40. BÖLÜM

4.5K 223 20
                                    

Sahile kadar yürüyerek gelmiştik, zaten başka çaremiz de yok. Sahilde bizden başka kimse yoktu yani meydan bize kaldı
"Ee geldik buraya napacağız şimdi?"
"Bilmem bir eğlence buluruz herhalde" diyince şaşkınlıkla Mert'e baktım
"Sen bizi buraya getirirken plan yapmadın mı?"
"Yoo, ben ne zaman planlı yaşamışım"
"Sana uyan aklıma sıçayım ben!" dedim.
"Amk keli bizi niye getirdin buraya" diyerek Mert'in kafasına vurdu Maya
"Sensin kel lan" diyince kahkaha attım. Bunlar hiçbir zaman büyümeyecek, artık bundan eminim.
"Benim sevgilim kel değil bir kere" diyerek konuya dahil olan Barış ile onlara siz ciddi olamazsınız bakışı atmaya başladım. Bu sırada Deniz elini belime koyarak beni kendisine çekti
"Hiçbir zaman büyümeyecekleri konusunda sana katılıyorum" diyince şaşkınlıkla ona baktım
"Ben onu sesli mi söyledim?"
"Yok aklını okudum"
"Ya ciddi soruyorum!"
"Valla sesli söylemedin, ben tahmin ettim" dediğinde ben şaşkınca ona bakarken Mert
"Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş" diyince gülerek ona baktım.
"Hiç öyle bakma Mavi sende bize yapıyordun. Mert haklı" diyince Maya'ya baktım, ama sesimi çıkarmadım. Çünkü ikisi de haklıydı, benim genelde yaptığım birşey insanların yüz şekillerinden ne düşündüğünu tahmin etmek veya bir konuşmada seçeceği kelimeleri genelde tahmin ederim ve tahminlerim beni hiçbir zaman yanıltmaz.
"Tamam niye kızıyonuz ki yani sesimi mi çıkardım sanki?" dedim küçük çocuk edasıyla.
"Ee napıyoruz şimdi?" dedi Barış
"Valla isterseniz eve gidelim" dedim
"Bencede ya dedi Maya"
"Evde ne yapacağız ki?" dedi Deniz
"Oyun oynarız, film izleriz... Ulan yapacak şey mi yok?" dedi Mert.
"Sana uyan aklımı-" derken arkadan Deniz ağzımı kapattı
"Bunu daha önce söylemiştin güzelim" diyince güldüm.
"Sahil yolundan gidelim bari" dedi Maya
"Sahilden sizin eve çıkan yol var mı ki?" diyen Barış ile kahkaha attık
"Var var" dedi Mert gülerek
"Neden güldünüz ki?" diyince Denize baktım
"Yolda öğrenirsiniz" dedim ve yürümeye başladım. Yürürken Mert yanıma geldi
"Her zaman ki yerinde mi?"
"Evet"
"Ben önden gidip alıyorum o zaman. Siyah var mı?"
"Var var"
"Sokağın başında görüşürüz" diyerek hızlı adımlarla önden yürümeye başladı
"Mert nereye gitti?"
"Çok soru soruyorsun bu gece Maviş" dediğimde güldü
"Cevap alamıyorum ama" diyince gülümsedim
"Sabırlı bir mavi olursan herşeyi öğrenirsin" dediğimde güldü.
"Uslu bir çocuk olursam şirinleri görebilirim yani?" dediğinde kahkaha attım.
"Ne güzel kahkaha atıyorsun sen öyle?" dedi Maya
"Güldüren güzel ben napayım?" dediğimde
"Oooo" dedi Barış
"Ulan bana bir gün böyle söylemedin"
"Maya sen sevgilim değilsin diğer yarımsın söylememe gerek yok hissetmen gerekir bazı şeyleri" dediğimde gülümsedi
"Gönlümü almayı da biliyor!" dediğinde yine kahkaha attım.
"Bu konuda senden ders almalıyım sanırım yenge"
"Hoca kıvırtırsa cemaat zil takıp oynar hesabına dönmeyin sonra" dedi Deniz
"O ne demek öyle ya? Sen bana mı laf soktun şimdi" dediğimde gülümsedi
"Bak ya birde gülüyor yenge bence döv"
"Gaz getirme kızı kıvırcığım"
"Yengemle arama girmezmisin?" dediğinde kahkaha attı Maya.
"O bana kıyamaz hem" dedi Deniz
"Yok kıyarım da bu gün değil"
"Hangi gün"
"Allah büyük, gün çok"
"Hayda şimdi sıçtım"
"Ben demiştim abicim" dedi Barış
"Abi bu böyle diyorsa sen kork" dedi Barışın kolunun altındaki Maya
"Gökyüzümden gelen başım gözüm üstüne" diyince gülümsedim.
"O değilde Mina Batu sana ne hediye aldı? Kaçırdım da o kısmı"
"Bilmiyoruz okulda vericekmiş hediyesini" diyerek benim yerime cevap verdi Deniz.
"Niye ki?" dedi Barış
"Bilmiyorum ki bende, okulda vericem dedi sadece" dediğimde
"Cins bir hediye verirse ağzına sıçarım onun. Hepiniz şahitsiniz" dedi Deniz
"Ya saçmalama ne yapacaksın?"
"Hem en fazla ne alabilir ki?" dedi Maya
"Orası hiç belli olmaz hatunum"
"Onu boşver de ben sizin  hediyenizden korkuyorum Maya"
"Siz?"
"Senle Mert"
"Aa senin haberin yok mu Barış ve Denizin de sana bir hediyesi daha var"
"Ulan iyi ki söyleme dedik"
"Güzelim sen o çeneni neden tutamıyorsun?"
"Ne hediyesi?"
"Boşver yenge ya"
"Ah Maya ah" dedi Deniz
"Gitmeyin bacımın üstüne ya, hem siz onun bu parti sürprizini sakladığına şükredin" dediğimde Maya omuzuma vurdu
"Ya ben öyle ağzında laf durmayan birisimiyim?" diyince güldüm
"Bana karşı öylesin bacı kusura bakmayacan şimdi benden birşey saklayamıyorsun"
"O benim suçum değil ki ben mi sana diyorum yüzüme baktığımda ne düşündüğümü anla diye?" diyince güldüm.
"Kelebeğim sen bu parti işini nasıl sakladın yengemden?"
"Şöyle ki partinin 'p'sini kullanmadım"
"Keşke şu sonraki sürprizi de saklayabilseydin abicim" dedi Deniz
"Ya gitmeyin bacımın üstüne" dedim gülerek. Lafım biter bitmez telefonumun bildirim sesi sahilde yankılandı
"Ulan bu saatte kim mesaj atıyor sana?" dedi Deniz. Haklıydı saat 2'ye geliyordu, kafamı kaldırıp Deniz'e baktım
"Müneccim değilim bakmadan bilemiyorum"
"Harbi kanka abimde burada kim mesaj attı sana?" diyince Maya'ya baktım
"Mert'tir belki" diyerek telefonumun kilidini açtım. Bildirim çubuğunu indirdiğimde mesaj atanın Batu olduğunu gördüm, tabii benimle aynı anda Deniz de gördü.
"Batu beyden gelmiş mesaj!"
"Hasiktir" dedi Maya
"Bu saatte?" dedi Barış
"Yangına körükle gitme Barış" dediğimde 'Ne yapayım?' dercesine ellerini iki yana açtı. Bu sırada Deniz telefonu elimden aldı

Bela İkiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin