemde kendinizi korumak için yapmış olduğunuzdan dolayı bu seferlik bişey demiyorum sınıflarınıza çıkabilirsiniz" diyince kafamızı sallayıp odadan çıktık. Kapının önünde Çınarları gördük bizi görünce kırmızı görmüş boğaya döndüler. Onları takmayıp sınıfa doğru ilerlemeye başlamıştık ki Selim arkamızdan
"Bunu sizin yanınıza bırakmayacam! Hesap vereceksiniz!!"diye bağırdı ve müdürün odasına girdi
"Sen önce bi müdüre hesap ver de sonra bize hesap sorarsın" diyip Maya'ya baktım göz göze gelince kahkaha atmaya başladık...

*Bölüm sonu...
Yorumlarınızı bekliyorum 😊😘*

Bela İkiliWhere stories live. Discover now